Kazakistan İktisat Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sabden Orazalı, Prof. Dr. Haydar Baş'ın 'Milli Devlet, Sosyal Devlet' tezinin küreselleşme karşısında panzehir olduğunu söyledi
Kazakistan İktisat Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sabden Orazalı, 'Milli Devlet, Sosyal Devlet' Kongresi'nde yaptığı konuşmada, küreselleşme sürecinde sıkıntıya düştüklerini, bu sürecin kendilerini Prof. Dr. Haydar Baş'ın 'Sosyal Devlet, Milli Devlet' tezini incelemeye yönelttiğini söyledi. Orazalı, "Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu tezlerin eşi ve benzeri yoktur" dedi.Sabden Orazalı, şunları söyledi: "Artık tarihçiler özel araştırma yapmadan, 'Globalleşme' kelimesinin kime ait bir terim olduğunu tespit edemezler sanıyorum. Bazıları Fransız inkılâbının 200. yıl dönümüne ve Berlin duvarının yıkımına denk düşen 1989 yıl sonrasına denk düşürmektedirler. Başka bir fikre göre, küreselleşme belirtileri daha önce ortaya çıkmıştır. 20. yüzyılın ikinci yarısında devlet milli ekonomilerin bir birine bağımlılığı artmış ve bu dönem entegrasyon ismini almıştır. Dünya iktisadın gelişimi, onun ortaya koyduğu şartlar, devletin tek başına ve eski uluslar arası hizmet paylaşım sisteminin çözemediği meseleler bunu gerektirmiştir. Günümüzde bağımsız devletler, küreselleşme döneminde iki süreç etkisi altındadır. Hakikatte kazanan gelişmiş ülkeler ve onların fertleridir ve aslan payını Amerika kapmaktadır. G-8 ülkeleri uluslararası kuruluşların siyasetini belirlemektedirler. O zaman yukarıda söylenenlerden sonra şu soruyu sormak gerekir? Globalleşme sürecinde Türk devletleri, geri kalmış diğer ülkeler, bu sürece nasıl karşı koyabilirler? Büyüyen ve gittikçe hazımsızlaşan bu süreçle kendi iktisatlarımız ne derecede rekabet edebilirler?"Milli Devlet demek bağımsızlık demektirİstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Ömer Saraçoğlu, 4. Uluslararası Milli Devlet Sosyal Devlet Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Türkiye'de uygulanan ekonomik sistemlerin mutlu bir azınlığı zenginleştirdiğini, işsizliği arttırdığını ve insanlarımızın büyük çoğunluğunu asgari ücretle çalışmaya mecbur ettiğini söyledi. Saraçoğlu, "Bugün yaklaşık bir milyon civarındaki vatandaşımız açlık sınırının altında ve yine yaklaşık 19 milyon vatandaşımız da yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkum edilmiş bulunmaktadır" dedi. Saraçoğlu, şunları söyledi: "Halbuki Sayın Baş, Milli Devletin aynı zamlanda sosyal devlet olabilmesi para ve vergi politikalarının yanında yeraltı ve yerüstü kaynaklarının da devlet - millet ortaklığı ile işletilmesinin hem bağımsızlık hem de millilik adına şart olduğunu söyleyerek aynı zamanda sömürgeciliğin önüne de nasıl geçilebileceğini göstermektedir. Yine bugün takip edilen politikalarda hayvancılık ziraat ve sanayide her kesin uğraşmasına gerek yoktur. İhtiyaçların İMF'den alınan faizli para ile dışardan ithal edilen ürünlerle giderilmesi yoluna gidilir. Bu konuda Sayın Baş, Milli Devlet ve Milli Ekonomide para da milli olmak zorundadır, diyerek paranın günlük alışveriş, tasarruf ve yatırımın dışında bütün bunları tahrik edip harekete geçiren ve aynı zamanda emeğin de karşılığı olarak basılması gerektiğini böylece dışardan maliyetli para yerine her devletin kendi parasını kullanmasını milli politikaların bir gereği görür. Sayın Baş, toprak ve tarım politikasını ise stratejik önemi gereği ülke savunmasına eş değerde tutulmuştur. İşte Prof. Dr. Haydar Baş Milli Divlet - Sosyal Devlet modeli ile bütün ulusların kendi kendine nasıl yetebilecklerinin nasıl kalkına bileceklerinin anahtarı olan mili ekonomi modelini uygulayarak dünyanın beklediği barışa sosyal adalete ve demokrasiye ulaşabileceklerinin adresini göstermektedir. Ve Prof. Dr. Haydar Baş Milli devlet ve Milli ekonomi ile fakirliği yoksulluğu suç sayacak düzenlemelerle insanlığın önüne yeni ufuklar açmaktadır. Milli Devlet demek siyasette bağımsızlık demek, Milli Devlet demek ekonomi de bağımsızlık demek, Milli Devlet kültürde bağımsızlık demektir."
