Mübarek üç aylar içindeyiz. Allah'ın ayı olan Receb'in sonlarındayız. Bu ayın 27. gecesi Mi'rac Kandili olarak İslam aleminde kabul edilmektedir. Mi'rac, Peygamberimizin en büyük mucizelerinden biridir. Peygamberimiz (s.a.v.) bir gece Mescid?i Haram'dan alınarak, Mescid?i Aksa'ya kadar götürülüp, oradan göklere çıkarılmış, ilahi ayetler kendisine gösterildikten sonra alındığı yere yatağının sıcaklığı soğumadan tekrar geri getirilmiştir.
Resûlullah'ın Mescid?i Haram'dan Mescid?i Aksa'ya olan yolcuğu İsra, oradan semaya huruc edişine Mi'rac adı verilir. Kur'an?ı Kerim'de Mi'rac şöyle anlatılır: "Mümtaz kullarını, ayetlerimizden bazısını kendisine gösterelim diye bir gece Mescid?i Haram'dan alıp, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid?i Aksa'ya kadar götüren Allah, her türlü noksanlıktan münezzehtir, eksikliklerden uzaktır. Her şeyi işiten ve gören O'dur." (İsra, 1).
Mi'rac'a yükselmeden önce Hz. Cebrail gelerek, Resûlullah'ın kalbini zemzemle yıkamış; içini hikmet ve iman nuruyla doldurmuştur. "İnşirah?ı sadr" olarak bilinen bu mucize bir sefer de çocukluk yıllarında uygulanmıştı.
Hz. Cebrail, Burak'ı hazır bulundurmaktadır. Burak, Allah Elçisini görünce şaha kalkar. Hz. Cebrail, "Kendine gel ey Burak! Yemin olsun ki, haşir sabahına kadar Muhammed Mustafa kadar şerefli bir insan senin sırtına ne binmiştir, ne de binecektir" der. Yıldırımdan hızlı bir yürüyüşle Allah Resulü, mü'minlerin ilk kıblegâhı olan Mescid?i Aksa'ya misafir edilir.
Peygamberimiz Cebrail ile yedi kat göğü geçmiş, bu seyir esnasında birinci kat semada Hz. Adem, ikinci kat semada Hz. İsa ve Hz. Yahya, üçüncü kat semada Hz. İdris, beşinci kat semada Hz. Harun, altıncı kat semada Hz. Musa ve yedinci kat semada Hz. İbrahim ile selamlaşmıştır.
Allah Elçisi öyle bir fezaya çıkarıldı ki; kaderleri yazan kalemlerin cızırtısı duyulmaktaydı. Ve nihayet Allah Resûlü'nün önünde Sidre?i Münteha sahası açıldı. Allah'tan başkasının bilmediği makamlar gösterildi. Bu son noktadır. Belki de bu saha, Hz. Muhammed için yaratılmış, sadece Peygamberimiz için bir defaya mahsus olarak kullanılmıştır. Bundan öteye Hz. Cebrail dahi geçemez.
Sidretü'l?Münteha'dan öteye yolculuk Refref ile yani muhabbetullah ile gerçekleşmiştir. Mi'rac mucizesi, rüyada gerçekleşmiş olsaydı ne bu kadar itiraz alır, ne de kimsenin dikkatini çekerdi. Bu öyle büyük bir mucizedir ki, Allah Resûlü göğe ruh ve beden olarak yükseltilmiştir. Nitekim ayette "Kalp gözünün gördüğünü, baş gözü yalanlamadı" (Necm, 11) buyurulmuştur.
Hz. Peygamber, Allah'ın rızası uğruna çektiği çilelerin hiçbirinden yılmadı. Tıpkı Mi'rac esnasında cennet ve cehennemi gördüğü halde onlara takılmadığı gibi? Onun bu halini Cenab?ı Hak şöyle övmüştür: "Gözü ne şaştı, ne de haddi aştı. And olsun ki, Rabbinin ayetlerinin en büyüklerinden olanlarını gördü." (Necm, 17?18).
Bakara Suresi'nin son ayetleri, beş vakit namaz, Muhammed Ümmeti'nden Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmayanların bağışlanacağı müjdeleri ile döndü dost meclisinden? (Prof. Dr. Haydar Baş, Rahmeten?li'l?Âlemin, c.1).
