Ne alıyor ne de vazgeçiyorlar
Fransa Cumhurbaşkanı Emanuelle Macron'un, Türkiye'nin Avrupa Birliği sürecinde "tam üyelik dışında bir ortaklık arayışı için zaman geldiğini" belirtmesinin ardından, gözler AB'de yürütülen alternatif model arayışına çevrildi.
AB kurumlarında ve düşünce kuruluşlarında farklı modeller üzerinde yapılan gayriresmî çalışmalarda, "İsviçre modeli", "Gümrük Birliği yerine Serbest Ticaret Anlaşması" modelleri öne çıkan alternatifler arasında bulunuyor.
Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel'in İngiltere'nin AB'den ayrılma süreci Brexit'e atıfla, İngiltere ile geliştirilecek işbirliğinin Türkiye için de örnek olabileceği yönündeki açıklamaları ise AB'li diplomatlar tarafından gerçekçi bulunmuyor.
AB Bakanı Ömer Çelik alternatif model tartışmaları konusunda hafta sonunda yaptığı açıklamada, "ikinci sınıf bir statü kabul etmeyeceklerinin" altını çizerken, "ahlaksız teklif" olarak nitelendirdiği "imtiyazlı ortaklık" gibi bir öneriyi de reddedeceklerini vurgulamıştı.
Ancak geçmişte Alman Hristiyan Demokratlar tarafından gündeme getirilen, "imtiyazlı ortaklık" konsepti, Avrupa'da hâlen devam eden alternatif model tartışmalarında zaten kullanılmıyor.
Tartışmalarda asıl can alıcı noktayı, AB ile Türkiye arasındaki Gümrük Birliği'nin geleceği oluşturuyor. Türkiye, AB ile Gümrük Birliği'nin modernizasyonunu ve güçlendirilmesini isterken, AB bu konuda frene başmış durumda.
Bunda Almanya ile yaşanan siyasi gerginliklerin yanı sıra, AB üyeleri Yunanistan ve Kıbrıs'ın itirazları da büyük rol oynuyor.
DIŞ HABERLER