Ukrayna'nın doğusundaki özerk bölgeler Donetsk ve Lugansk'ın bağımsızlığını tanıyan kararnameyi kameralar önünde imzalayan Rusya Devlet Başkanı Putin, hem ABD'nin hem de NATO'nun karizmasına kolay kolay silinmeyecek bir çizik atmış oldu.
8 Şubat'taki yazımda şunları ifade etmiştim:
"Ukrayna'nın Donetsk ve Lugansk'a askeri bir müdahalede bulunması halinde Rusya, buralara asker göndermekte tereddüt etmeyecektir. Zira bu iki özerk yönetim, Rusya'dan resmi olarak yardım talep etmesi halinde Rusya askeri müdahaleye hukuki dayanak da sağlamış olacaktır. Bu noktada bu yılın başında Kazakistan'daki olaylara Kazakistan yönetiminin isteğiyle -aslında hiç gereği yokken- Rusya'nın asker göndermesini bir kenara not etmek gerekli. Zira Kazakistan hamlesiyle Rusya, giderek tırmanan Ukrayna krizinde rakiplerine mesaj vermiştir dersek yanlış bir teşhis olmaz."
Eğer Moskova'nın verdiği mesajlar doğru anlaşılsaydı belki kriz bu noktalara gelmeyebilirdi.
Bu aşamadan sonra Donetsk ve Lugansk'ın Rusya tarafından resmen tanınması artık buralara müdahale niyeti olan ülkelerin neyle karşı karşıya kalacaklarını da gösteriyor.
Putin'in Pazartesi akşamı ulusa sesleniş konuşmasında yaptığı açıklamalar sonrasında bağımsızlığı tanınan bu iki bölgenin yetkililerinin resmi talebi üzerine Rus askerinin gönderilmeye başlandığı haberleri de geliyor.
Moskova, bu askeri hareketliği, "Lugansk Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı'nın Rusya Federasyonu Savunma Bakanlığı'na ilettiği talep üzerine Rus Silahlı Kuvvetleri, Lugansk Cumhuriyeti topraklarında barışı koruma misyonları icra edecek" ifadeleriyle dünyaya da duyurdu.
Gelinen noktada olan Ukrayna'ya olmuş görünüyor.
Batıyla flörtünde 2014'te Kırım'ı kaybederek büyük bir bedel ödeyen Ukrayna, şimdi de Lugansk ve Donetsk bölgelerindeki zaten zayıf olan egemenliğini kaybetmiş oldu.
NATO'nun bu krize müdahil olması zaten mümkün değil. Zira Ukrayna NATO üyesi değil. Birleşmiş Milletler (BM) ise Ukrayna konusunda Rusya ve elbette Çin etkisiyle yaptırım gücü yüksek bir karar alamaz.
Geriye kalan ABD ve Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ise kınama ve yaptırım kararlarıyla Rusya'yı caydırmaya çalışacaklar.
Ancak söz konusu konuşmasında NATO'nun 30 dakikada Moskova'yı vuracak kadar Rusya sınırlarına yaklaşmasının artık tahammül sınırlarını aştığını ifade eden Putin'i hiçbir yaptırımın geri adım attıramayacağının altını çizmek gerek.
Rus liderin Lugansk ve Donetsk karını kameralar önünde imzalamasının yalnızca NATO ve ABD'ye mesaj olmadığını aynı zamanda Rus halkına da nasıl bir döneme girildiğini gösterdiğini unutmamak gerekiyor.
Kırım'ın ilhakıyla yaptırımlarla 8 yıldır mücadele eden Rusya artık bu konuda eskisine göre çok daha bağışık. Dolayısıyla çok olağanüstü bir gelişme olmazsa Ukrayna, Donbas bölgesine ebediye elveda diyebilir…
Burada bizim belki de asıl üzerinde fikir yürütmemiz gereken konu harareti artan krizden Türkiye'nin nasıl etkileneceğidir. Herhalde en kötü etkilenecek ülkelerden birinin Türkiye olacağını hepimiz görüyoruz. Zira hem Ukrayna'dan hem de Rusya'dan ithalat yapan bir ülkeyiz. Bu yüzden Ankara, olayın bu raddeye gelmeden çözülmesi için birçok girişimde bulundu ama hiçbir netice vermedi.
Bu aşamadan sonra Türkiye, tarafsız bir politika izlemesi çok yerinde olacaktır. Ancak aralarında bulunduğumuz Batılı ülkelerin alacağı yaptırım kararları bizi iki arada bir derede bırakacak gibi görünüyor.
Yani ne zaman biteceği belli olmayan bir krize evrilen Ukrayna gerilimi uzadıkça ülkemize kesilen fatura da kabaracak.
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023