logo
12 MAYIS 2024

Muğla'da 'su' ve 'kuraklık' alarmı

Türkiye'de Rize'den sonra en fazla yağış alan Muğla, iklim değişikliği ve kuraklık sonucu yağış miktarının düşmesi sonrası 'aşırı kurak' iller içinde yer aldı
14.07.2021 12:19:00
Muğla'da 'su' ve 'kuraklık' alarmı
Muğla'da 'su' ve 'kuraklık' alarmı
Yaz aylarında özellikle Bodrum'da su sıkıntısının gündeme gelebileceği açıklanırken, Muğla Büyükşehir Belediyesi Su Kanalizasyon Müdürü (MUSKİ) Genel müdürü Baki Ülgen, vatandaşları su tasarrufu konusunda uyarıda bulundu.



Haziran'da metrekareye 8,4 kg yağış düştü

Ülgen yaptığı açıklamada, "Dünyada yaşanan iklim değişikliklerinin olumsuz etkileri son yıllarda iyice kendini hissettirmeye başlamıştır. Son olarak, geçtiğimiz günlerde açıklanan Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün değerlendirmesine göre son aylarda Muğla'nın bazı bölgelerinde şiddetli, bazı bölgelerinde ise çok şiddetli kuraklık yaşandı. Temmuz ayı başlarında yaşanan sıcaklıkların artışı ile birlikte ilimizde de yeraltı ve yer üstü su kaynaklarında azalmalar yaşanmaktadır. Buna göre Türkiye'nin en fazla yağış alan ikinci ili konumunda olan Muğla'da geçen yıla göre yağışlar bu yılın son üç ayında yüzde 80 oranında azaldı. Muğla'nın merkez ilçesine 2020 yılı Nisan ayında metrekareye 39.9, Mayıs ayında 44.0, Haziran ayında 39.9 oranında yağış düşerken, 2021 yılı Nisan ayında 8.4, Mayıs ayında 0.3, Haziran ayında ise 8.4, oranında yağış düştü.

Yağışların geçen yıla oranla azalmasıyla birlikte barajlarımızda da su seviyelerindeki azalışın başladığını belirtmek isterim. Bugün itibariyle geçen yıla oranla barajlarımızdaki su seviyemiz yarı yarıya düştü. 2020 yılı Temmuz ayında yüzde 49,25 olan Mumcular Barajı bu yıl 23,52 seviyelerine düşerken, 2020 yılında Geyik Barajı yüzde 90,08 seviyesinde seyrederken 2021 Temmuz ayında bu seviye yüzde 55,56 olarak ölçüldü" dedi.



'88 içme suyu kuyusu kurudu'

Bazı bölgelerdeki içme suyu kuyularının kuruduğuna dikkat çeken Ülgen, 'Barajlarımızın yanı sıra vatandaşlarımızın içme suyu sıkıntısı çekmemesi için 665 içme suyu kuyumuz aktif olarak kullanılıyor. Ancak bu 665 içme suyu kuyumuzun bazılarında yüzde 50 oranında azaldığı görülürken, 2021 yılı başından bu yana 88 içme suyu kuyumuz tamamıyla kurudu. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün son verilerine göre Muğla'da kuraklığın standart yağış indeksine göre şiddetli kuraklık, normalin yüzdesi metoduna göre de orta ve şiddetli kuraklık görüldüğü geçtiğimiz Mayıs ayında açıklanmış idi. Bu yıl her zamankinden daha fazla su kaynaklarımızı korumaya, her zamankinden daha fazla tasarruf etmeye ihtiyacımız var' diye konuştu.

