logo
12 MAYIS 2024

Namazda huşu

01.01.2019 00:00:00
Prof. Dr. Haydar Baş, "Büyük İslam İlmihali-Namaz eserinde 'namazda huşu' hususunda şu bilgileri veriyor:
"Namaz İslam'ın beş şartından biridir. Bütün ibâdetlerde olduğu gibi namaz kılmak da Allah'ı zikir, O'nu hatırlamak içindir. "Muhakkak ki Ben, yalnızca Ben Allah'ım. Benden başka ilâh yoktur. Bana kulluk et; Beni anmak/zikir için namaz kıl." (Taha: 14.). Burada çok enteresan bir incelik vardır. Başka bir âyet-i kerimede de, "(Resûlüm!) Sana vahyedilen Kitab'ı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki, namaz hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette (ibâdetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir" (Ankebut: 45) buyuruluyor.
Demek ki, namazın namaz olabilmesi için, Cenab-ı Hakk'ın istediği inceliğin, ihlasın onun içinde olması lazım. O da Allah'ı hatırlamaktır, anmaktır. O namazın Allah için olmasıdır. O duyguyu, o hâli, bir mü'minin namazda her an yaşamasıdır. Yani namazda gafil olmamasıdır ki, Cenab-ı Hakk, "Beni anmak/zikir için namaz kıl" buyuruyor. Burada asıl olan namaz değil, Allah'ı zikirdir. Namaz farzdır ama farz olan namazın özü, "li zikri/Beni zikir için" ölçüsü oluyor. "Beni an/Beni zikret diye Ben sana namazı emrettim" beyanı var ortada. Namaz demek ki bir eğitim oluyor. Bir adam Peygamber (s.a.a.)'e gelip şöyle dedi: "Falan kişi, gece namazı kılıyor, sabah olunca hırsızlık yapıyor." Şöyle buyurdu: "Mutlaka dediği (ve yaptığı o güzel amel bir gün) onu hırsızlıktan alıkoyacaktır."(Ahmed ve Bezzâr).
Eğer namaz insanın ahlâk-ı zemimesini ahlâk-ı hamideye çevirmiyorsa, o namaz Allah'tan gafil olarak kılınan bir namazdır. Peygamber Efendimiz (s.a.a.) de bu namazdan Allah'a sığınmıştır. Enes (r.a.)'dan: Peygamber Efendimiz (s.a.a.) buyuruyor ki: "Allah'ım! Faydası olmayan namazdan Sana sığınırım." (Ebû Dâvud, 1549). Enes (r.a.)'dan: Peygamber Efendimiz (s.a.a.) buyuruyor ki: "Kim güzelce abdest alarak beş vakit namazını vakitlerinde, kıyâmını, huşûunu, rükûunu, secdesini tamamlayarak kılarsa (namazları), bembeyaz ve tam bir aydınlık içinde çıkıp şöyle der: 'Beni koruduğun gibi Allah da seni korusun!' Kim de vaktine gözetmeden, abdestini güzelce almadan, huşûunu, rükûunu ve secdesini tam yapmadan kılarsa (namazları), kapkara bir halde çıkıp şöyle der: 'Beni yitirdiğin gibi Allah da seni yitirsin!' Allah'ın dilediği yere kadar gider, sonra yırtık bir elbise gibi dürülür ve (namazı kılanın) yüzüne çarpılır." (Taberânî, el-Mu'cemu'l-Evsat).
Namazımızın bize şafaat etmesini istiyorsak, huşû hâlini yakalamamız lazımdır. Bunun yolu da namaz dışında da Allah'ı zikirle meşgul olmak, O'ndan gafil olmamaktır. Zikrullahtan gafil olmanın cezası ise Allah'tan uzaklaşmaktır. İbn Abbâs (r.a.)'dan: Peygamber Efendimiz (s.a.a.) buyuruyor ki: "Her kimi, namazı hayâsızlık ve İslâm'a aykırı işlerden alıkoymazsa bu namaz onu Allah'tan daha da uzaklaştırır." (Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kebîr).
Cenab-ı Hakk, "Yazıklar olsun o namaz kılanlara" (Maun: 4) buyuruyor. Veyl'in bir mânâsı, "yazıklar olsun", bir başka mânâsı da cehennemde bir kuyunun adıdır. Ebû Saîd (r.a.)'dan: Allah Resûlü (s.a.a.) şöyle buyurdu: "Veyl, cehennemde bir vâdidir ki, kâfir oraya atıldığı zaman, kırk sonbahar aşağıya doğru gider de ancak dibine ulaşır." (Tirmizî, 3164). Kime "veyl olsun" diyor Cenab-ı Hakk: "Ki, onlar namazlarında gafildirler (ciddiye almazlar)." (Maun: 5). Bu âyet-i kerimede Allah'ı zikirden gafil olarak namaz kılanlara "veyl olsun" deniliyor.
