Milli Mücadeleyi örgütleyen müftüler ve din adamları
Bu bölümde yer verdiğimiz müftüler, müderrisler, din adamları; Mustafa Kemal’in liderliğinde, düzenli bir orduya dönüşene kadar kurdukları küçük birlikler ile düşmanın Anadolu topraklarında ilerleyişini durdurmuştu
31.07.2025 00:40:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Bu bölümde yer verdiğimiz müftüler, müderrisler, din adamları; Mustafa Kemal'in liderliğinde, düzenli bir orduya dönüşene kadar kurdukları küçük birlikler ile düşmanın Anadolu topraklarında ilerleyişini durdurmuş; düşman devletlere ve saraya kendi imkanları ile işgali durdurmaları yönünde önemli beyannameler göndermiş, telgraflar çekmişler, binlerce kişinin katıldığı mitingler tertiplemişlerdir.
Devrek Müftüsü Abdullah Sabri, müderrisînden Hacı Süleyman, Çine'de Millî Ordu Müftüsü Esad, İsmail Şükrü Efendi (Çelikalay), Hafız İbrahim Efendi (Demiralay), Karacabey müfti-i sabıkı Mustafa Fehmi, İnebolu Müftüsü Ahmed Hamdi Efendi, Urfa Müftüsü Hasan Hüsnü Efendi, Denizli Müftüsü Ahmed Hulusi Efendi, Amasya Müftüsü Hacı Tevfik, Kuvva hareketinin güçlenmesinde gayret eden, önde gelenlerindendir.
Bunlar Mustafa Kemal ile şahsen temasa geçmiş, orduya teçhizat, mühimmat yardımını örgütlemişlerdir
Bu geniş bölüm, bazılarının "Mustafa Kemal din adamlarını kullandı" iddiasını da çürütmektedir. Zira pek çoğu ilk Meclis'te mebus olarak da yer alacak eğitimde olan müftülerin esasen son derece şuurlu bir şekilde "gavur çizmesi görmektense ölmeyi tercih ettiklerini" okuyacaksınız.
AMASYA'DA MÜFTÜ HACI TEVFİK EFENDİ
9 Mart 1919'da Samsun, İngilizler tarafından derhal işgal edildi. Aynı ay içinde Merzifon'da işgale uğradı ve Amasya ilini zorlamaya başladılar.
Din adamlarını burada da halkın önünde görüyoruz.
İngilizlerin saat kulesinin kapısını kırarak Türk bayrağını indirip, İngiliz bayrağı asmasından sonra halk galeyana gelmiştir.
"Topçu yüzbaşısı Cevat Bey, 'Biz muharebe meydanlarında bunun için mi cenk ettik?' diyordu.
Amasya şehir merkezi kısa sürede olayın yayılması ile çalkalanıyordu. Saathane önünde toplanan ahali hep bir ağızdan şiddetle protestoya başladı. Durumdan iyice korkan İngilizler saat kulesinin kapısını tuttular. Kendi bayraklarının kuleden indirilmesine engel olmaya çalışıyorlardı.
'Çıkaralım paçavrayı, yırtalım gardaşlar' sesleri arasında, 'Susun susun hoca efendiler geliyor' diye bağrıldı. Halk ise hem yol açıyor, hem de 'olmaz, olmaz böyle bir şey' diyorlardı.
Açılan yoldan da Müftü Hacı Tevfik Efendi, Kadı Ali Himmet Efendi, Hoca Bahaddin Efendi ve Vaiz Abdurrahman Kamil Efendiler, 'Sakin olalım, sakin olalım' diyerek geldiler. Hepsi de endişeliydiler.
Gözyaşlarını tutamayan Kadı Ali Himmet Efendi, 'Allah büyüktür. Bizim gibi bir asil milletin memleketinde böyle âlimler, evliyalar bulundukça, yabancı bayrağı buralarda dalgalanamaz' diye sesini yükseltti.
Halkın galeyanı arasında ansızın beklenmeyen bir uğultu oldu, peşinden de oldukları yere yattılar.
