logo
10 EYLÜL 2025


Nâbî kimdir?

21.11.2020 00:00:00
'Nâbî kimdir?' seslendirme dosyası:

Aslen Urfalı olan şairimiz Osmanlı döneminde yaşamış, hem on yedi hem de on sekizinci yüzyıla şahitlik etmiş ve adeta birbirinden farklı iki yüzyılı ayrı ayrı teneffüs etmiştir. Nabi'yi diğer şairlerden ayıran belki en önemli özelliği bütün araştırmacıların hem fikir olduğu konu; kendisinin "Hikemî" tarzın akla gelen ilk ismi olmasıdır. Hikemi şiiri en kısa tabirle şöyle ifade edebiliriz: Şiiri kurarken şiirin içerisine öğüt verici, mesajı olan; geçmişe, o güne ve geleceğe ışık tutan, okuyucuyu uyaran ve düşündüren ifadeler yerleştirme esasına dayanır. Bu alanda kendisinden daha kıymetlisi çıkmamıştır.

O meşhur şiiri…

Merhumun öyle bir şiiri vardır ki bugün bile anlamını korumuş, korumakla kalmamış, anlam derinliğini daha da zenginleştirmiştir. Bir şiirinde şöyle der:

 

Bağ-ı dehrin hem hazânın hem bahârın görmüşüz

Biz neşâtın da gamın da rûzigârın görmüşüz.

 

(Biz, bu zaman bahçesinde sonbaharı da görmüşüz, baharı da. Biz mutluluğun da üzüntünün ve kederin rüzgârını da görmüşüz).

 

Çok da mağrur olma kim meyhâne-i ikbâlde

Biz hezârân mest-i mağrûrun humârın görmüşüz.

 

(Bu makam, mevki denen meyhanede çok da fazla gururlanma. Biz bu makam meyhanesinde gururdan sarhoş olan yüzlerce insanın sersemlediklerini ve düştüklerini görmüşüz).

 

Top-ı âh-ı inkisâra pâyidâr olmaz yine

Kişver-i câhın nice sengin hisârın görmüşüz.

 

(Biz ülkelerin makam ve mevkilerinin birçok taştan hisarlarını gördük ki onlar "Ah" toplarının gönül yıkıcılıklarıyla yerle bir olmuşlar ve yıkılıp gitmişlerdir).

 

Bir hurûşiyle eder bin hâne-i ikbâli pest

Ehl-i derdin seyl-i eşk-i inkisârın görmüşüz.

 

(Dert ehli insanların gönül kırgınlarından dolayı döktükleri gözyaşından oluşan selin bir anlık coşkuyla, gürültüyle binlerce makam ve mevkiyi yerle bir ettiklerini görmüşüz).

 

Bir hadeng-i cân-güdâz-ı âhdır sermâyesi

Biz bu meydânın nice çâpük-süvârın görmüşüz.

 

(Bu dert ehli insanlar öyle kişilerdir ki onların sermayesi çektikleri ahtır. O ah tıpkı can yakan bir ok gibidir. Biz bu meydanda nice usta binicilerin, hızlı at binenlerin o ah okuyla yere serildiğini görmüşüz).

 

Bir gün eyler dest-beste pây-gâhı câygâh

Bi-aded mağrûr-u sadr-ı i'tibârın görmüşüz.

 

(O kişiler bir gün öyle bir şey yaparlar ki makam mevki üzerine oturan kişiler onların karşısında ellerini bağlamak zorunda kalırlar. Sayısız makam sahiplerinin gururlu hallerini itibarını bu şekilde görmüşüz).

 

Kâse-i deryûzeye tebdîl olur câm-ı murâd

Biz bu bezmin Nâbîyâ çok bâde-hârın görmüşüz.

 

(Ey Nâbî! O makamda oturanların istekleri(nin kadehi) bir gün dilenci kâsesine döner ki biz bu mecliste böyle sarhoşlardan çok gördük).

 

Aslında şairin anlattığı şey o kadar açık ki izaha lüzum yok. Yalnız bazı noktalara dikkat çekmekte fayda var. Burada "Ah" kavramına değinmek istiyorum. Divan şiirinde çekilen "Ah" o kadar kuvvetlidir ki kişinin gönlünde yanan soyut bir ateş vardır. Bu ateş o kadar şiddetlidir ki çekilen bir "Ah" neticesinde ağızdan çıkar yeri göğü yakabilir. "Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste" sözünden hatırlayabiliriz. Şairin "ehl-i derd" diye anlattığı insanlar yüreğinde yangın olan insanlar. Bahsedilen "Ah" toplarının yıkıcılığı da buradan gelir. O insanlar bu gün hala daha var. Bakkalda, sokakta, caddede, karşı binamızda… Her yerde. 

