Bir ara "bağırsak temizliği" kavramı yer almıştı ülke siyasetimizde. Şimdi temizliğin adı konulamıyor, temizlenecek bölge seçilemiyor. Aslında sorunlu bölge, teşhis ve tedavisi çok açık ve ortada? Ama görene?Evet, bağırsak temizlemek çok basit bir olaydır. İnciri fazlaca yersin veya salatalığı iyice tuzlarsın, olmadı acı biberi acıya katlanarak yersin. Sonra bir bakarsın ki, bağırsakların bomboş. Ha! Hiçbiri olmadı, alırsın bir misil, takarsın, olay çözülür. Hem bizlerin, hem de ülkemizin ne bağırsak, ne mide, ne böbrek vs. gibi bir sorunu yok. Ülkemizde ne arasan var. Bu maddi ve manevi gıdaları uzmanının eliyle, verdiği ölçüyle kullandığın zaman hiçbir sorunla karşılaşılmaz. Sorun ne o zaman? Sorun kalpte, kalbin temizlenmesinde.Ülkemizin şurasında, burasında değil kalbinde büyük bir sorun var. Nedir o sorun? Milletimizin ve devletimizin içine yerleşmiş dini, milli ve tarihi değerlerimize ters, aykırı ve reddedilmiş yapılanmalardır. İşte bu fikir, görüş ve yapılanmaları millet ve devletin kalbinden çıkarılmadıkça bugünkü kavgalar bitmeyecek ve hep milletimizin aleyhine sonuçlanacaktır. Bugün devlet içinde bir çatışma var. "Derin devlet" jokeri kullanıldığı için "paralel devlet" kartıyla oyuna devam ediliyor. Derin devletin başı, gözü, kulağı hep sanal kaldı ama paralel devletin başı, kolu, gözü kulağı vs. ne varsa ortada duruyor. Evet, Başbakanın tanımladığı paralel devlet, Gülen yapılanmasıdır. Bu yapılanmanın diğer bilinen isimleri ise hizmet hareketi, cemaat, diyalogcular vs. dir? Bu hareketi öne çıkaran, maddi güç ve makamlar sağlayan, siyaset ve siyasilere yön verecek cüreti sağlayan yönü ise "dinler arası diyalogun" Türkiye temsilcisi olmalarıdır.Bu anlayışın hedef, gayret ve niyetlerini anlayabilmemiz için muhataplarını, ortak olduğu kurum, din ve kişileri çok iyi tanımamız lazımdır. Artı şarttır. Çünkü bu anlayış tatlı dil ve gözyaşı ile nicelerini kurtlar sofrasına oturttu.Gülen hareketi, Yahudi ve Hıristiyanlığı muteber, geçerli, hak din (!) kabul edip, Vatikan, Papa, kardinal, papaz, haham vs. gibi kişi ve kurumlar ekseninde bir çember oluşturup, İslam ve Müslümanları bu çemberin içine almaya çalışıyor. Maalesef Türk siyaseti (iktidar ve muhalefetiyle) bu çembere girdi ve başına gelmedik kalmadı. Milletimizde meylettiriliyor ama Prof. Dr. Haydar Baş önderliğinde bu gidişe bizler "dur" diyeceğiz. Kim bu Yahudiler, Hıristiyanlar, papazlar, hahamlar? Baştan söyleyelim; Kendi çemberi içinde kaldığı müddetçe herkesin dini kendine. "Senin dinin sana, benim dinim banadır" (Kafirun Süresi) ama benim dinime, milletime, vatanıma yaklaştıkları zaman haliyle benim ölçülerim devreye girer. Her namazda Fatiha süresini okuyoruz. Son ayetinde "Gazaba uğramış ve sapmış olanlar" tanımlaması var. Kim bu gazaba uğramış ve sapmış olanlar? Bizzat Efendimiz (sav) bunların Yahudi ve Hıristiyanlar olduğunu beyan etmiştir. Bu inançların birkaç özelliğini Kurandan özetleyelim; Kitaplarını değiştirdiler. Peygamberlerini katlettiler. Hz. İsa'yı öldüremedikleri halde öldürdük, dediler. Allah'a cimri dediler. Hz. Meryem'e iftira attılar. İman edenlerin en büyük düşmanıdırlar. Allah'a çocuk isnat ettiler. Bu inançların öne geçenleri, halkı sömürdüler, mallarını yediler?Yahudilerde, Hıristiyanlarda KÂFİRDİRLER"Allah, Meryemoğlu Mesih'tir" diyenler gerçekten kâfir olmuşlardır." (Maide: 72)"And olsun ki: Allah üç ilâhtan üçüncüsüdür" diyenler kâfir olmuşlardır." (Maide: 73) "Yahudiler, "Üzeyir Allah'ın oğlu" dediler, Hıristiyanlar da "Mesih Allah'ın oğlu" dediler. Bu onların, kendi ağızlarıyla uydurdukları sözlerdir. Daha önce inkâra sapmış olanların sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin, nasıl da saptırıyorlar!" (Tövbe, 9/30)"Onlar (Yahudiler) nerede bulunurlarsa bulunsunlar, zillet altında kalmaya mahkûmdurlar. Meğerki Allah'ın ahdine ve insanların ahdine sığınmış olsunlar. Onlar Allah'tan bir gazaba uğramışlardır ve üzerlerine miskinlik (damgası) vurulmuştur." (Âl-i İmran: 112)Daha bu mealde onlarca ayet, yüzlerce hadisi şerif vardır. Allah'ın lanetlediği, Resulünün hayatı boyunca muhalefet ettiği, sakınmamızı emrettiği, tarihin her döneminde Müslümanlara karşı hep bir hesap içinde olan Yahudi ve Hıristiyanlarla, ben neyin diyalogunu kuracağım! Benim imanım buna müsaade etmiyor. Bu yolda olanların peşine gitmeye de müsaade etmiyor. Haliyle imanımın müsaade etmediği anlayış ve kişilere rahmet nazarıyla bakamıyorum?
Akın Aydın / diğer yazıları
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinlerarası diyalog gömleği -2- / 08.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinler arası diyalog gömleği -1 / 07.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinlerarası diyalog gömleği -2- / 08.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinler arası diyalog gömleği -1 / 07.04.2024