3 Ekim'in üzerinden henüz bir hafta geçmiş olmasına rağmen, her şey ayan beyan ortaya çıkmaya başladı. AB Komiseri Olli Rehn, Kıbrıs Ek Protokolü'nün TBMM'den geçirilmesi için hükümetten "teminat" aldığını açıklayınca ortalığın karışması bu kabilden bir gelişmeydi. AKP hükümetini iyi tanıyanlar bilirler ortalığı karıştıran bu gelişmeler ne ilk ne de son olacaktır.AB ile müzakereler başladı. Hükümet tarafında estirilen bayram havaları ancak üç-beş gün devam edebildi. Bu bayram havası yerini puslu bir karamsarlığa bıraktı. Yalnızca hükümet tarafından biliniyorken imzalanan ve sorumluluk yükü bütün ağırlığıyla hükümetin omuzlarında olan ve fakat faturası millet tarafından ödenecek olan müzakere çerçeve belgesinin Türkiye için ne ifade ettiğini irdeleyeceğiz.Madde 1. "?Birlik, kendi açısından müzakerelerin sonuçlanmasına ilişkin şartların yerine getirilip getirilmediğini en kısa zamanda kararlaştıracak?" Türkiye'nin isten şartları yerine getirip getirmediğine AB, "kendi açısından" karar verecektir. AB şartlar değişti gerekçesiyle Türkiye'nin yaptıklarını yetersiz görebilecektir.Madde 2. "?Bu müzakereler, sonucu önceden garanti edilemeyen açık uçlu bir süreçtir. Üyelik yükümlülüklerinin tümünü tam olarak üstlenmek durumunda olamadığı takdirde, Türkiye'nin mümkün olan en güçlü bağlarla Avrupa yapılarına tam olarak demirlenmesi sağlanmalıdır." Müzakerelerin ucu açık olduğunun vurgulandığı bu maddede aynı zamanda Türkiye'ye önerilen imtiyazlı ortaklık statüsü de, metinde geçen "Türkiye'nin mümkün olan en güçlü bağlarla Avrupa yapılarına tam olarak demirlenmesi" ifadesiyle tanımlanmış olmaktadır. Madde 3. "?birliğin Türkiye'yi hazmetme kapasitesi gerek Türkiye gerek birliğin çıkarları açısından göz önünde bulundurulması gereken önemli bir husustur?" Belirleyici olacağının belirtildiği hazmetme kapasitesi, Türkiye'nin önüne AB'ye parça parça üye olma seçeneğinin de konulması zemininin hazırlanması anlamına da gelmektedir. Hazmetme kapasitesi bana AP başkanı Borell'in Aralık 2004'te söylediği "İstanbul isterse tek başına AB'ye tam üye olabilir" sözünü anımsattı.Madde 4. "?Birlik, ifade özgürlüğü, ibadet özgürlüğü, kadın hakları, sendikal haklar da dâhil olmak üzere Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) standartları ile azınlık haklarına ilişkin düzenlemelerin uygulanmasını beklemektedir?" Bu maddede ifade edilen "ibadet özgürlüğü" Türkiye'deki Müslümanların haklarını koruma amacıyla konulmuş değildir. Bu ifade Türkiye'de misyonerlik faaliyetinde bulunanları ve AKP'nin imar yasasında yaptığı değişiklikle birlikte açılmış olan sayısız kilise evlerini korumaya yönelik olarak kullanılacaktır. Herhangi bir şekilde misyonerlere engel olunması durumunda müzakereler askıya alınabilecektir. "Azınlık hakları" ifadeleri de Heybeliada ruhban okulunun açılmasından tutun da Patriğin ekümeniklik iddialarına kadar pek çok konuda dayanak teşkil edecektir. Madde 5. "?Komisyon, kendi inisiyatifi veya üye devletlerin üçte birinin talebi üzerine, müzakerelerin askıya alınmasını tavsiye edecek ve ileriki bir dönemde tekrar başlatılması için şartlar önerecektir?"Her an müzakereleri askıya alırım korkutması burada da gündeme gelmektedir. Komisyon tek başına da müzakereleri askıya alabileceğini ifade etmektedir. Müzakereler askıya alındıktan sonra tekrar başlatmak için AB daha önce önümüze konulmamış yeni yeni şartlar önerecektir.Madde 6. "Müzakerelerin ilerleyişi aşağıdaki koşulların ne kadar yerine getirildiği ile ölçülecektir:""Türkiye'nin iyi komşuluk ilişkileri konusundaki koşulsuz taahhüdü ile süregelen sınır anlaşmazlıklarının gerektiğinde Uluslararası Adalet Divanı'nın yargı yetkisi de dâhil olmak üzere, Birleşmiş Milletler Sözleşmesinde yer alan anlaşmazlıkların barışçı yollarla çözümlenmesi ilkesine uygun olarak çözümlenmesi yönündeki yükümlülüğü"Bu madde Ermenistan, Yunanistan ve Güney Kıbrıs tarafından bir koz olarak kullanılabilecektir. "?Kıbrıs Cumhuriyeti de dâhil olmak üzere Türkiye ile AB üyesi devletlerarasındaki ikili ilişkilerin normalleştirilmesi yönünde ilerleme kaydedilmesi? Türkiye'nin Ortaklık Anlaşması ve Ortaklık Anlaşması'nı tüm yeni AB üyesi devletlere genişleten Ek Protokolden doğan yükümlülüklerini yerine getirmesi?" Ankara anlaşmasını imzalamak Güney Kıbrıs'ı tanıma anlamına gelmez iddiasının sahibi AKP hükümeti, 6 maddenin Güney Kıbrıs'ı tanıma şartı koşan bu paragrafını millete nasıl hazmettirmeyi düşünüyor acaba?Yarın devam edeceğiz?
Orhan Dede / diğer yazıları
- Oyları hunharca bölün… / 23.03.2024
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023