Kısa süren fırtınanın, saat kulesinin tepesindeki İngiliz bayrağını paramparça ederek Yeşilırmak üzerine savurup attığını, ayağa kalkan bütün ahali gördüğü zaman sevinç nidaları her yanı sardı.
Tekbir sesleri getirerek ayağa kalkanlar, İngiliz bayrağının yerinde olmadığını gördüler.
Halkın ani cesaret bulması ve bayrağın aniden sökülerek yok olmasından korkan İngiliz askerleri geri çekildiler. Kule kapısından kaçan askerler, hükûmet konağına koşarak girdiler. Halk ise kuleden indirilen Türk bayrağını besmele ve tekbir sesleri ile geri çektiler.
Hükûmet konağında mutasarrıfın odasında tartışan İngiliz temsilci Solter, dışarıda cereyan eden olay karşısında korkuya kapılıp yanındaki askerleri ile otomobile binip kaçtı."
TRAKYA PAŞAELİ MÜDAFAA-İ HEY'ET-İ OSMANİYESİ
Mondros Ateşkes Andlaşması'ndan sonra, halkın işgale karşı direnişini simgeleyen ilk cemiyet budur.
1 Aralık 1918'de kurulmuştur. Edirne kongresi sonrasında, "Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti" ile birleşene kadar faaliyetini bu isim altında sürdürmüştür.
Beyannamede şöyle yazar:
"Ecdadımzın celalet yadigârı olarak, Avrupa'da elimizde yalnız Edirne vilayeti kalmış iken, bu mübarek toprakların Müslüman olan mühim bir kısmı da kötü idare yüzünden Bulgar boyunduruğuna geçmiştir.
Bu da yetmiyormuş gibi son zamanlarda payitahtın bekçisi olan yurdumuza göz diktiğini görmekten elem ve ızdırap duymaktayız.
Türklerin gadre uğramış haklarını müdafaa etmek için Trakya Paşaeli Müdafaa-i Hey'et-i Osmaniyesi teşekkül etmiştir."
Cemiyetin ilk reisi, Edirne Müftüsü Mestan Efendi, ikincisi Müftü Hilmi Efendi'dir.
Trakyalıların, Edirne kongresinde silahlı savunma kararı almaları Mustafa Kemal Paşa tarafından takdirle karşılanmıştır." (Prof. Dr. Haydar Baş Hoş Geldin Atatürk eserinden)
Devrek Müftüsü Abdullah Sabri, müderrisînden Hacı Süleyman, Çine'de Millî Ordu Müftüsü Esad, İsmail Şükrü Efendi (Çelikalay), Hafız İbrahim Efendi (Demiralay), Karacabey müfti-i sabıkı Mustafa Fehmi, İnebolu Müftüsü Ahmed Hamdi Efendi, Urfa Müftüsü Hasan Hüsnü Efendi, Denizli Müftüsü Ahmed Hulusi Efendi, Amasya Müftüsü Hacı Tevfik, Kuvva hareketinin güçlenmesinde gayret eden, önde gelenlerindendir.
Bunlar Mustafa Kemal ile şahsen temasa geçmiş, orduya teçhizat, mühimmat yardımını örgütlemişlerdir
Bu geniş bölüm, bazılarının "Mustafa Kemal din adamlarını kullandı" iddiasını da çürütmektedir. Zira pek çoğu ilk Meclis'te mebus olarak da yer alacak eğitimde olan müftülerin esasen son derece şuurlu bir şekilde "gavur çizmesi görmektense ölmeyi tercih ettiklerini" okuyacaksınız.
AMASYA'DA MÜFTÜ HACI TEVFİK EFENDİ
9 Mart 1919'da Samsun, İngilizler tarafından derhal işgal edildi. Aynı ay içinde Merzifon'da işgale uğradı ve Amasya ilini zorlamaya başladılar.
Din adamlarını burada da halkın önünde görüyoruz.
