Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Sayın Hüseyin Baş, yaşanmakta olan bir gerçeğin adını koydu ve dedi ki; 'Çocuk doğuyor borçlu, yaşıyor borçlu ve ölüyor borçlu.'
Bu cümle, elhak doğrudur ve çeyrek asırdan beri Türk milletinin acı acı yaşamakta olduğu bir hakikatin çok çarpıcı bir ifadesidir.
Sayın Genel Başkanın bu tespitinden sonra zihnimize çok deli sorular üşüşüp duruyor, bu sorulardan en birincisi de şu; bir millet topyekûn borçlu ise alacaklılar kimler?
Millet adına bu borç senedini, bu borç çekini kimler imzaladı ve millete sormadan hangi hakla imzaladılar?
Bir ülke düşünün ki, o ülkede babalar var, anneler var, amcalar dayılar var, halalar teyzeler var, dedeler nineler var ve bu koca koca insanlar, torunlarının haklarını, hatta onların da torunlarının haklarını daha şimdiden yemiş tüketmişler.
Bilmem kaç kuşak sonra doğacak çocukların, torunların hanelerine milyon milyon borç yazdırmışlar.
Borçlu doğacak, borçlarla boğuşarak yaşayacak ve boynunda, bilmem kaç kuşak sonraki torunlarının borçları ile ölüp gidecek ve bu çok hazin, çok acı manzarayı, birileri de çıkıp; 'Yeni Türkiye, Türkiye Yüzyılı' diye pazarlayıp oy toplayacak.
Kendilerinden sonraki nesillere koca koca, tomar tomar borç takarak öte dünyaya göçmeye hazırlanan bugünün ebeveynlerine, bugünün amcalarına dayılarına, halalarına teyzelerine desek ki; 'boyunuzdan posunuzdan utanmıyor musunuz, yüz sene sonra yaşayacak olan torunlarınıza borç bırakmak neyin nesi?'
Eğer ağızlarında dilleri dönerse büyük ihtimalle diyecekler ki; bizim bir suçumuz yok, yöneticilerimiz yaptı, zaten bizler de borçlu doğduk, hayatımız boyunca borçlarla boğuştuk ve borçlu olarak öldük'.
İnsana demezler mi?
Aklınızı niye kullanmadınız, mantığınızı niye çalıştırmadınız, kârınızı-zararınızı niye hesap etmediniz?
Bir ömür sizin adınıza borçlanan, sizin adınıza önüne gelene çek-senet imzalayan ve kaç kuşak sonraki torunlarınızı dahi borçlandıran yöneticilerinizi niye ısrarla tepenizde taşıdınız?
Niçin borç tomarlarınız arttıkça borcunuzu artıranların eline-eteğine sarıldınız, neden ekmeğinizi azaltanlara, peynirinizi, zeytininizi, yumurtanızı, etinizi ve sütünüzü çalanlara ısrarla nasırlı ellerinizle alkış çaldınız?
Sahi millet borçlu, çocukları ve torunları borçlu, gelecek asırlara yetecek kadar borçları boylarını aşıyor da, bu alacaklılar kimler?
Ödediğimiz ve bir türlü bitmeyen borçlar kimlerin kasasına akıyor?
Bu borçlar sarmalının mucitleri kimler, hiç mi merak etmiyorsunuz?
deneme
- Emeklinin emeklemesi bile hayal oldu / 04.06.2025
- Olmuyor hacım olmuyor / 03.06.2025
- Mutlu musunuz? / 23.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025