logo
28 MART 2024

Modern haçlı siyaset mühendisliği

22.04.2012 00:00:00
Bugün emperyalist Batı, kendisine düşman olarak İslam medeniyetini, İslam dünyasını ve bu dünyadaki millî devletleri koymuştur. Bütün planlar, çalışmalar buna dönüktür. İçerdeki gafiller de bunlara bilerek veya bilmeyerek truva atı olarak hizmet ediyorlar. Liberaller, Türk düşmanı etnik ırkçılar ve gafil ılımlı İslamcılar, küresel emperyalist derin dünya devleti ile ele ele, kafa kafaya vermişler, İslam dünyasının millî devletler yapısını parçalayıp kabileler, mezhepler, ırklar çatışmasına dayalı bir kargaşa ortamına doğru sürüklüyorlar.
Bugün için “Türk” terimi, biyolojik anlamda etnik bir kimlik adı değil sosyolojik anlamda bir millet bütünlüğünü ifade eder. Etnik bir kabile adı olarak görüp onun dışında başka etnik gruplar da vardır, şeklindeki bir söylem, millet bütünlüğünü parçalamaya götürür. Türkiye’de siyasî ve idarî anlamda millet bütünlüğünü korumak ve devam ettirmek sorumluluğu taşıyan bir kişi, her gittiği yerde olur olmaz “Türkiye’de 36 etnik kimlik var” deyip bunları tek tek sayamaz. Bunun yerine “tek millet, tek vatan, tek bayrak, tek devlet, tek dil” ilkesine uygun olarak hukukî, kültürel ve sosyolojik anlamda “Türkiye’de tek millet vardır o da Türk milletidir” der. Türkiye’de yaşayan herkesi tek bir millet yapısı altında perçinlemeye çalışır. O milletin adı da “Türk milleti”dir. Türk milletini yönetme sorumluluğu bu duyarlılığı gerektirir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası Türklük ruhundan soyutlanırsa o zaman vatanın ve devletin tapusu, mülkiyeti başka milletler tarafından kolayca paylaşılmaya açık hâle gelecektir. Nitekim Yugoslavya’da olan budur. Orada Hırvat, Makedon, Boşnak, Sırp gibi millet ve kimlikler hukuken ve resmen ayrılıp meşrulaştığı için Yugoslavya bu milletlere göre parçalanmıştır. Aynı şekilde Çekoslavakya’da Çek ve Slovak milletleri belirgin bir millet kimliği kazandığı için ayrıldılar. Dolayısıyla Türkiye’de Türk milletinden başka bir millet var etmeye çalışmanın amacı, zaman içinde vatanı ve devleti paylaşmaya götürür. Böyle bir şeyi içerden ve dışardan Türk düşmanları isteyebilir; ama Türkler nasıl böyle bir projeye teşne olurlar? İşte bu anlaşılmaz bir durum. Bunu kabul etmek bilgisiz ve bilinçsizse oluyorsa gaflet, bilinçli olarak yapılıyorsa ihanettir. Türkiye’de insan hakları, kültürel haklar, demokrasi, ayrı dil, eyalet gibi isteklerin amacı, önce Türk’ten ayrı bir millet yaratmak, sonra bu millete vatan ve devlet tahsis etmektir.
Millî Güvenlik Kurulu’nun anayasal bir kurum olmaktan çıkarılmak istenmesini bir iyi niyet teşebbüsü olarak göremeyiz. Ülkemize yönelen iç ve dış tehditlerin görüşüldüğü, strateji ve politikaların belirlendiği bu kurul, tamamen yok edilerek Türk milletinin kendi millî varlığını savunma refleksleri, tedbir alma kanalları tıkanmak istenmiştir.
