Prof. Dr. Haydar Baş hocamız, İmam Hüseyin eserinde "Muhtar Kûfede'ki Ubeydullah yanlılarını öldürüyor" başlıklı bölümünde şu bilgilere yer veriyor: Muhtar, biat eden halkı topladı ve "Ey Müslümanlar! Ben şimdi Mehdi tarafından geldim, o Muhammed bin el-Hanefiyye'dir. Ve bana, "Hz. Muhammed'in kanını dileyin" diye buyurdu. Lakin benim doğruluğumdan kuşkuya düştü. Vardılar, sordular, şüpheleri artık kalmadı. Şimdi çıkmaya tedbir alın. Kim itaat ederse onları biliniz" dedi.
Halk da ona, "Biz itaatkârız, emre boyun eğenlerdeniz. Ama gerek ki İbrahim bin Mâlik bin Üştür bu biatte beraber olmak istiyor. Çünkü o bahadır ve çok ulu bir silahşor kişidir ki bu iş onunla tamam olur. Ve Amir bin Şurahbil Şa'bi de bu biatte birlikte olmalıdır" dediler. (Taberî, Tarih, Gürtunca tercümesi, c.4, s.149) Muhtar, Muhammed bin Hanefiyye'nin ağzından yazılmış bir mektup çıkararak İbrahim'in biatini almıştır. "İkinci gün İbrahim, Muhtar'a adam gönderdi. Çıkmak gününü tayin etti. Ve Hicret'in altmış beşinci yılının Rebiülevvel ayının on beşinci perşembe gecesi huruc ettiler.
İyas bin Mearib, Kûfe'de askerin komutanı idi. Bunu haber aldı. Abdullah o zaman Kûfe'de emirdi. Vaziyeti ona haber verdi. Abdullah, "Ne yapmak gerektir" dedi. İyas da, "Kûfe'nin yedi mahallesi vardır. Her gece yedi kişiyi güvendiğin kişilerden seç, beş yüz kişiyle birlikte o mahallelerde gezinsinler. O mahallelerde kim çıkış hareketinde bulunursa başını kessinler. Ben de beş yüz kişiyle bu yedi mahalleyi dolaşayım. Bunların ne harekette bulunduklarını haber alayım" dedi.
Bunlar aldıkları emir üzerine birkaç gece gezdiler. Vakta ki, tayin edilen gece geldi. Akşam namazından sonra halk İbrahim'in evinde toplandılar. Herkes demir zırhını giyindi. Elbiselerini zırhlarının üzerine geçirdiler. Kılıçlarını göğüslerine hamaylı ettiler. Gecenin bir bölümü geçince İbrahim atına binip Muhtar'ın kapı-sına camaatiyle birlik vardı. Yolda İyas b. Mudarib -ki, kapıcı idi ona rastladı. İbrahim onun karnına bir ok sapladı. Ok arkasından çıktı. İyas yere düştü. Arkadaşları kaçtılar. Abdullah bin Muti'in kapısına geldiler. Ve ona haber verdiler. İbrahim de kendi adamları ile Muhtar'ın kapısına geldiler. İbrahim de zırh giyip Muhtar'ın kapısına geldiler. Muhtar da zırh giyip ata binip, dışarı çıktı. Halk bölük bölük Muhtar'ın kapısında toplandı. Muhtar söylesinler diye, "Ya Ali sırat-i el-Hüseyin" sözlerini alamet kıldı. Sonra mahallelerin içine adamlar gönderdiler, bu sözleri halkın toplaması için bağırttılar.
İbrahim, "Bu yanlıştır şundan ötürü ki, Abdullah bin Muti her mahalleye asker göndermiş ve "Her kim evinden çıkarsa öldürülsünler" demiş. Şimdi yapılacak iş şudur ki, ben kendim varayım, mahalleleri gezeyim ve halkı davet edeyim. Abdullah bin Muti'nin adamları ile savaşayım. Ta ki halk benim yanımda toplansınlar" dedi. Böylece İbrahim her mahallede gezdi ve halkı çağırdı. Ve çok kişi de toplandı. O vakta ki, Zecr bin Kays'ın bulunduğu mahalleye geldi. Zecr ilerledi. Yüz kişiyle savaşa girişti. İbrahim bunları bozdu. Çoğunu öldürdü. Sonra Süveyd bin Abdurrahman'ın mahallesine vardılar. Savaşla uğraştılar. İbrahim Süveyd'i öldürdü. Askerini de bozdu. Böylece her mahalleye vardı. "Ya Ali sırati'l Hüseyn" sözleriyle bağrışıyorlardı. Halk da çevresinde düzgünce toplanıyordu. Sipahi halk ve ulufeli yaya halk da saray kapısına, Abdullah bin Muti'nin kapısına toplandılar. Abdullah bin Muti'ye, "Muhtar çıkıp saray kapısında oturuyor, çağrıcıları gönderip mahallelerde halkı topluyor. Sen o çok halk toplamadan, onun üzerine asker gönder" dediler. Abdullah da Şeyb bin Rebi'yi ikibin kişi ile gönderdi. (Yarın devam edecek)…
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-XI / 30.11.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-X / 29.11.2020