'Su tasarrufu şart'

Turizmin yanında Muğla'nın bir tarım kenti olduğunu dikkat çeken MUSKİ Genel Müdürü Baki Ülgen, 'Muğla turizm kenti özelliğinin yanında önemli bir tarım kenti. Türkiye'de yıllık su tüketimin yüzde 74'ünün tarımsal sulamada kullanılması sebebiyle; açık kesitler üzerinden vahşi sulama yöntemleri ile değil modern borulamayla iletim, damlama sulama sistemleriyle tarımsal sulamanın yapılması, izinsiz ve gereksiz yeraltı suyu kullanılmasının engellenmesi büyük önem arz etmektedir. Sonuç olarak şunu da belirtmeliyim ki içme ve kullanma suyunun tasarruflu kullanılması amacıyla vatandaşlarımızın, su tasarrufu hakkında hassasiyet göstermeleri kuraklığın etkisini hafifletebilecektir' dedi.İHA
'Sinan Ateş cinayeti başka bir yere evrilecek'
BTP lideri gündemi değerlendirdi
Gökyüzünde eşsiz manzara
Kuzey Işıkları Kuzeyce'de
Erdoğan'ın çağrısına Ostim'den cevap geldi
Togg zırhla kaplandı
UNRWA bildirdi
Refah'tan 300 bin kişi zorla göç ettirildi
Anneler gününde anne cinneti
9 yaşındaki çocuğunu öldürdü
Açık artırma ile satılacak
Sahibinden satılık kilise!
Yunanistan'dan iade-i ziyaret
Miçotakis yarın Ankara'ya geliyor
'10 ailenin anneler gününü kutlamıyorum'
Acılı annenin buruk günü
Bugün Anneler Günü
Anneler Günü'nüz kutlu olsun
4 milyon kişiyle yapılan araştırma
Kanser ile obezitenin bağlantısı var
BM raportöründen İsrail'e Gazze tepkisi
'Holokost'u çağrıştırıyor'
Kazanandan çok protestolar damga vurdu
İsrail için kabul gibi Eurovision
Lastiği patlayan tıra başka ir tır çarptı
Feci kazada 2 kişi öldü
'Bir çanta para getirdiler, kabul etmeyince öldürdüler'
Ayşe Ateş'ten çarpıcı açıklamalar
CHP'den belediyelere yeni genelge
Şatafat ve israftan kaçının
'Sinan Ateş cinayeti başka bir yere evrilecek'
BTP lideri gündemi değerlendirdi
Gökyüzünde eşsiz manzara
Kuzey Işıkları Kuzeyce'de
Erdoğan'ın çağrısına Ostim'den cevap geldi
Togg zırhla kaplandı
UNRWA bildirdi
Refah'tan 300 bin kişi zorla göç ettirildi
Anneler gününde anne cinneti
9 yaşındaki çocuğunu öldürdü
Açık artırma ile satılacak
Sahibinden satılık kilise!
Yunanistan'dan iade-i ziyaret
Miçotakis yarın Ankara'ya geliyor
'10 ailenin anneler gününü kutlamıyorum'
Acılı annenin buruk günü
Bugün Anneler Günü
Anneler Günü'nüz kutlu olsun
4 milyon kişiyle yapılan araştırma
Kanser ile obezitenin bağlantısı var
BM raportöründen İsrail'e Gazze tepkisi
'Holokost'u çağrıştırıyor'
Kazanandan çok protestolar damga vurdu
İsrail için kabul gibi Eurovision
Lastiği patlayan tıra başka ir tır çarptı
Feci kazada 2 kişi öldü
'Bir çanta para getirdiler, kabul etmeyince öldürdüler'
Ayşe Ateş'ten çarpıcı açıklamalar
CHP'den belediyelere yeni genelge
Şatafat ve israftan kaçının

Cumhurbaşkanı Erdoğan çağrı yaptı, Togg zırhla kaplandı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Togg için 'Zırhlısını da yapabilir misiniz' sorusu üzerinden yola çıkan işletmeci İsmail Eşsiz, 'İlk Togg'u BR4 seviyesinde zırhladık. Şimdiki aracımızı da BR6 seviyesinde uzun namlu silahlara karşı zırhlamayı planlıyoruz' dedi.
12.05.2024 13:03:00 / Güncelleme: 12.05.2024 13:08:44
İhlas Haber Ajansı
Cumhurbaşkanı Erdoğan çağrı yaptı, Togg zırhla kaplandı
Cumhurbaşkanı Erdoğan çağrı yaptı, Togg zırhla kaplandı
Ankara'da Ostim Organize Sanayi Bölgesi'nde araç zırhlama işi ile uğraşan İsmail Eşsiz, yüksek tehditlere karşı geliştirdikleri araç zırhlama işlemini yerli ve milli yapım Togg'a uyguladı.
Araç zırhlama işlemine 23 yıl önce başladığını belirten İsmail Eşsiz, uyguladıkları gizli zırhlama sistemi ile her şartta ilerleyen ve performans kaybına uğramayan araçlar ürettiklerini söyledi.