Amerika ve Avrupa Birliği kaynaklı bazı odakların Yeni Osmanlıcılık, ılımlı İslam, demokrasi gibi söylemlerinin amacı Türkiye’yi Türksüzleştirmektir. Atatürk’ün kurduğu tam bağımsız ve bağlantısız millî Türk devleti, emperyalist batıyı başından beri rahatsız etmiş ve binbir türlü hile ve planlarla bu yapıyı yıkmaya çalışmışlardır. Avrupa Birliği Atatürk’ün kurduğu bu devleti, suni bir devlet olarak görmüştür. Çünkü batıya rağmen kurulmuş bir devlettir. Dış odaklar Sevr planından vazgeçmiş değillerdir. Değişik ad ve kılıflar altında onu hayata geçirme mücadelesine devam ediyorlar.
Türkiye’yi Türksüzleştirme, Anayasayı Türklük ruhundan soyutlama çabaları, Osmanlının son zamanlarındaki Prens Sabahattin’in Ahrar Fırkasının, Hürriyet ve İtilaf Partisi’nin Yeni Osmanlıcılık politikasının devamıdır. Yeni bir şey değildir. Osmanlıcılık fikrinin esası şuydu: Osmanlı Devleti birbirinden ayrı özellikte farklı milletlerden, unsurlardan, kavimlerden oluşmaktadır. Her kavme istedikleri her şeyi verme ve adem-i merkeziyetçilikle merkezden değil; yerinden yönetimle federatif bir yapıyı kurma. Birbirinden iyice ayrıştırılmış kavimlerin “biz hepimiz kardeşiz, Osmanlıyız, aynı devletin unsurlarıyız” demelerini bekleme. Fakat ne hazindir ki saf Türk’ten başka Osmanlıyız diyen olmamış, herkes ben Arnavudum, Ben Bulgarım, ben Rumum, ben Ermeniyim, ben bilmem neyim diye kendi millî kimliğini ve varlığını güçlendirerek ayrı devlet olma yoluna düşmüş.
Şimdinin Yeni Osmanlıcıları da benzer bir yaklaşım içindeler. Bugün Yeni Osmanlıcılık fikri daha çok Amerika ve Avrupa Birliği kaynaklı odaklardan seslendiriliyor, içerdeki sözcüleri de onları sadece tekrar ediyor. Emperyalizm Türk millî varlık ve bütünlüğünü Yeni Osmanlıcılık aldatmacasıyla yıkıp parçalamak, millî Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni tasfiye etmek istiyor. Nitekim 2003 yılında Amerika Birleşik Devletlerinin İstinye’de bulunan başkonsolosluğunda Yeni Osmanlıcılık konusunda bir seminer düzenlenmiş, buna 10 gazeteci de katılmıştır. Bu seminerin amacı da Türkiye ile Amerika’nın ortak çıkarlarını birleştirmekti.
ABD siyasetine yön veren düşünce üreticilerinden biri olan Dinesh D’Souza, 1995’te bir kitabında şöyle diyor: “Biz İslam köktenciliğini dönüştürmeliyiz, onları liberalleştirmeliyiz.” ABD’nin dış politikası, Irak ve İran’daki totaliter rejimleri yıkıp, Batının kapitalizm, demokrasi ve bilim düşüncelerini oraya taşımaktır.”
ABD’nin eski dışişleri bakan yardımcısı Richard Holbrook şöyle demiş: “11 Eylülden beri ABD dünyanın her yerinde ılımlı İslam demokrasiler istiyor.”