Namazın ruhu "li zikri/Beni zikir için" Allah'ı zikir için olmasıdır. Bunun mânâsı şudur ki, Allah'ı namaz boyunca hatırladığın, O'nun huzurunda olduğunu bildiğin namaz namazdır. Onun dışında, Allah'tan gafil olarak tahsildara vergi verircesine bir insanın kıldığı namaz, veyli gerektiren namazdır. Bunun sonu da pişmanlıktır. Demek ki,namaz zikir için kılınır. Yani namazın özü zikrullahtır.
Dikkat edilirse, namaza girdiğimiz zaman aklımıza olur olmaz şeyler gelir. Çünkü namaz müslümanın banyo odasıdır. Fotoğraf çekiliyor, makineye alınıyor, filmlerin banyo edildiği yere girildiği zaman önüne fotoğraf makinesine aldığı resimler çıkıyor. Namazın dışında insan gözleri, kulakları, ayakları yani duyu organlarıyla resmediyor. Kalbine bütün eşyayı, insanları, mahlûkatı, hakikati nakşediyor. Namaza durduğu zaman, kalbine koyduğu resmettiği şeyler birbir ortaya çıkıyor.Dedikodu,kavga, gürültü, mal, mülk, alacak ne koydu ise o çıkıyor. Eğer namazda kavga etmek istemiyorsak, "şunu yapayım, bunu yapayım" gibi şeylerle meşgul olmak istemiyorsak, Allah'ın huzurunda, namazdan evvel o kalbi Rab ile Rabb'in tecellileri ile dolduralım. Bu da Allah'ın zikri ile olur. 
Cenab-ı Hakk'ı çokça zikrettiğimiz zaman, kalbi bu tip şeylerden boşaltırız. Allah'ın sevgisi, Allah'ın dostluğu, Allah'ın arkadaşlığı, sevdası kalbimize yerleşir. Bu sefer de namaza durduğumuzda kalbimizde olan zuhur ettiği için huzur içerisinde oluruz. Eğer kalbimizde o zikir emareleri, işaretleri ve de alametleri yoksa, o tadı alamayız. O zaman kıldığımız namaz sanki içimizde bir yük gibi olur. "Allahüekber" deriz ama dünyanın içinden hiç kopmamışızdır.
İbâdetin bir zevk, bir gönül sevdası olarak yaşanabilmesi için, yapılan ibâdetin feyzinin alınması lazımdır. İbâdeti yaptığımızda Yaratanla beraber olduğumuzu hissetmeliyiz. Kul,"Allah" deyince O da "ne var kulum?" diyor. Kul, hangi basamaktan, hangi esmadan, hangi âyetten O'na nida ederse oradan Cenab-ı Hakk ona cevap veriyor. Nasıl ki telefonun tuşlarına basıldığı zaman, basılan rakamların mukabili olan şahıs arayanın karşısına çıkıp "alo" diyorsa, kul, Cenab-ı Hakk'ın esma-i İlahîsini andığında O'nun âyetlerini okuduğu ölçüde ve de nispette Rabb'i ile konuşur, irtibat kurar. Biz, kul olarak ne kadar Allah'ı zikreder, O'nu hatırlar, O'nunla birlikte olmaya gayret edersek, o oranda Cenab-ı Hakk'a vuslat eder, yürürüz. Böylece ihsan hali yakalanır.
İhsan hali "Cibril hadisi" olarak da bilinen hadis-i şerifte tarif edilirken: "İhsân, Allah'a, sanki O'nu görüyormuşsun gibi ibâdet etmendir. Çünkü sen O'nu görmesen de, O, şüphesiz seni görüyor" (Ahmed, II,342,426; Buhârî,iman 37,I,18; tefsîr Lukmân 2,VI,20; Müslim, iman No.5,s.39; İbn Mâce,No.64,4044) buyuruluyor. Cenab-ı Hakk âyet-i kerimede şöyle buyuruyor: "O ki, (namaza) kalktığın zaman seni görüyor. Secde edenler arasında dolaşmanı da (görüyor)." (Şuara: 218,219). Göçebe bir Arap, İmam Bâkır'a (a.s.), "Allah'a ibadet ettiğinde O'nu görmüş müsün?" diye sordu. İmam (a.s.), "Görmediğim birisine ibadet etmem" buyurdular. Göçebe, "O'nu nasıl gördün?" dediğinde, İmam, "Gözler O'nu bakmakla göremez fakat kalpler iman hakikati ile O'nu görür" buyurdular. (İhkâku'l-Hakk, c.12, s.168; Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Muhammed Bâkır, s.55).