Togg yüksek tehditlere karşı zırhlanıyor

Tam elektrikli otomobile zırh uygulama işlemini ilk kez Togg ile gerçekleştirdiklerini aktaran Eşsiz, 'Geçtiğimiz aylarda Cumhurbaşkanımızın 'Togg'u ne zaman zırhlayacağız' diye sorduğu bir haberle karşılaşmıştım. Biz de oradan yola çıkarak başladık. İlk Togg'u BR4 seviyesinde zırhladık. Şimdiki aracımızı da BR6 seviyesinde uzun namlu silahlara, yüksek tehditlere karşı zırhlamayı planlıyoruz' ifadelerini kullandı.



Sıradaki Togg'u hafif malzemeler kullanılarak, araçta kabin içini 360 derece zırhla kaplayacaklarını ve alt tabanda bomba battaniyesi yerleştirilecek.

Zırhlama işlemi sonrasında Togg'un menzilinde gözle görülür bir değişiklik olmadığını dile getiren Eşsiz, BR4 seviyesi tabanca mermilerine karşı mukavemet gösterirken BR6 seviyesi de AK-47, G-3 Piyade Tüfeği gibi uzun namlu silahlara karşı dayanıklılık gösterdiğini kaydetti.



'Sıradaki Togg'da daha kaliteli ve profesyonel olacak'

Togg'u ilk zırhlama sürecinin ortalama 45 gün sürdüğünü aktaran Eşsiz, 'Bütün Ar-Ge çalışmalarımızı yaptık ve başarıya ulaştık. Sıradaki Togg'da daha kaliteli ve profesyonel olacak. Bu da ortalama 20 gün 25 gün civarında bitirmeyi planlıyoruz' dedi.

İlk aracında tesliminden sonra Togg sahibi vatandaşların zırhlama işlemine taleplerinin arttığını dile getiren Eşsiz, 'Şu anda sırada 6 tane aracımız var. Özellikle Togg bekleyen müşterilerimiz var. Onlara da hızlı bir şekilde yanıt vermeyi planlıyoruz' diye konuştu.

Adıyaman'da en acı Anneler Günü

12 Mayıs Anneler Günü Adıyaman'da acı ve hüzün içerisinde kutlanıyor.
12.05.2024 12:40:00 / Güncelleme: 12.05.2024 12:42:38
İhlas Haber Ajansı
Adıyaman'da en acı Anneler Günü
Adıyaman'da en acı Anneler Günü
6 Şubat depremlerinde en ağır hasar alan iller arasında bulunan Adıyaman'da, binlerce vatandaş yıkılan yapıların enkazları altında kalarak hayatını kaybetmişti.

6 Şubat Depreminde annesini yada kızını kaybeden bir çok vatandaş, ellerine aldıkları çiçeklerle Adıyaman Belediyesi Yeni Mezarlığa gelerek burada mezarları ziyaret etti.

Annesini ve kızlarını kaybeden bir çok vatandaş göz yaşları içerisinde Anneler Gününü kutladı. Hüzünlü anların yaşandığı mezarlıkta annesini yada kızlarını kaybeden kişiler yüreklerinin yandığını ve bu acının hiçbir şekilde unutulmayacağını dile getirdi.



Bazı mezar taşlarında 'Toprak emanetime iyi bak, benim sarıldığım gibi sarıl anneme' yazan yazılar ise hüzünlendirdi.

Sınır güvenliği devletlerin bekası için hayati önem taşıyor

Sınır güvenliği, bir devletin egemenliğinin en temel göstergelerinden biridir
12.05.2024 12:18:00
Hasan Parlak
Sınır güvenliği devletlerin bekası için hayati önem taşıyor
Sınır güvenliği devletlerin bekası için hayati önem taşıyor
Sınır güvenliği, bir devletin egemenliğinin en temel göstergelerinden biridir. Sınır güvenliği, bir ülkenin toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve halkının güvenliğini koruma açısından hayati öneme sahiptir.