İngilizlerin saat kulesinin kapısını kırarak Türk bayrağını indirip, İngiliz bayrağı asmasından sonra halk galeyana gelmiştir.
"Topçu yüzbaşısı Cevat Bey, 'Biz muharebe meydanlarında bunun için mi cenk ettik?' diyordu.
Amasya şehir merkezi kısa sürede olayın yayılması ile çalkalanıyordu. Saathane önünde toplanan ahali hep bir ağızdan şiddetle protestoya başladı. Durumdan iyice korkan İngilizler saat kulesinin kapısını tuttular. Kendi bayraklarının kuleden indirilmesine engel olmaya çalışıyorlardı.
'Çıkaralım paçavrayı, yırtalım gardaşlar' sesleri arasında, 'Susun susun hoca efendiler geliyor' diye bağrıldı. Halk ise hem yol açıyor, hem de 'olmaz, olmaz böyle bir şey' diyorlardı.
Açılan yoldan da Müftü Hacı Tevfik Efendi, Kadı Ali Himmet Efendi, Hoca Bahaddin Efendi ve Vaiz Abdurrahman Kamil Efendiler, 'Sakin olalım, sakin olalım' diyerek geldiler. Hepsi de endişeliydiler.
Gözyaşlarını tutamayan Kadı Ali Himmet Efendi, 'Allah büyüktür. Bizim gibi bir asil milletin memleketinde böyle âlimler, evliyalar bulundukça, yabancı bayrağı buralarda dalgalanamaz' diye sesini yükseltti.
Halkın galeyanı arasında ansızın beklenmeyen bir uğultu oldu, peşinden de oldukları yere yattılar.
Kısa süren fırtınanın, saat kulesinin tepesindeki İngiliz bayrağını paramparça ederek Yeşilırmak üzerine savurup attığını, ayağa kalkan bütün ahali gördüğü zaman sevinç nidaları her yanı sardı.
Tekbir sesleri getirerek ayağa kalkanlar, İngiliz bayrağının yerinde olmadığını gördüler.
Halkın ani cesaret bulması ve bayrağın aniden sökülerek yok olmasından korkan İngiliz askerleri geri çekildiler. Kule kapısından kaçan askerler, hükûmet konağına koşarak girdiler. Halk ise kuleden indirilen Türk bayrağını besmele ve tekbir sesleri ile geri çektiler.
Hükûmet konağında mutasarrıfın odasında tartışan İngiliz temsilci Solter, dışarıda cereyan eden olay karşısında korkuya kapılıp yanındaki askerleri ile otomobile binip kaçtı."
TRAKYA PAŞAELİ MÜDAFAA-İ HEY'ET-İ OSMANİYESİ
Mondros Ateşkes Andlaşması'ndan sonra, halkın işgale karşı direnişini simgeleyen ilk cemiyet budur.
1 Aralık 1918'de kurulmuştur. Edirne kongresi sonrasında, "Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti" ile birleşene kadar faaliyetini bu isim altında sürdürmüştür.
Beyannamede şöyle yazar:
"Ecdadımzın celalet yadigârı olarak, Avrupa'da elimizde yalnız Edirne vilayeti kalmış iken, bu mübarek toprakların Müslüman olan mühim bir kısmı da kötü idare yüzünden Bulgar boyunduruğuna geçmiştir.
Bu da yetmiyormuş gibi son zamanlarda payitahtın bekçisi olan yurdumuza göz diktiğini görmekten elem ve ızdırap duymaktayız.
Türklerin gadre uğramış haklarını müdafaa etmek için Trakya Paşaeli Müdafaa-i Hey'et-i Osmaniyesi teşekkül etmiştir."
Cemiyetin ilk reisi, Edirne Müftüsü Mestan Efendi, ikincisi Müftü Hilmi Efendi'dir.
Trakyalıların, Edirne kongresinde silahlı savunma kararı almaları Mustafa Kemal Paşa tarafından takdirle karşılanmıştır." (Prof. Dr. Haydar Baş Hoş Geldin Atatürk eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.