Mutlak yücelik Allah’a mahsustur
Kulun mutlak yüce olması asla düşünülemez. Çünkü onun üstünde her bakımdan yüksek birinin bulunması mümkündür. Meselâ peygamberler ve meleklerin derecesi herhangi bir kulun derecesinden yüksektir. Allah her şeyden üstündür
31.07.2019 00:00:00





İmam Gazali Hazretleri şöyle buyuruyor:
"Allah her şeyden üstündür. Çünkü mutlak üstün ve yüce O'dur! Çünkü O, diridir. Hayat veren O... Mutlak âlim olan O... Ulemanın ilmini halk eden O... Her çeşit noksan sıfatlardan münezzeh olan O...
Ölü, kemâl derecelerinin en alt derecesinde kalmıştır. Diğer tarafta yani bütün bunların ötesinde ve fevkinde Allah vardır. Allah'ın üstünlüğünü ve yüceliğini böyle anlamak lâzım. Çünkü bu isimler, gözle görünen şeye nisbetle önce böylece vaz edilmişlerdir ki bu, avamın anlayacağı derecedir.
Sonra havasta olduğu gibi bazı basiretlerin bulunduğu anlaşılınca, bu sefer ondan bazı mutlak lâfızları istiare ettiler. Bu defa bunları havas anladı, avam anlamadı. Çünkü onların idrak gücü, ancak o kadardır.
Onlar azameti (büyüklüğü), mesafe, yüksekliği mekân itibariyle anlayabildiler de fevkiyet (üstünlük) ancak bundan ibaret sandılar.
Şimdi bu anlattıklarımı anladığın zaman, Arş'ın ne demek olduğunu anlamakta güçlük çekmezsin! Çünkü Arş, cisimlerin en büyüğüdür. O, hepsinin üstündedir. Cisimler gibi ölçülmekten, tartılmaktan münezzeh olan Ulu Varlığın yüceliği rütbe itibariyledir. Yoksa "bir mekân üstündedir" anlamında değildir. Arş bütün cisimlerin üstündedir. Onun için onun üstünde olansa her şeyden üstündür.
Meselâ "halife, sultandan üstündür" derler ve bu sözle onun bütün insanlardan üstün olduğunu tembih ederek anlatmak isterler.
Fevkiyetten mutlaka mekânı anlamak isteyen ve bu anlayışta ısrar eden hululînin aklına şaşarım. Mahfilde yan yana oturarak iki büyük insanı göstererek bunlardan hangisi üstündür dersen şu cevabı verir: 'Şu adam, o adamın üstünde oturuyor.' Halbuki onun, o adamın üstünde değil de yanında oturduğunu biliyor. Çünkü üstünde otursa başında oturması gerekir.
Tutup ona 'yalan söylüyorsun, adam üstünde değil, yanında oturuyor' dersen, bu defa da sana öfke ile bakmaya başlar ve 'ben üstünlükle rütbe üstünlüğünü kast ediyorum, yer yüksekliğini değil' diyerek sana yan yan bakmaya başlar. Çünkü gerçekten koltuğu yakın olanın, uzak olana nispetle rütbe bakımından daha yüksek olduğunu kabul etmiştir.
Kulun mutlak yüce olması asla düşünülemez. Çünkü onun üstünde her bakımdan yüksek birinin bulunması mümkündür. Meselâ peygamberler ve meleklerin derecesi herhangi bir kulun derecesinden yüksektir.
Evet, belki kendi cinsinden olan bütün insanların üstünde olması bir kul için mümkün olabilir. Hazreti Muhammet Mustafa (s.a.v) gibi… Lâkin bu da, mutlak yücelik sahibine nisbeten noksandır."
OKAN EGESEL
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.