Ulusal güvenliğin sağlanması, ekonomik istikrarın korunması ve toplumsal huzurun devamı için kritik bir öneme sahiptir.

Küreselleşen dünyada, sınırların korunması daha da zorlaşmakta ve devletler bu meydan okumaya karşı yeni tedbirler geliştirmek zorunda kalmaktadır.

Sınırlar, yalnızca coğrafi çizgiler değil, aynı zamanda kültürel, ekonomik ve siyasi etkileşimlerin merkezidir. Sınır güvenliği, kaçakçılık, yasa dışı göç, terörizm gibi tehditlere karşı koruma sağlar ve ulusal güvenlik için stratejik bir rol oynar.

Alınacak Tedbirler

Fiziki Güvenlik Önlemleri: Sınır hattı boyunca duvarlar, çitler ve gözetleme kuleleri gibi fiziki engellerin inşası.

Teknolojik Yatırımlar: İleri gözetleme teknolojileri, dronlar, termal kameralar ve hareket dedektörleri gibi teknolojik araçların kullanımı.

Eğitim ve İstihbarat: Sınır güvenlik personelinin eğitimi ve istihbarat kapasitesinin artırılması.

Uluslararası İş Birliği: Komşu ülkelerle iş birliği ve koordinasyon içinde çalışarak sınır güvenliğini artırmak.

Hukuki Düzenlemeler: Sınır ihlallerine karşı caydırıcı yasal düzenlemelerin yapılması ve uygulanması.

Entegre Sınır Yönetimi: Sınır yönetiminde kurumlar arası ve uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesi.

Sınır güvenliği, devletlerin bekası için kritik bir öneme sahiptir. Çeşitli tehditlere karşı etkili bir koruma sağlamak için fiziki, teknolojik, eğitim ve hukuki tedbirlerin yanı sıra, uluslararası iş birliği ve entegre sınır yönetimi yaklaşımları da büyük önem taşır.

Bu tedbirler, sınırların ve devletlerin güvenliğini sağlarken, aynı zamanda insan, sermaye ve malların yasal serbest geçişlerini kolaylaştırarak refah ve ekonomiye katkı sağlar.

Deprem uzmanı uyardı: 'Şırnak, deprem bölgesinde'

Şırnak Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Dr. Öğr. Üyesi İbrahim Behram Uğur; Adıyaman, Bitlis ve Hakkari arasında bulunan yerleşim yerlerinin deprem bölgesinde olduğunu, Şırnak'ın diri fay hattı üzerinde olduğuna dikkat çekti
12.05.2024 12:03:00
İhlas Haber Ajansı
Deprem uzmanı uyardı: 'Şırnak, deprem bölgesinde'
Deprem uzmanı uyardı: 'Şırnak, deprem bölgesinde'
Şırnak Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Dr. Öğr. Üyesi İbrahim Behram Uğur; Adıyaman, Bitlis ve Hakkari arasında bulunan yerleşim yerlerinin deprem bölgesinde olduğunu, Şırnak'ın diri fay hattı üzerinde olduğuna dikkat çekti.

6 Şubat'ta meydana gelen ve 11 ili etkilen depremin ardından, Türkiye'de diri fay hattı haritası güncellendi. Dr. Öğr. Üyesi İbrahim Behram Uğur, daha önce Şırnak'tan geçen ve aktif olmayan 2 farklı fay hattının olduğu, 2012 yılında Şırnak'ta meydana gelen 2 deprem ile birlikte bu fay hatlarının aktif hale geldiği ve güncel diri fay hattı haritasının yeninden çizildiğini öne sürdü.

Türkiye'nin bir deprem bölgesi olduğunu hatırlatan Dr. Uğur, "Bölgemizde de aktif faylar mevcut. Doğu Anadolu fayı dediğimiz, Türkiye'nin en önemli iki fay hattından bir tanesi. Bunun dışında Güney Doğu Anadolu bindirme fayı dediğimiz bir fay hattı var. Bu da Bitlis ile Zagros bindirme kuşağı olarak geçiyor. Bu noktada Bitlis ile Adıyaman ve Hakkari arasındaki bütün bölgelerde bu fay hattına dahil oluyor.