Bir gazada Hz. Ali yaralanmış, vücuduna bir ok isabet etmişti. Okun çekilmesi gerekiyordu, kendisine teklif edildiğinde bunun ancak namaza durduğunda mümkün olabileceğini söyledi. Nitekim O, büyük huşû ve huzurla namaza durdu ve ok çıkarıldığı hâlde hiçbir şey duymadı. Bu hâl, O'nun huşû, huzur, ihlas ve takvasını gösterir. (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, c.1, s.198).
Resûlullah (s.a.a.) bir hadisinde şöyle buyurmaktadır: "Her kim iki rekât namaz kılar ve kıldığı iki rekât boyunca düşüncesini hiçbir dünya işiyle meşgul etmezse, Allah onun günahlarını bağışlar." (Biharu'l-Envar, c.84, s.249). İmam Ali'ye; "Onlar ki, namazlarında huşû içindedirler" (Mü'minun: 2) âyeti sorulunca şöyle cevap verdi: "Huşû kalptedir. Yine Müslüman kişiye karşı alçak gönüllü olman ve namazda sağa sola dönmemen huşudur." (İbn ebi Şeybe, c.1, s.111; Evsat, c.2, s.183; el-Müdevvene, c.1, s.96).
Enes b. Mâlik (r.a.) rivâyet etmiştir: Peygamberimiz buyuruyor ki: "Cemaatten bâzılarının hâli ne öyle? Namaz kılarken gözlerini gökyüzüne çeviriyorlar." Cemaati bundan sakındırmak için sözlerini şiddetlendirerek, "Onlar, ya bu davranışlarından vazgeçerler veya gözlerinin nuru alınıverir (kör oluverir)ler" (Nevevi, Riyazü's-Salihin, Buhari'den) buyurdu.
 
Gökhan Demir / diğer yazıları
Fenerbahçe umudunu son 2 haftaya taşıdı
Sarı-lacivertliler Kayserispor'u 3 golle geçti
Aslan şampiyonluğa koşuyor
Son dakika golü ligin kaderini değiştirdi
'Etki Ajanı' düzenlemesinde amaç ne?
Muhalefet temkinli, iktidar sessiz
Siyasete girdiğine pişman olmuş
'Hayatımın en büyük hatasıydı'
Gazze’de güvenli nokta kalmadı
Katliam 219'uncu gününde
Annelerin gündemi ekonomik sorunlar
Çalışmayan anneler daha mutlu
Üretici de tüketici de zararda
Patates depoda 4 lira markette 20 lira
Uyarıları dinlemeden denize girdiler
Tatilciler son anda kurtarıldı
Gökyüzünde eşsiz manzara
Kuzey Işıkları Kuzeyce'de
'Sinan Ateş cinayeti başka bir yere evrilecek'
BTP lideri gündemi değerlendirdi
Erdoğan'ın çağrısına Ostim'den cevap geldi
Togg zırhla kaplandı
UNRWA bildirdi
Refah'tan 300 bin kişi zorla göç ettirildi
Anneler gününde anne cinneti
9 yaşındaki çocuğunu öldürdü
Açık artırma ile satılacak
Sahibinden satılık kilise!
Yunanistan'dan iade-i ziyaret
Miçotakis yarın Ankara'ya geliyor
Fenerbahçe umudunu son 2 haftaya taşıdı
Sarı-lacivertliler Kayserispor'u 3 golle geçti
Aslan şampiyonluğa koşuyor
Son dakika golü ligin kaderini değiştirdi
'Etki Ajanı' düzenlemesinde amaç ne?
Muhalefet temkinli, iktidar sessiz
Siyasete girdiğine pişman olmuş
'Hayatımın en büyük hatasıydı'
Gazze’de güvenli nokta kalmadı
Katliam 219'uncu gününde
Annelerin gündemi ekonomik sorunlar
Çalışmayan anneler daha mutlu
Üretici de tüketici de zararda
Patates depoda 4 lira markette 20 lira
Uyarıları dinlemeden denize girdiler
Tatilciler son anda kurtarıldı
Gökyüzünde eşsiz manzara
Kuzey Işıkları Kuzeyce'de
'Sinan Ateş cinayeti başka bir yere evrilecek'
BTP lideri gündemi değerlendirdi
Erdoğan'ın çağrısına Ostim'den cevap geldi
Togg zırhla kaplandı
UNRWA bildirdi
Refah'tan 300 bin kişi zorla göç ettirildi
Anneler gününde anne cinneti
9 yaşındaki çocuğunu öldürdü
Açık artırma ile satılacak
Sahibinden satılık kilise!
Yunanistan'dan iade-i ziyaret
Miçotakis yarın Ankara'ya geliyor
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.