(dünden devam…)
"Millî hareket lehindeki bu gelişmelerden memnun kalan Mustafa Kemal Paşa, 31 Ekim 1919 tarihinde Müftü ve ileri gelenlere aşağıdaki telgrafı göndermiştir: "Müftü-i Belde hazretleri ve eşraf-ı muteberan-ı kirame, Vatan ve dinimizle ilgili hislerinize şükran duyuluyor. Meşru bir hükûmet ve bağımsız bir millet olarak yaşamaya azmetmiş olan hiçbir ecnebi ve işgal ve kontrolünü kabul edemez, millî teşkilatlanmayı genişletiniz.
Mütareke hükümlerine aykırı olan her türlü haksızlığı protesto ve icabında fiilen reddetmeniz meşru ve kutsal amaçlarımızın gerçekleşmesi için şarttır. Millet, maksadını gerçekleştirinceye kadar davasına devam edecektir." (Sarıkoyuncu, 2002, s.184-186).
Daha sonra Ermenilerin tecavüzleri hakkında da şöyle bir telgraf hazırlamışlardır: "1920 senesi Ocak ayının 17. günü saat 10'da meçhul bir sebep dolayısıyla Ermeniler, evvela fark edilmeyecek şekilde birer ikişer dükkanlarını kapatarak gitmişlerdi. Biraz sonra bu hal, ani ve umumi bir şekilde yapılmış ve heyecanla koşup mahallelerine çekilmekle neticelenmişti. Ahali-i İslamiye, bu heyecanın sebebini bir türlü anlayamamıştı.
Buna rağmen o zaman bırakıp gitmek isteyenlere bir şey olmadığını ve heyecana gerek bulunmadığını söylemiş ve gerekli yardımı yapmış idik.
Aynı günden ta bugüne kadar erkek, kadın, çocuk, ihtiyar, ahali-i Hıristiyaniyeye sabahtan akşama kadar pazarda, hamamda ve serbest dolaşıp alışveriş etmekte oldukları ve hiçbir İslam'ın fena bir muamelesine maruz kalmadıkları ve vaktinde adi kavga bile görülüp, işitilmediği halde, Hıristiyanlar, memlekette asayişsizlikten bahsederek dükkanlarını açmamakta devam ediyorlar. Urfa'nın, İngilizlerin taht-ı işgalinde iken, aynı hadise iki defa daha tekrar etmişti" denildikten sonra telgraf şöyle devam etmişti:
"… Daima mutlak bir sükûnet içinde yaşayan Urfa İslam ahalisi, bu hale hayretle bakmakta ve bir mânâ verememektedirler. Ahalinin sükûnet perverliğine bütün Hıristiyanlar şahit oldukları halde memleketin asayişini lekelemekte bir siyasî maksat olduğuna biz artık kanaat getirmiş bulunuyoruz.
İngilizlerin Urfa'dan çekileceği rivayeti söylenmeye başladığı zaman Fransızların işgaline dair henüz bir rivayet şayi olmamış iken bu hadise birkaç gün fasılayla iki kere tekerrür etti ve buna müteakip Fransız işgali vukû buldu. Şimdi de anlaşılıyor ki… Urfa'nın senelerce işgal altında bulundurmak zaruretine binaen havadis icadı hilesine teşebbüs ediliyor.
Medeniyet âleminin hakiki temsilcisi olan Amerika'nın sırf insanî prensiplerine ve bütün beşeriyetin tebcil ettiği düsturlarına karşı, siyasî dimağları istila emellerine çare bulmak istiyorlarsa, vatanını düşünen vatandaşlarıyla iyi ilişkilerden başka bir hisle mütehassıs olmayan ve bunu Hıristiyanlara sermaye vermek, ticarî ve ziraat akdetmek, cins ve mezhep tefrik etmeksizin memuriyetlere getirmek sûretiyle iyi niyetini ispat etmiş olan memleketimizin tarihini, şerefini, bu siyasetle medeniyet âleminde lekelemek usulünü takbih eder ve bütün medeniyet âlemine protesto ederiz." (Kuzu, 2015, s.76-77)." (Prof. Dr. Haydar Baş, Hoş Geldin Atatürk).
(devam edecek…)
- ABD ve İsrail’i gölgede bıraktılar… / 28.10.2024
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020