Bunun dışında bizim Şırnak ilini ilgilendiren bir başka fay hattı da, Cizre fay hattı. Bu da 2012 yılı öncesinde aktif olmayan bir fay olarak değerlendirilirken, 2012'de yaşanan Silopi ve Uludere depremlerinden sonra bu fay hattı da 2013'teki aktif fay haritasında güncellendi. Artık diri yani aktif fay hattı olarak değerlendiriliyor. Dolayısıyla Şırnak fay hatlarına yakın bir lokasyonda bulunduğu için deprem tehlikesi mevcut olduğu bir bölgede" dedi.

Bina yapımında C30 olarak sınıflandırılan beton ve inşaat demirinin kaliteli olması gerektiğini, bina rejitilerinin arttırılması için mutlaka perde beton kullanılması gerektiğine dikkat çeken Dr. Uğur, şöyle konuştu:



"Bizim önceliğimiz yeterli dayanımda malzeme kullanılması. Ne demek bu' Örneğin bir beton numunenin, kullanacağımız beton malzemenin yapının taşıyıcı sistemlerin deki uygun mukavemete sahip olması gerekmekte. Örneğin C30 olarak sınıflandırıyoruz. Bu ne demek' Beton numunesinin 30 megapaskallık bir basınç etkisine dayanabilmesi. Bunun dışında kullanılan halk arasında inşaat demiri olarak bilinen donatılarında belirli standartlarda, standartlara uygun bir şekilde olması gerekmekte. Yeterli dayanımdan sonra, yeterli rijitlik dediğimiz bir kavram var. Yeterli rijiklikte kaba tabirle yapının deprem ya da yanal kuvvetler etkisinde yer değiştirme yapmaya gösterdiği direnç olarak algılanıyor.

Bu aşamada bizim yapının rejitini arttırmamız için betonarme perde kullanımına gitmemiz gerekiyor. Nedir betonarme perde' Düşey taşıyıcı, kolonun büyük ölçülü, büyük ebatta olduğu, yani kaba tabir ile büyük ölçülü kolon diyebiliriz. Bunların kullanılan yapının deformasyonlara karşı dayanımı direncini arttırıyor. Dolayısı ile deprem esnası salınımda yer değiştirmesini de sınırlıyor. Bir başka konu da süneklik. Süneklikte yapı elemanlarını nasıl ki bir lastiği tutup çektiğimiz zaman kopmadan belirli bir miktar uzayabiliyorsa bizim bazı elemanlarımız da bu şekilde esneme yapmasını istiyoruz. Büyük deprem kuvvetleri altında. Buda ani göçmeleri engelliyor. Dolayısı ile can güvenliğinin sağlanmasına yarayan bir husus.'

İçişleri bakanlığı tarafından 6 Şubat'ta meydana gelen depremin ardından görevlendirilerek, deprem bölgesindeki yapıları incelediklerini aktaran Dr. Uğur, '6 Şubat depremlerinden hemen sonra, mart ayında İçişleri Bakanlığının görevlendirmesi ile natamam binaların devam edip etmeyeceğine karar vermek için raporlar oluşturmak üzere görevlendirildik. Orada sadece natamam binalar değil, bütün bina stoğunu inceleme fırsatımız oldu. İlk gittiğimizde gördüğümüz manzara içler acısıydı.

Yapı stoğunun büyük çoğunluğu eski binalar oluşturmaktaydı. Bu eski binaların da herhangi bir mühendislik hizmeti almadığı kanaatini getirdik. Çünkü kullanılan malzemeler, yapılan uygulamaların gerçekten deprem yönetmeliklerine hiçbir şekilde uyumlu olmadığını tespit ettik. Yeni yapılan binalarda, kontrolünü sağladığımız binaların çoğunluğunda fazlaca bir kusur olmadığını tespit ettik. Buda şu anlama geliyor. 2018 deprem yönetmeliğine uygun bir şekilde yapılan binaların diğerlerine nazaran daha güvenli olduğunu söylemek mümkün" diye konuştu.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.