Batılı şer odakların istedikleri Türkiye ve diğer İslam ülkelerine dayattıkları ılımlı İslam projesinin özü şudur: Müslümanlar, hak din olarak sadece İslam’ı bilmesinler. Yahudilik ve Hıristiyanlık de semavî din olarak, hak din olarak kabul edilmeli. Bunun için İbrahimî dinler adı altında dinlerarası diyaloga önem verilmeli. Yani hak din olarak bu üç din kabul edilecek, bunlar arasında diyalog olacak. Böylece İslam’ın tek hak din olduğu gerçeği ortadan kaldırılmış olacak. Diğer yandan ılımlı İslam anlayışına göre Müslümanların batı kaynaklı sömürü sistemlerine itiraz edilmeyecek, küresel emperyalist güçlerin Müslümanlar üzerindeki zulüm ve sömürüleri meşru görülecek, onaylanacak, en azından ses çıkarılmayacak. Onların istediği ılımlı Müslüman, kendisini sömürene, zulmedene ses çıkarmayan mülayim Müslüman tipidir. Yani Amerika Irak’ı işgal etmişse, orada milyonlarca Müslümanın ölümüne, yaralanmasına, işsiz, evsiz kalmasına, perişan olmasına sebep olmuşsa buna ses çıkarılmayacak.
Bu bağlamda mesela ılımlı İslamcılara göre emperyalist işgalci batılı devletlere “tek dişi kalmış canavar” diye bayrak açan Mehmet Âkif ılımlı değil, belki radikal Müslüman filan şeklinde algılanacaktır.
Halbuki İslam tektir. İslam İslam’dır. Başka İslam yok. Haçlı-Siyon ittifakının istediği İslam ise budanmış, kuşa dönmüş, uysallaştırılmış, ehlileştirilmiş, Yahudi ve Hıristiyanların isteğine göre dönüştürülmüş, yeniden biçimlendirilmiş bir İslam’dır. Velhasılı kelâm Müslüman Türkler, bir an önce, iş işten geçmeden, yol yakınken aklını başına almalıdır. Sonra ortada ne akıl kalacaktır ne baş.
 
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
Altınok'u aklayıp Yavaş'ı suçlamaya kalkan yandaşa kapak
'Siz merak etmiyor musunuz?'
Soykırım 174 gündür sürüyor
Can kaybı 32 bin 552'ye yükseldi
Özgür Özel'den kurultay itirafı
'1 Nisan’dan sonraki sürece taliptik'
'Vatandaş' BTP'de karar kıldı
Darende'de bu gerçek oldu...
BDDK savcılığa yazı gönderdi
Seçil Erzan'ın telefonu incelenecek
Sevgi evinde şüpheli ölüm
Bebek yatağında ölü bulundu
'Rusya sadece Ruslarındır' akımına Putin'den tepki
'Ülkede 190 etnik grup var'
Saray'dan Mehmet Şimşek açıklaması
'İtibar etmeyiniz'
Terör saldırısında ölü sayısı arttı
Hayatını kaybedenler 143'e yükseldi
Bağımsız aday olan eski CHP'li başkana seslendi
'Son kez uyarıyorum!'
Kılıçdaroğlu sonunda patladı
'Bilal'e anlatır gibi son kez anlatıyorum'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
Altınok'u aklayıp Yavaş'ı suçlamaya kalkan yandaşa kapak
'Siz merak etmiyor musunuz?'
Soykırım 174 gündür sürüyor
Can kaybı 32 bin 552'ye yükseldi
Özgür Özel'den kurultay itirafı
'1 Nisan’dan sonraki sürece taliptik'
'Vatandaş' BTP'de karar kıldı
Darende'de bu gerçek oldu...
BDDK savcılığa yazı gönderdi
Seçil Erzan'ın telefonu incelenecek
Sevgi evinde şüpheli ölüm
Bebek yatağında ölü bulundu
'Rusya sadece Ruslarındır' akımına Putin'den tepki
'Ülkede 190 etnik grup var'
Saray'dan Mehmet Şimşek açıklaması
'İtibar etmeyiniz'
Terör saldırısında ölü sayısı arttı
Hayatını kaybedenler 143'e yükseldi
Bağımsız aday olan eski CHP'li başkana seslendi
'Son kez uyarıyorum!'
Kılıçdaroğlu sonunda patladı
'Bilal'e anlatır gibi son kez anlatıyorum'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.