Mü'minlere farz olan beş vakit namaz Cenab?ı Hak ile kulun görüşmesidir. Resûlullah (s.a.v) kulun Rabb'ine en yakın olduğu anın, namazdaki secde anı olduğunu bildirmiştir. (Müslim, Salât, 42; Ebû Davud, Salât, 152). Resûlullah (s.a.a) ile Allah'ın (c.c) görüşmesine Mi'rac denilmiştir. Namaz için Allah dostları "Namaz mü'min mi'racıdır" demişlerdir. Namazın Mi'rac'da farz kılınması Allah'ın müslümanlara gönderdiği özel bir nimettir. Huşu ile eda edilen namazda kul, Mi'rac'ın hikmetlerine yakınlaşır. Böylece insan kulluğun zirve noktasına erişir.
İnsanlar dostları ile olan tüm randevularına vaktinde gider; bir mesuliyet duygusu ile vaktinde varmaya, gecikmemeye çalışır. Eğer gecikirse döne döne özür diler "trafik vardı vs." bahaneleri ardı ardına sıralayarak özürler diler mahcubiyetini dile getirir. Günde beş defa Allah (c.c.), kuluna vermiş olduğu randevusunda bekler kul gelmez. Allah'ın yarattığı insanlar karşısında mesuliyet taşıyan, utanan, özür dileyen insanlar neden onları yoktan var eden Allah'a karşı mesuliyetli olmaz, özür de dilemezler.
Namaz'ın Allah (c.c.) ile olan bir görüş ve randevu olduğunun bilincinde olarak namaza aşk ile koşalım. Mi'rac'da Habibullah Muhammed Mustafa (s.a.a.) Allah'a ümmeti için yalvardı. Allah (c.c.), Habibinin bu isteğini yerine getirdi. Allah'a şirk koşan, kul hakkı yiyen ve ana?babasına asi olanların dışında, ümmetini bağışlayacağını müjdeledi.
Mi'rac, Allah'ın, Peygamberine ayetlerini gösterdiği, âlemlere de "Benim Muhammed gibi bir kulum var" diyerek, O'nu takdim ettiği olağanüstü bir haldir. Allah (c.c.), Hz. Muhammed ile övünmektedir. Mi'rac hadisesinin anlatıldığı İsra Suresi, müşriklere karşı son ihtar hükmündedir: "Ve onlar ki, ahirete inanmazlar, onlara elim bir azap hazırladık?"
Allah'a hamd olsun ki bizler Allah'ın varlığına, tek olduğuna Muhammed (s.a.a)'in O'nun kulu, resulü olduğuna ve Ehl?i Beyt'ine inandık ve iman ettik. Allah (c.c) bizleri şefaatlerine nail eylesin.
Mi'rac Kandili'niz Mübarek olun.
Resûlullah'ın Mescid?i Haram'dan Mescid?i Aksa'ya olan yolcuğu İsra, oradan semaya huruc edişine Mi'rac adı verilir. Kur'an?ı Kerim'de Mi'rac şöyle anlatılır: "Mümtaz kullarını, ayetlerimizden bazısını kendisine gösterelim diye bir gece Mescid?i Haram'dan alıp, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid?i Aksa'ya kadar götüren Allah, her türlü noksanlıktan münezzehtir, eksikliklerden uzaktır. Her şeyi işiten ve gören O'dur." (İsra, 1).
Mi'rac'a yükselmeden önce Hz. Cebrail gelerek, Resûlullah'ın kalbini zemzemle yıkamış; içini hikmet ve iman nuruyla doldurmuştur. "İnşirah?ı sadr" olarak bilinen bu mucize bir sefer de çocukluk yıllarında uygulanmıştı.
Hz. Cebrail, Burak'ı hazır bulundurmaktadır. Burak, Allah Elçisini görünce şaha kalkar. Hz. Cebrail, "Kendine gel ey Burak! Yemin olsun ki, haşir sabahına kadar Muhammed Mustafa kadar şerefli bir insan senin sırtına ne binmiştir, ne de binecektir" der. Yıldırımdan hızlı bir yürüyüşle Allah Resulü, mü'minlerin ilk kıblegâhı olan Mescid?i Aksa'ya misafir edilir.
Peygamberimiz Cebrail ile yedi kat göğü geçmiş, bu seyir esnasında birinci kat semada Hz. Adem, ikinci kat semada Hz. İsa ve Hz. Yahya, üçüncü kat semada Hz. İdris, beşinci kat semada Hz. Harun, altıncı kat semada Hz. Musa ve yedinci kat semada Hz. İbrahim ile selamlaşmıştır.
