Geçen Cuma günü Malatya'da, Cumartesi günü de Elazığ'daydık. Gazetemizin bir grup yazarıyla birlikte, okurlarımızı ziyaret edip dertleştik.
Dertleştik diyorum, çünkü herkes dertli herkes sıkıntılı. Üniversite öğretim üyelerinden esnafa kadar halkın ortak görüşü aynı; ülke ciddi bir çıkmaza düşürülmüştür. Halk adeta Moğol istilası günlerini andıran bir karamsarlık içindedir. Ümitler zayıflamış, kafalar karışıktır.
Ancak söz Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e gelince; asık suratlar gülüyor, gözler parıldıyor. "O, farklı, o gelirse herşey tersine döner. Zaten miting meydanlarında, 24 saatte düzelteceğini söylemişti" diyorlar. Sohbet derinleşiyor. Birinci Dünya Savaşı sonunda ülkemizin nasıl bölüşülmek istendiğini, fakat Kuvayı Milliye hareketinin buna izin vermediğini dile getiriyoruz. Herkes aynı çözümde birleşiyor. Bugün de bir Kuvayı Milliye çözümüne ihtiyaç olduğunun altı çiziliyor.
Unutulmamalıdır ki, hiç bir ekip yedekleriyle şampiyon olmamıştır. Böyle zor günlerde en önemli kişilerin halkın önüne geçmesi lazımdır. Halkımız arif insanlardır. Onların da ortak dileği bu; artık Prof. Dr. Haydar Baş Bey halkın önüne geçmelidir. Yıllardan beri kendilerine fırsat verilen siyaset ekipleri görevlerini gereği gibi yapamamışlardır.
Dün birlik içinde olanlar bugün ikiye, üçe ayrılmıştır, biz yaparız diyenler hiç bir şey yapmamışlardır. Artık bu insanların acizliklerini kabul edip kenara çekilmeleri gerekir.
Yepyeni bir tez, yepyeni bir çözüm sahibi olan prof. Dr. Haydar Baş Bey ise ağırlığını koymalıdır. İşte o zaman milletin makus talihi aydınlık olur.
Malatya ve Elazığ insanını yıllardır tanırım. Mert, açık yürekli ve tek yüzlüdürler. Nasılsalar öyle görünürler, göründükleri gibi yürekleri vardır.
Onlarca insanla yüzyüze ve nihayet toplu mekanlarda hem dillerimizle ve hem de gönüllerimizle konuştuk. İnanç aynı, fikir aynı ve duygu aynı. Bu vatan bölünmemeli, bu millet esir edilmemelidir. Bunun için de çözüm; milli çözümdür. Son 50 yılda bu konuda en güzel çözüm, Prof. Dr. Haydar Baş Bey tarafından ortaya koyulmuştur.
Öyleyse bir milli yürüyüş gerekir. Bu öncüyü öne alıp dikkatle izlemek gerekir. Bu yürüyüş milyonlarca vücut olsa da tek yürek olmakla mümkündür. Tek bilek olmakla mümkündür. Tıpkı Leyla ve Mecnun gibi öyle birlik ki kimi kimden ayırt edememek gerekir. Ha sen o, ha o sen.
Yıllardır birlik tezini işleyen Prof. Dr. Haydar Baş Bey, artık kuvveden fiiliyata geçecek bir siyasi hamlenin de önünde olmalıdır. Gaziantepli böyle istiyor, Kilisli böyle istiyor, Malatyalı böyle istiyor, Elazığlı böyle istiyor. Milletin kahır ekseriyeti böyle istiyor.
Ümitsizliği ümide çevirmek için, karanlığı aydınlatmak için, birliği sağlamak için ve nihayet Büyük Türkiye ideali için bir farklı lider gerek. Millet yürümeye, millet coşmaya, millet kendine gelmeye hazır. Tüm Türk halkının ortak çağrısı, Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in işin önüne geçmesi istikametindedir. Bu aziz millet tarihten beri hiç yanılmamıştır. Bu konuda da son derece isabetli bir karar üzeredir.
Dertleştik diyorum, çünkü herkes dertli herkes sıkıntılı. Üniversite öğretim üyelerinden esnafa kadar halkın ortak görüşü aynı; ülke ciddi bir çıkmaza düşürülmüştür. Halk adeta Moğol istilası günlerini andıran bir karamsarlık içindedir. Ümitler zayıflamış, kafalar karışıktır.
