AKP hükümeti, bir yandan, iki dönemden beri, aynen önceki dönemlerin Türk ekonomisine ilişkin hiçbir çözüm ve programları bulunmayan IMF'cileri gibi, Türkiye'yi soyduruyor. Diğer taraftan da İslam Konferansı Örgütü ve İSEDAK toplantılarında veya Türk-İslam coğrafyasındaki ülkelere yapılan ziyaretlerde "ticaretimizde kendi paramızı kullanalım" numarası çekiyor.AKP, hükümeti devralırken 220 milyar dolar olan iç-dış borç toplamımız, bugün 600 milyar dolarları aşmış vaziyettedir. Devlet artık borçların faizi ödeyemez duruma sürüklenmiştir. Dahası, millete ait en kârlı işletmeler ve kaynaklar, özelleştirme adı altında ecnebilere peşkeş çekilmiştir. Bu arada millet, işini-gücünü kaybetmiştir.Bu vaziyet, devlet ve milleti soydurmaktır. Çok partili siyasi tarihimizin en ağır ekonomik ihanetidir. Bu soygun ve batışın, hesabı-kitabını konuşalım.Gayr-ı Safi Milli Hasıla (GSMH) nedir?AKP hükümetine göre, Türkiye'nin GSMH'Sı ne kadardır?!Milletin cebindeki para nedir, piyasada ne kadar paramız vardır?! Komşularımızla yapacağımız ticarette güya kullanacağımızı ifade ettiğimiz para gerçekte kimin parasıdır?!Önce şunu açıkça görelim: Komşularımızla yapacağımız ticarette milli paralarımızı kullanma projesi, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beye ait, onun Milli Ekonomi Modeli'ne ait bir temel projedir. Bu proje hesabı-kitabı, formulü ve temeli bulunan reel bir projedir.Son zamanlardaki "milli para ile karşılıklı ticaret" söylemleri Prof. Dr. Baş'tan aşırılmıştır. O'nun projesinden çalınmadır; ama BOP'a göre sulandırılmış, küresel sömürgecilerin hesabına uydurulmuştur. Bu haliyle münafıkça sömürme yöntemidir. Gerçek ile alakası yoktur.GSMH şudur: Bir ülke vatandaşlarının bir yıl içinde ürettikleri toplam mal ve hizmetlerin, belli bir para birimi karşılığındaki değerinin toplamıdır.AKP hükümeti, Türkiye'nin 2008 yılı GSMH'sını 750 milyar dolar olarak beyan etmiştir.Her devlet, kendi GSMH'sı karşılığında kendi milli parasını basar, yüzde 30 ila yüze 65'lere varan uygun oranlarda emisyonunu genişletir.Prof. Dr. Baş, modelinde bu para hacmi ve GSMH-emisyon ilişkisini formülleriyle ortaya koymuştur. Bağımsız her devletin Merkez bankalarının basıp piyasaya sürdüğü para, piyasada, çarpan etkisiyle kendisinin birkaç misli fazla para gücü oluşturur. Bu hacim, paranın piyasadaki dolanım hızına göre değişir.Türkiye, kendi GSMH'sı karşılığında kendi parasını basıyor mu? Hayır? 25-30 yıldan beri basmıyor. İşte tan bu noktada devlet ve milletin GSMH'sının yabancılara peşkeş çekilmesi başlıyor.ABD ve sair gibi sömürgeci gelişmiş ülkelerin darphaneleri, hiçbir hesap-kitap gözetmeksizin "hard currency" basarlar. Türkiye gibi GSMH'sı karşılığında kendi parasını basmayan enayi ülkelerin bağımsız-özerk Merkez bankaları da "hard currency" üzerinden döviz rezervi bulundururlar. Böylece milletin GSMH'sını sömürgeci ülkelerin karşılıksız banknotlarına karşılık yapmış olurlar. Bu ilk soygun? Kullanılan bu banknot milli para olmadığı için, piyasadaki paranın dolanım hızına göre bu ecnebi "hard currency"ler, 15-16 kez piyasayı hortumlarlar. Bu da ikinci soygun? Diğer soygun ise, devlet, bu "hard currency"lere yüzde 20'lere varan faiz ödemek ve bu faizleri de milletin sırtından vergi olarak toplamak durumda kalır. Bu da üçüncü soygun?"Hard currency"lerin bir de taviz maliyeti vardır ki, o da "özelleştirme" dayatmasıyla en kârlı işletmeler ve kaynaklar "ecnebilerin bu karşılıksız banknotları"yla ecnebilere devredilir. Bu da dördüncü büyük soygun?Bu günlerde AKP'nin seslendirdiği "milli para manevrası" ise" bölgesel toplu soygun? Ecnebinin faiz ve taviz maliyetli "hard currency"lerini kasasına koyup karşılığı kadar "TL"yi piyasaya ve çevre ülkelere sürerek, bu para sanki "milli para" imiş gibi komşu ülkelerin kaynaklarının ve işletmelerinin hortumlanmasıdır. Bu da bölgesel büyük soygun? Bir de "hedge funds"cular, var? "Hedge funds"cular, Amerika, Japonya vs. gibi "emisyonunu bildiği gibi genişleten" ülkelerden yüzde 0-2 faizle borç alıp, bu "karşılıksız para"ları Türkiye'de yüzde 25-30 civarında faizle satıyorlar.Ondan sonra da Türkiye'de olduğu gibi vatan toprakları dahil her şey satılıyor; yine borç düşmüyor. Düşmez? Millet, açlıkla-işsizlikle cebelleşiyor. Cebelleşir? Devlet dilenci oluyor. Olur?Bunlardan kurtulmanın yolu, küresel sömürgecilerin Müslüman kılıklı üçkağıtçı-kapı kullarına dur deyip, tüm insanlığın modelini baş tacı ettiği bilge insan Prof. Dr. Baş'ı ve modelini işbaşına getirmektir. Gerisi soygun, sömürü, işsizlik, açlık, yoksulluk ve batmaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019