Mübahele ayeti Al-i İmran Suresinin 61. ayetidir. "Kim sana gelen bilgiden sonra seninle bu konuda tartışırsa, de ki: Gelin oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra mübahele (beddua) edelim de Allah'tan yalancılar üzerine lânet dileyelim." Mübahele Günü içinde bulunduğumuz bu Zilhicce ayının 24'ü veya 25'inde gerçekleşmiştir.
Peygamber Efendimiz (s.a.a) ve en yakınları, Ehl-i Beyt'i bu olaydan zaferle çıkıyor ve Necranlılar cizye ödemeyi kabul ederek helak olmaktan son anda kurtuluyorlar.
Bu ayet-i kerimede, Ehl-i Beyt adına bir kaç tane çok önemli nokta göze çarpmaktadır.
Birinci olarak; bu ayet-i kerime, İmam Hasan ve İmam Hüseyin'in (a.s) Resulullah'ın oğulları olduğuna delalet etmektedir. "Gelin; oğullarımızı ve oğullarınızı... çağıralım." Nitekim ayetin bu kısmı ona işaret etmektedir. "Nisaena ve Nisaekum" (kadınlarımız ve kadınlarınız) cümlesinden de Hz. Fatıma anamız (s.a) kast olunmuştur.
İkinci olarak; bu ayet-i şerife ile; Emirü'l Müminin Ali, Fatıma-yı Zehra, Hasan ve Hüseyin'in (a.s) Resulullah'dan (s.a.a) sonra, mahlûkatın en şerif ve en aziz insanları oldukları ispat edilmektedir.
Nitekim Zemahşeri, Beyzavi, Fahri Razi gibi Ehl-i Sünnet âlimleri kendi kitaplarında buna çokça değinmişlerdir. Özellikle Zemahşeri bu ayet-i şerifenin tefsirinde genişçe bahsedip Âl-i Aba'nın beş ferdinin bir araya toplanmasının hakikatlerini ortaya serdikten sonra şöyle demiştir: "Bu ayet, Peygamberle birlikte abanın altında toplananların, en faziletli olduklarına en büyük delildir ve bu ayetten daha büyük bir delil olamaz."
Üçüncü olarak; bu ayet, Hz. Ali'nin (as) Hz. Peygamber'in (s.a.a) bütün ashabından daha üstün ve faziletli olduğuna bir delildir. Zira Allah Teâlâ bu ayette, Hz. Ali'yi (a.s) Hz. Peygamber'in nefsi olarak tanımlamıştır. "Enfusena"? (nefislerimiz) kelimesinden kasıt, Resulullah'ın kendi nefsi olmadığı apaçıktır. Bu ayetteki "Enfusena""dan kasıt, Resulullah'ın nefsi mesabesinde olan başka birisinin davet olunmasıdır.
İmam Rıza (a.s) bu ayet-i kerimenin Hz. Ali'nin (a.s) Kur'an'daki en önemli faziletlerinden biri olduğunu belirterek şöyle devam etmiştir: "Hz. Ali'nin en büyük fazileti mübahale ayetinde zikredilen fazilettir. Bu ayette Allah Resulü (s.a.a) O'nun oğulları olan Hasan ve Hüseyin'i (a.s) ve kadınlarımız kelimesinin misdakı olan Hz. Fatıma'yı (s.a) davet etmiştir. Hz. Peygamber (s.a.a) Müminlerin Emiri Hz. Ali'yi (a.s) de Hristiyanlarla mübahele etmeye (lanetleşmeye) çağırmış ve Yüce Allah'ın hükmüyle Ali (a.s), Hz. Resulullah'ın (s.a.a) nefsi olarak adlandırılmıştır. Allah'ın yaratıklarından hiç kimse Resulullah'dan (s.a.a) daha üstün olmadığına göre Allah'ın hükmü gereği Resulullah'ın (s.a.a) nefsi olarak adlandırılan Hz. Ali (a.s) de herkesten daha faziletli ve daha üstündür."
- Öz anneden daha aziz annemiz / 09.05.2025
- Azılı müşrik Übeyy b. Halef / 03.05.2025
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025