Mısır'da darbe sonrası çıkan olaylar giderek büyüyor. Son rakamlarda 72 ölü ve 300'den fazla yaralı vardı.Arap Baharı ile demokrasi getirilen Mısır, diktatör ilan edilen Mübarek döneminde böyle bir kaos yaşamamıştı. Ülkenin gidişatı ciddi bir iç karışıklığa doğru? Enteresandır, Amerika Birleşik Devletleri veya Avrupa ülkeleri, Mısır'da yaşananlar karşısında ordunun yönetime el koymasını darbe olarak nitelemedi.Obama'nın özellikle darbe demekten kaçındığı biliniyor. Zira 1,3 milyar dolarlık askeri yardım yaptıkları Mısır'da darbe olduğunu kabul etmeleri bu yardımın kesilmesini gerektiriyor.Fransa'nın Le Monde gazetesi "Devrimin ikinci perdesi" başlığını atarken; ABD'den Washington Post, "Mısır ordusu görevden aldı" diyebildi.İngiliz The Guardian, "Mısır'ın ikinci devrimi" şeklinde manşet attı. Onların gelişmeleri darbe olarak niteleyip nitelememeleri aslında pek bir şeyi de değiştirmeyecektir.ABD'nin ve Batı'nın diğer ülkelerinin tarihi malum, sömürgeciliğe dayanıyor.Ve bu sömürgeci zihniyetin ülkeleri ele geçirmekte kullandığı stratejilerden birinin "askeri darbeleri kullanmak" olduğu biliniyor.Bu sebeple "darbe" kelimesi geçsin veya geçmesin, neticede Mısır'da yaşananlar Batı'nın sevdiği gelişmeler. Müslüman Arap âlemi Batı'ya râm olduktan sonra yüzü hiç gülmemiştir.Dünyanın en önemli petrol rezervlerine sahip bu dünya, Batı için mutlaka kaynakları ele geçirilecek bir coğrafyadır. 1800'lü yıllarda İngiltere ile anlaşarak Hicaz bölgesini Osmanlı'dan ayıranların başlattığı yol, bugüne kadar diğerleri tarafından da hayata geçirildi. Denilebilir k; Müslüman Arap dünyasının hemen hemen tamamı Batı ile beraber hareket etmektedir.İslam dünyasının geldiği acziyetin ve Batı'ya bağlılığın ne kadar tehlikeli olduğu; "Arap Baharı" ile kendini gösterdi.Demokrasi dalgası ile kandırılan halklar, isyan ettiler; bugünse eski liderlerini ve hayat standartlarını mumla arıyorlar.Mısır, henüz iktidara gelişinin üzerinden bir yıl geçmişken Batı destekli liderini de alaşağı etti, iç karışıklık ve yüzlerce insanın ölümü kaçınılmaz?ABD ve Batı ise, bir kenardan olayları seyretmekle yetiniyor.Onlardan daha farklı bir müdahale beklemek de saflık olur. İslam âlemi bu noktaya yavaş yavaş taşındı. Batı özentisi Müslüman dünyanın geri olduğu fikri, dinlerin kardeşliği, Batı medeniyetinin üstünlüğünün işlenmesi, onlarsız olamayacak bir İslam âlemi ortaya çıkardı. Ne hazin tecellidir ki, Hz. Muhammed'e (s.a.a.) ümmet olma şerefine erişmiş milyonlar, ayetlerde cehennemlik olduğu yazılanlara köle edildi.Bugün Müslüman dünya maalesef bu zilleti yaşıyor.