Ancak söz Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e gelince; asık suratlar gülüyor, gözler parıldıyor. "O, farklı, o gelirse herşey tersine döner. Zaten miting meydanlarında, 24 saatte düzelteceğini söylemişti" diyorlar. Sohbet derinleşiyor. Birinci Dünya Savaşı sonunda ülkemizin nasıl bölüşülmek istendiğini, fakat Kuvayı Milliye hareketinin buna izin vermediğini dile getiriyoruz. Herkes aynı çözümde birleşiyor. Bugün de bir Kuvayı Milliye çözümüne ihtiyaç olduğunun altı çiziliyor.
Unutulmamalıdır ki, hiç bir ekip yedekleriyle şampiyon olmamıştır. Böyle zor günlerde en önemli kişilerin halkın önüne geçmesi lazımdır. Halkımız arif insanlardır. Onların da ortak dileği bu; artık Prof. Dr. Haydar Baş Bey halkın önüne geçmelidir. Yıllardan beri kendilerine fırsat verilen siyaset ekipleri görevlerini gereği gibi yapamamışlardır.
Dün birlik içinde olanlar bugün ikiye, üçe ayrılmıştır, biz yaparız diyenler hiç bir şey yapmamışlardır. Artık bu insanların acizliklerini kabul edip kenara çekilmeleri gerekir.
Yepyeni bir tez, yepyeni bir çözüm sahibi olan prof. Dr. Haydar Baş Bey ise ağırlığını koymalıdır. İşte o zaman milletin makus talihi aydınlık olur.
Malatya ve Elazığ insanını yıllardır tanırım. Mert, açık yürekli ve tek yüzlüdürler. Nasılsalar öyle görünürler, göründükleri gibi yürekleri vardır.
Onlarca insanla yüzyüze ve nihayet toplu mekanlarda hem dillerimizle ve hem de gönüllerimizle konuştuk. İnanç aynı, fikir aynı ve duygu aynı. Bu vatan bölünmemeli, bu millet esir edilmemelidir. Bunun için de çözüm; milli çözümdür. Son 50 yılda bu konuda en güzel çözüm, Prof. Dr. Haydar Baş Bey tarafından ortaya koyulmuştur.
Öyleyse bir milli yürüyüş gerekir. Bu öncüyü öne alıp dikkatle izlemek gerekir. Bu yürüyüş milyonlarca vücut olsa da tek yürek olmakla mümkündür. Tek bilek olmakla mümkündür. Tıpkı Leyla ve Mecnun gibi öyle birlik ki kimi kimden ayırt edememek gerekir. Ha sen o, ha o sen.
Yıllardır birlik tezini işleyen Prof. Dr. Haydar Baş Bey, artık kuvveden fiiliyata geçecek bir siyasi hamlenin de önünde olmalıdır. Gaziantepli böyle istiyor, Kilisli böyle istiyor, Malatyalı böyle istiyor, Elazığlı böyle istiyor. Milletin kahır ekseriyeti böyle istiyor.
Ümitsizliği ümide çevirmek için, karanlığı aydınlatmak için, birliği sağlamak için ve nihayet Büyük Türkiye ideali için bir farklı lider gerek. Millet yürümeye, millet coşmaya, millet kendine gelmeye hazır. Tüm Türk halkının ortak çağrısı, Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in işin önüne geçmesi istikametindedir. Bu aziz millet tarihten beri hiç yanılmamıştır. Bu konuda da son derece isabetli bir karar üzeredir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Baki Bektaş / diğer yazıları
- Gerçek hayat ahiret hayatıdır / 09.09.2003
- Tek çare birlik / 11.09.2002
- Misyonerlik faaliyetlerinin boyutları / 30.05.2002
- Halkımız çok iyi bir gözlemci / 25.05.2002
- Derviş'e göre deniz bitti / 24.05.2002
- Aziz ol, Elazığ / 17.05.2002
- Kayseri, sen ne imişsin! / 15.05.2002
- Tek çare birlik / 15.04.2002
- Görebilmek / 08.04.2002
- En büyük terör işgaldir / 06.04.2002
- Tek çare birlik / 11.09.2002
- Misyonerlik faaliyetlerinin boyutları / 30.05.2002
- Halkımız çok iyi bir gözlemci / 25.05.2002
- Derviş'e göre deniz bitti / 24.05.2002
- Aziz ol, Elazığ / 17.05.2002
- Kayseri, sen ne imişsin! / 15.05.2002
- Tek çare birlik / 15.04.2002
- Görebilmek / 08.04.2002
- En büyük terör işgaldir / 06.04.2002