Bilderberg toplantısının bu yılki toplantısının gündem maddesini "terör"den sonra "Türkiye" olduğunu biliyor muydunuz?
Dünyayı istila eden en büyük elli küresel şirketin kendileriyle birlikte çalışacak şirket ve ülke yöneticileriyle gizlice buluştukları toplantının gündem maddesi "neden Türkiye" dersiniz?
Hani Türkiye'nin önemi azalmıştı? Hani artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı?
Küresel güçlerin en gizli mahfellerinin baş gündem maddesinin Türkiye olmasının nedeni, sakın; "Türkiye'yi kaybediyor muyuz? Türkiye'yi kaybetmemek için neler yapmalıyız?" sorularına cevap aramak olmasın!
Toplantıda, acar gazeteci Güler Kömürcü'den öğrendiğimize göre Wolfowitz, Perle ve Kissinger, üçlü ABD kurtları, terörizm tehlikesinden dem vurarak hangi Arap ülkesinin yöneticilerinin sonunun geldiğini anlatmışlar.
Toplantıya ilk kez AK Partili bir bakanı davet etmelerinin nedeni her halde "kızım sana söylüyorum, gelinim sen işit" mesajı vermek için.
Mesaj bu tip mahfellerde nazikçe veriliyor, anlamayanlar için Riyad, Kazablanka eylemleri gibi "şok ve dehşet yöntemleri"yle veriliyor.
Kızılay'daki patlama bu şokun ilk startı olmasın!
ABD'nin AK Partiye en yakın gibi duran "şahinlerce" Türkiye'yi bombardımana tabi tutmaları.
Kurt-kuzu hikayesini hatırlatıyor.
Kurt, kuzuya iki de bir suyumu bulandırıyorsun diye homurdanıyor. Oysa kuzu, kuzu kuzu kurdun kilometrelerce aşağısında suyunu içmektedir.
Ama kurt bir defa kuzuyu yemeye karar vermiş ya gerisi bahane.
ABD'nin Türkiye tehditlerini savuşturmak için bazı Pentagon icazetli yazarlar AK parti iktidarının Türk-ABD ilişkilerine ideolojik değil pragmatik bakmasını salık veriyorlar.
Yani AK partinin geçmişinden gelen refleksle Ortadoğu meselelerine "Müslümanca" bakmasının ABD'yi öfkelendirdiğini, dış ilişkilerde dini, duygusal, ideolojik mantıkla değil tamamen "menfaatçi" yaklaşımla bakılması gerektiğini iddia ediyorlar.
Bu akıldanelerden biri olan Cengiz Çandar dün fena tuzağa düştü.
Türkiye'ye bu tip tavsiyelerde bulunan Çandar. Bush çetesinin herkesin bildiği sırrını açığa vurdu.
Bush'un, Şaron'a iltimasının sebeplerini irdeleyen Wolfowitz'in özel dostu Çandar bakın neler diyor: "Bush'un İsrail'e karşı "mahviyetkâr" davranmasının en önemli nedeni, Yahudi oylarına duyduğu ihtiyaçtan ziyade, "Evangelist Hıristiyan sağı, bir başka deyimle "Hıristiyan köktendincileri"nin Beyaz Saray üzerindeki etkisi ve sahip bulunduğu oy potansiyeli.
Bu kesim bir İncil yorumuna gönderme yaparak, Batı Şeria ve Kudüs üzerinde kıyamet gününden önce mutlaka, "İsrailoğulları'nın egemen olması gerektiğini savunuyorlar.
Dini gerekçelerle, Yahudi ulus devlet projesi ve dolayısıyla bir siyasi ideoloji olan "siyonizmin" bile ötesine geçiyorlar."
Evet, yanlış okumadınız. Bush, Siyonizmin de ötesinde bir köktendinci Hıristiyan inancı ile Ortadoğu ve Türkiye politikasını oluşturuyor.
Anlayacağınız ABD, Cengiz Çandar gibilerle ele verir talkını, kendi tutar salkımı.
Onun için tam inanç ve ideallerinizi "elbise gibi çıkarıp" menfaat açısından yaklaşsanız dahi, ABD menfaatlerini el üstünde tutmadığınız ve inançlarına hizmet etmediğiniz müddetçe yaranamazsınız. BTP lideri Prof. Dr.
Haydar Baş bir kez daha haklı çıktı. Savaşlara inançlar yön veriyor. Onların inancı Anadolu topraklarını "vaad edilmiş topraklar" olarak gördüğü müddetçe, müttefik değil "hedef ülkeyiz". Bu bilinci milletçe yitirdiğimiz an, topraklarımızın ayağımızın altından kayması an meselesidir.