Kazakistan İktisat Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sabden Orazalı, 'Milli Devlet, Sosyal Devlet' Kongresi'nde yaptığı konuşmada, küreselleşme sürecinde sıkıntıya düştüklerini, bu sürecin kendilerini Prof. Dr. Haydar Baş'ın 'Sosyal Devlet, Milli Devlet' tezini incelemeye yönelttiğini söyledi. Orazalı, "Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu tezlerin eşi ve benzeri yoktur" dedi.Sabden Orazalı, şunları söyledi: "Artık tarihçiler özel araştırma yapmadan, 'Globalleşme' kelimesinin kime ait bir terim olduğunu tespit edemezler sanıyorum. Bazıları Fransız inkılâbının 200. yıl dönümüne ve Berlin duvarının yıkımına denk düşen 1989 yıl sonrasına denk düşürmektedirler. Başka bir fikre göre, küreselleşme belirtileri daha önce ortaya çıkmıştır. 20. yüzyılın ikinci yarısında devlet milli ekonomilerin bir birine bağımlılığı artmış ve bu dönem entegrasyon ismini almıştır. Dünya iktisadın gelişimi, onun ortaya koyduğu şartlar, devletin tek başına ve eski uluslar arası hizmet paylaşım sisteminin çözemediği meseleler bunu gerektirmiştir. Günümüzde bağımsız devletler, küreselleşme döneminde iki süreç etkisi altındadır. Hakikatte kazanan gelişmiş ülkeler ve onların fertleridir ve aslan payını Amerika kapmaktadır. G-8 ülkeleri uluslararası kuruluşların siyasetini belirlemektedirler. O zaman yukarıda söylenenlerden sonra şu soruyu sormak gerekir? Globalleşme sürecinde Türk devletleri, geri kalmış diğer ülkeler, bu sürece nasıl karşı koyabilirler? Büyüyen ve gittikçe hazımsızlaşan bu süreçle kendi iktisatlarımız ne derecede rekabet edebilirler?"Milli Devlet demek bağımsızlık demektirİstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Ömer Saraçoğlu, 4. Uluslararası Milli Devlet Sosyal Devlet Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Türkiye'de uygulanan ekonomik sistemlerin mutlu bir azınlığı zenginleştirdiğini, işsizliği arttırdığını ve insanlarımızın büyük çoğunluğunu asgari ücretle çalışmaya mecbur ettiğini söyledi. Saraçoğlu, "Bugün yaklaşık bir milyon civarındaki vatandaşımız açlık sınırının altında ve yine yaklaşık 19 milyon vatandaşımız da yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkum edilmiş bulunmaktadır" dedi. Saraçoğlu, şunları söyledi: "Halbuki Sayın Baş, Milli Devletin aynı zamlanda sosyal devlet olabilmesi para ve vergi politikalarının yanında yeraltı ve yerüstü kaynaklarının da devlet - millet ortaklığı ile işletilmesinin hem bağımsızlık hem de millilik adına şart olduğunu söyleyerek aynı zamanda sömürgeciliğin önüne de nasıl geçilebileceğini göstermektedir. Yine bugün takip edilen politikalarda hayvancılık ziraat ve sanayide her kesin uğraşmasına gerek yoktur. İhtiyaçların İMF'den alınan faizli para ile dışardan ithal edilen ürünlerle giderilmesi yoluna gidilir. Bu konuda Sayın Baş, Milli Devlet ve Milli Ekonomide para da milli olmak zorundadır, diyerek paranın günlük alışveriş, tasarruf ve yatırımın dışında bütün bunları tahrik edip harekete geçiren ve aynı zamanda emeğin de karşılığı olarak basılması gerektiğini böylece dışardan maliyetli para yerine her devletin kendi parasını kullanmasını milli politikaların bir gereği görür. Sayın Baş, toprak ve tarım politikasını ise stratejik önemi gereği ülke savunmasına eş değerde tutulmuştur. İşte Prof. Dr. Haydar Baş Milli Divlet - Sosyal Devlet modeli ile bütün ulusların kendi kendine nasıl yetebilecklerinin nasıl kalkına bileceklerinin anahtarı olan mili ekonomi modelini uygulayarak dünyanın beklediği barışa sosyal adalete ve demokrasiye ulaşabileceklerinin adresini göstermektedir. Ve Prof. Dr. Haydar Baş Milli devlet ve Milli ekonomi ile fakirliği yoksulluğu suç sayacak düzenlemelerle insanlığın önüne yeni ufuklar açmaktadır. Milli Devlet demek siyasette bağımsızlık demek, Milli Devlet demek ekonomi de bağımsızlık demek, Milli Devlet kültürde bağımsızlık demektir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.