Hıristiyan ABD, Müslüman bir insana suikast düzenleyerek öldürdü. Hem de misafir olarak bulunduğu başka bir ülkede… Bunu da hiç çekinmeden, sıkılmadan bütün dünyaya ilan etti ve tehditlerine devam ediyor.
Bu vahşeti yapanların inançları, ruh halleri ortada, yaptıkları kendi menfaatlerine, burası tamam… Ama ya bizim içimizde olup da onlara alkış tutanlara, tavrını Hıristiyan ABD'den yana koyanlara ne demeli?
Diyeceksiniz ki, katillerin yanında saf tutanlar bizim içimizde ama bizden mi? İşin burasını sizlere bırakıyorum.
ABD ve İsrail bu işin başrolünde, onların yanında da İngiltere, Fransa başta olmak üzere topyekûn Hıristiyan dünyayı görmek mümkün. Başka kim var safta, başında sarık, üzerinde cübbesiyle kendilerinden başkasını Müslüman görmeyen zevat.
"Müslümanın ölümüne sevinmek
Bir alçaklık varsa bu olsa gerek
Başında sarık üzerinde cübbe
Koynunda haç gezdiren zevzek."
Bu adamlar fitnelerini kusacak birçok ortam buluyor, imkânlar önlerine serilmiş durumda. O kadar azgınlaştılar ki, Şii ve Alevi kardeşlerimize doğrudan kâfir diyecek kadar ileri gidiyorlar. Konuşmalarında hiç çekinmeden bunları söylüyor ve sosyal medyada da yayıyorlar.
ABD'yi alkışlarken, katledilen Müslüman Kasım Süleymani'ye beddua edip, kabrinin ateşle dolmasını istiyorlar. Neyse, atalarımızdan da biliyoruz ki, "itin duası kabul olsa gökten kemik yağar."
Hucurat Suresi 10. ayette Cenab-ı Hakk şöyle buyuruyor: "Müminler ancak kardeştirler."
Hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz, "Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona (ihânet etmez), zulmetmez, onu mahrum bırakmaz, onu tahkir etmez. Kişiye şer olarak, Müslüman kardeşini tahkir etmesi yeterlidir. Her Müslümanın malı, kanı ve ırzı diğer Müslümana haramdır" buyuruyor. (Buhari, Nikah 45, Edeb 57,58, Feraiz 2; Müslim, Birr 28-34).
Ayet ve hadislerde çok açık ve net olarak ifade edilen Müslümanların kardeş olduğu gerçeğini bir yana koyarak, sırf kendi mezhebinden değil diye Müslümanları tekfir edenler bunu neden yaparlar? Sözde çok dindar! olduklarını iddia eden bu zavallılar, Yahudi ve Hıristiyanın yanında saf tutmaktansa hiç utanmıyorlar, bilakis çok sevinçliler.
Hayatı boyunca birlik ve beraberliğin tesis için mücadele eden, Uluslararası boyutta, çok sayıda Ehl-i Beyt Sempozyumu düzenleyerek bu mesajı dünyaya ileten, ülke genelinde binlerce konferansla Allah'ın beyan ettiği kardeşlik hukukunu pekiştirmek için gayret eden Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e ne kadar teşekkür etsek azdır. Bizleri ne denli büyük hatalardan uzak tutuyor.
Sayın Baş'ın bu gayretleri sonuçlarını verdi. "Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt" tezi ile tefrikanın önüne geçti, fitnecilerin oyunlarını başlarına çaldı.
Her fırsatta içindeki kinini kusan bu bizden gibi görünen güruh bundan rahatsız, birlik ve kardeşlik onları rahatsız ediyor. Bütün çabaları ayrılık tohumları ekerek kardeşliğimizi bozmak için…
Peygamberimizin, "Bir Müslümana kılıç çeken bizden değildir", "Bir Müslümanı kasten katleden ebedi cehennemliktir" hadis-i şeriflerini hatırlatan Sayın Baş, "La ilahe illallah Muhammedu'r-Resûlullah" diyen herkes mü'mindir, Müslümandır. Alevi, Sünni, Şii, Caferi hepsi Müslümandır, hepsi kardeştir" diyerek sağlam bir ölçü ortaya koyuyor.
Birileri Müslümana beddua edip fitne tohumları ekerken, Prof. Dr. Haydar Baş ise birlik, beraberlik ve kardeşlik tohumlarını ekiyor. Bu ne kadar güzel ve sağlam bir duruştur.
Allah bizi "dosdoğru yolundan" ayırmasın. Müslümanlar arasına fitne sokup, Hıristiyan ve Yahudilere kul köle olanları da sevdikleriyle haşretsin.
- Atatürk olmasaydı! / 22.09.2023
- Dikkat! Konu Anayasa / 15.09.2023
- Sohbet ‘spaces’ odası izlenimleri / 08.09.2023
- Hatırlıyor musunuz? / 01.09.2023
- Haydar Baş olmak / 14.04.2023
- Kitap, ama hangi kitap? / 15.01.2022
- Bırakın gençler konuşsun… / 08.01.2022
- Gözlerdeki ışıltı / 01.01.2022
- Eserinizle gurur duyabiliyor musunuz? / 29.11.2021