Allah Elçisi öyle bir fezaya çıkarıldı ki; kaderleri yazan kalemlerin cızırtısı duyulmaktaydı. Ve nihayet Allah Resûlü'nün önünde Sidre?i Münteha sahası açıldı. Allah'tan başkasının bilmediği makamlar gösterildi. Bu son noktadır. Belki de bu saha, Hz. Muhammed için yaratılmış, sadece Peygamberimiz için bir defaya mahsus olarak kullanılmıştır. Bundan öteye Hz. Cebrail dahi geçemez.
Sidretü'l?Münteha'dan öteye yolculuk Refref ile yani muhabbetullah ile gerçekleşmiştir. Mi'rac mucizesi, rüyada gerçekleşmiş olsaydı ne bu kadar itiraz alır, ne de kimsenin dikkatini çekerdi. Bu öyle büyük bir mucizedir ki, Allah Resûlü göğe ruh ve beden olarak yükseltilmiştir. Nitekim ayette "Kalp gözünün gördüğünü, baş gözü yalanlamadı" (Necm, 11) buyurulmuştur.
Hz. Peygamber, Allah'ın rızası uğruna çektiği çilelerin hiçbirinden yılmadı. Tıpkı Mi'rac esnasında cennet ve cehennemi gördüğü halde onlara takılmadığı gibi? Onun bu halini Cenab?ı Hak şöyle övmüştür: "Gözü ne şaştı, ne de haddi aştı. And olsun ki, Rabbinin ayetlerinin en büyüklerinden olanlarını gördü." (Necm, 17?18).
Bakara Suresi'nin son ayetleri, beş vakit namaz, Muhammed Ümmeti'nden Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmayanların bağışlanacağı müjdeleri ile döndü dost meclisinden? (Prof. Dr. Haydar Baş, Rahmeten?li'l?Âlemin, c.1).
Mü'minlere farz olan beş vakit namaz Cenab?ı Hak ile kulun görüşmesidir. Resûlullah (s.a.v) kulun Rabb'ine en yakın olduğu anın, namazdaki secde anı olduğunu bildirmiştir. (Müslim, Salât, 42; Ebû Davud, Salât, 152). Resûlullah (s.a.a) ile Allah'ın (c.c) görüşmesine Mi'rac denilmiştir. Namaz için Allah dostları "Namaz mü'min mi'racıdır" demişlerdir. Namazın Mi'rac'da farz kılınması Allah'ın müslümanlara gönderdiği özel bir nimettir. Huşu ile eda edilen namazda kul, Mi'rac'ın hikmetlerine yakınlaşır. Böylece insan kulluğun zirve noktasına erişir.
İnsanlar dostları ile olan tüm randevularına vaktinde gider; bir mesuliyet duygusu ile vaktinde varmaya, gecikmemeye çalışır. Eğer gecikirse döne döne özür diler "trafik vardı vs." bahaneleri ardı ardına sıralayarak özürler diler mahcubiyetini dile getirir. Günde beş defa Allah (c.c.), kuluna vermiş olduğu randevusunda bekler kul gelmez. Allah'ın yarattığı insanlar karşısında mesuliyet taşıyan, utanan, özür dileyen insanlar neden onları yoktan var eden Allah'a karşı mesuliyetli olmaz, özür de dilemezler.
Namaz'ın Allah (c.c.) ile olan bir görüş ve randevu olduğunun bilincinde olarak namaza aşk ile koşalım. Mi'rac'da Habibullah Muhammed Mustafa (s.a.a.) Allah'a ümmeti için yalvardı. Allah (c.c.), Habibinin bu isteğini yerine getirdi. Allah'a şirk koşan, kul hakkı yiyen ve ana?babasına asi olanların dışında, ümmetini bağışlayacağını müjdeledi.
Mi'rac, Allah'ın, Peygamberine ayetlerini gösterdiği, âlemlere de "Benim Muhammed gibi bir kulum var" diyerek, O'nu takdim ettiği olağanüstü bir haldir. Allah (c.c.), Hz. Muhammed ile övünmektedir. Mi'rac hadisesinin anlatıldığı İsra Suresi, müşriklere karşı son ihtar hükmündedir: "Ve onlar ki, ahirete inanmazlar, onlara elim bir azap hazırladık?"
Allah'a hamd olsun ki bizler Allah'ın varlığına, tek olduğuna Muhammed (s.a.a)'in O'nun kulu, resulü olduğuna ve Ehl?i Beyt'ine inandık ve iman ettik. Allah (c.c) bizleri şefaatlerine nail eylesin.
Mi'rac Kandili'niz Mübarek olun.
Gökhan Demir / diğer yazıları
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-XI / 30.11.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-X / 29.11.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-XI / 30.11.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-X / 29.11.2020