Bu dizeleri yazarken aklıma lise Edebiyat dersinin kitabı geldi. İçinde yaklaşık olarak şunlar yazılıyordu: Divan Edebiyatı anlaşılmaz bir edebiyattır. Halktan kopuk bir edebiyattır. Soyut bir edebiyattır. Gerçeklerden uzak bir edebiyattır. Sizce de öyle mi acaba? Divan edebiyatı ile ilgilenen kişiler toplumun içinde yaşayan insanlar değil miydi? İnsanların dertleri sorunları onların da dertleri ve sorunları değil miydi? Şairin şiirinde bahsettiği "ehl-i derd" hepimizin akrabası, komşusu veya yakını değil mi? O dönemdeki makam, mevki sahiplerinin sarhoşluğu bugün de karşımıza hemen hemen her gün o veya bu şekilde çıkmıyor mu? Eğer bizler düşüncelerimizin kölesi değil de efendisi olmayı başarabilirsek şairin bahsettiği tüm konuların karşılığını günümüzde mutlaka bulacağız.

Nâbî merhumun şu sözleriyle yazımı tamamlarken sizleri de tefekküre davet ediyorum:

"Vermezdi kimse kimseye nan minnet olmasa 

Bir maslahat görülmez idi rüşvet olmasa."

 

(Eğer minnet diye bir şey olmasaydı kimse kimseye ekmek bile vermezdi. Rüşvet olmasaydı hiçbir iş görülmezdi).

Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Kerim Baydar / diğer yazıları
Küresel Sumud Filosu'na yine saldırı düzenlendi
İsrail'e hareket etmeden ikinci saldırı
ABD'li senatör Sanders'tan Doha saldırısına tepki
'Netanyahu hükümeti kontrolden çıktı'
Pezeşkiyan, Katar Emiri ile görüştü
"Tel Aviv yönetimi, bölgede güvenlik, istikrar ve barışı tehdit ediyor"
Husiler, birçok İsrail hedefine saldırı düzenledi
"Operasyon başarıyla sonuca ulaştı"
Fransa'da 9 camiye provakatif saldırı
Camilerin önüne 'Macron' yazılı domuz kafatasları bırakıldı
Beykoz Belediye Başkan Vekili Özlem Gürzel CHP'den istifa etti
Özlem Gürzel yaptığı açıklamada partisinin suçladı
2025 Türkiye otomotiv pazarı
En çok satan otomobiller ve satış rakamları
Köleye de bu yakışır!
ABD: Katar saldırısından haberimiz vardı
Bu kez hedef Katar!
Siyonist vahşilerden bir alçak saldırı daha
Cenaze namazını şehidin babası kıldırdı
Şehitlerimiz son yolculuğuna uğurlandı
Hikmet Çetin soruları yanıtladı
'Kılıçdaroğlu başa geçmek istiyor'
Toplum cinnet geçiriyor, siyasetin gündemi CHP
Boşanma aşamasındaki eşi ve ailesine kurşun yağdırdı: 3'ü ağır 4 yaralı
Gram altındaki yükseliş sürüyor
Altın gözünü 5 bin TL'ye dikti
Gürsel Tekin eski il binasına gitti
'Resmi binamız Sarıyer'
CHP lideri Anıtkabir'i ziyaret etti
CHP 102 yaşında
Küresel Sumud Filosu'na yine saldırı düzenlendi
İsrail'e hareket etmeden ikinci saldırı
ABD'li senatör Sanders'tan Doha saldırısına tepki
'Netanyahu hükümeti kontrolden çıktı'
Pezeşkiyan, Katar Emiri ile görüştü
"Tel Aviv yönetimi, bölgede güvenlik, istikrar ve barışı tehdit ediyor"
Husiler, birçok İsrail hedefine saldırı düzenledi
"Operasyon başarıyla sonuca ulaştı"
Fransa'da 9 camiye provakatif saldırı
Camilerin önüne 'Macron' yazılı domuz kafatasları bırakıldı
Beykoz Belediye Başkan Vekili Özlem Gürzel CHP'den istifa etti
Özlem Gürzel yaptığı açıklamada partisinin suçladı
2025 Türkiye otomotiv pazarı
En çok satan otomobiller ve satış rakamları
Köleye de bu yakışır!
ABD: Katar saldırısından haberimiz vardı
Bu kez hedef Katar!
Siyonist vahşilerden bir alçak saldırı daha
Cenaze namazını şehidin babası kıldırdı
Şehitlerimiz son yolculuğuna uğurlandı
Hikmet Çetin soruları yanıtladı
'Kılıçdaroğlu başa geçmek istiyor'
Toplum cinnet geçiriyor, siyasetin gündemi CHP
Boşanma aşamasındaki eşi ve ailesine kurşun yağdırdı: 3'ü ağır 4 yaralı
Gram altındaki yükseliş sürüyor
Altın gözünü 5 bin TL'ye dikti
Gürsel Tekin eski il binasına gitti
'Resmi binamız Sarıyer'
CHP lideri Anıtkabir'i ziyaret etti
CHP 102 yaşında
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.