Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Türkiye üzerinde hesapları olan küresel aktörler, Türk milletinin tüm kesimlerinin meydanlara taşan yürek yangınına dönük elbette toplum mühendisliği yapıyorlar, yapacaklar.Bunda kimsenin şüphesi olmasın.Ancak Anayasal hakkını kullanarak meydanlarda bütünleşen Türk milleti, şunu kulağına küpe yapmalıdır:İşbaşındaki iktidar ve muhalefet partileri, Amerika ve AB aklıyla iş gördükleri için Türkiye bu haldedir.AKP hükümeti, Amerika ve AB’ye göre icraat yapıyor, muhalefet partileri de en az AKP kadar maharetle yine Amerika ve AB’ye göre muhalefet yapıyor, muhalif görünüyor. Bu yüzden hiçbirinin Türk milletine nefes aldıracak, huzurlu bir gelecek inşa edecek projeleri ve akılları yok!CHP, MHP, BDP ve sair partilerin hangisinin dişe dokunur, hangisinin elle tutulur bir projesi, bir programı var?! Ulusalcı geçinenin hangi ulusal projesi var?!Vahim icraatlarıyla Türk milletini meydanlara dökenlerle, meydanlara doluşan Tük milletini bağırtıp çağırtanlar arasında “çözüm ve çare” bağlamında hiçbir fark yoktur.Laf ile peynir gemisi yürümez. Meydan gösterileri işin başlangıcıdır; asıl sonuç sandıkta doğruyu tutturmakla alınır.Dolayısıyla bugün AKP’ye karşı bir çıkışla birleşip meydanlara doluşurken; yarın seçim sandığı önümüze getirildiğinde, muhalefet partileri ile AKP arasında “çözümsüzlük ve Amerikancılık bağlamında hiçbir fark olmadığını” görmez isek, bir Amerikancının kucağından bir başka Amerikancının kucağına düşeriz. Bu bakımdan tek farklı çözüm adresi vardır. Toplumun hangi kesiminden olursa olsun meydanlarda buluşanların, sandıkta buluşacağı tek çözüm ve birlik adresi BTP’dir, Prof. Haydar Dr. Baş’tır.Bu gerçeği idrak etmez ve sandıkta bir başka Amerikancıya yahut namı “ulusalcı” diye çözümü olmayana oyumuzu ve kendimizi kaptırırsak; sadece figüranlığımız bize kalır. Meydanlarda bağırırız, çağırırız, biber gazı yutar jop yeriz, dayak yeriz; sadece yediklerimiz yanımızda kâr kalır. Devlet ve milleti sömürenler, devranlarını aynen sürdürürler.Son olayları bu açıdan çok iyi tahlil etmek gerekiyor:Toplum mühendisleri, milletimizin meydanlara taşan haklı tepkisinden, Erdoğan sonrası dönem için Amerikancı ve Avrupa Birlikçi bir post çıkartmaya çalışıyorlar, bir.Müflis ekonomi, devlet ve milleti bitiren icraatlar ve Apo-PKK süreci yüzünden hızla dağılan AKP tabanını, partiye zamklamaya çalışıyorlar, iki.Yeni dönemde öncelikli olarak AKP içinden Fetullah Gülen, Abdullah Gül ve Bülent Arınç eksenli bir Amerikancı-golablist oluşumu olgunlaştırıyorlar, üç.Bu plan tutmazsa; Anayasal hakkını kullanarak meydanlarda gürleyen Türk milletinin safında olmak yerine; konjonktüre uygun vaziyette en stratejik vakitlerde yaptığı gibi AKP’nin yanında yer alan “stepne MHP” ile AKP arasında bir Amerikancı koalisyona zemin hazırlıyorlar, dört.Nümayiş provaları ile meydanları ve nabzı hazır hale getirilmiş Türkiye’de; dönemin AKP’li Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile ABD Dışişleri Bakanı C. Powell arasındaki 2 sayfalık mutabakatta kaydedilen “başkanlık modelli bir federatif yapılanmaya gidilmesi ve Güneydoğunun özerkliğinin sağlanması” milyonluk bir büyük meydan nümayişine bakar, beş.Meydanlarda ön sırlarda oturmakla kalmayıp Çankaya köşkünde ağırlanan BDP’den Apo’nun sözcüsü Sırrı Süreyya bu süreçten pay kapmayı gözlüyor. Aklı Çankaya hülyasıyla tutulmuş, burnunun dikine giden Başbakan R. T. Erdoğan ise, “tencere tava, hepsi hava”dan gidiyor. Erdoğan, orada kalmıyor; yangına adeta körükle giderek meydanlardaki milyonlara “yüzde 50’lik kesim” ile gözdağı veriyor.Meydanları tahrik edici bu “dikta imajı”nın hemen yanı başında; gösterilerden mesajı aldığını, Pensilvanya’daki görüşmede Fetulah Gülen’in “mülayemet” ve sair tavsiyelerini not aldığını, Cumhurbaşkanı Gül’den de talimatlar aldığı bizzat söyleyen dersini almış bir mülayim Bülent Arınç zuhur ediyor. Yanı başında ise Gül var, BDP’den Apo’nun sözcüsü Sırrı Süreyya Önder var, meydanlardaki nümayişçilere karşı onların safında teenni ile rol kapmış bir Devlet Bahçeli var.Bütün bunların hepsini toplasanız ve üstüne meydanların arka planında “ulusalcı” namıyla duran partileri ekleseniz; yine Amerikancı ve AB’ci siyasetten başka bir şey çıkmaz.Dolayısıyla meydanlarda ve sandıkta bütünleşeceğimiz tek milli duruş, yerli çözüm, proje, çare ve model siyaset vardır; o da BTP’dir.Ne kadar gaz yutarsak yutalım, ne kadar jop yersek yiyelim; bu gerçeği idrak etmediğimiz ve sandıkta gerçek adreste buluşmadığımız müddetçe, Türk milleti kazanmaz. Sadece küresel aktörler, onların taşeronları ve bölücüler kazanır. Kulağımıza küpe olsun!
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019