‘Ölümü onunla karşılayın!’
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim günlerin değişikliklerinden (olaylarından) ibret almazsa kınama ona etki etmez."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "İbret almak hayırsever bir uyarı-cıdır."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "İbret almak, insanı doğru yola sürükler."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "İbret almanın faydası doğru yola ulaşmaktır."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim ibret alırsa, basiret sahibi olur. Basiret sahibi olan kimse anlar ve anlayan kimse bilir."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Boynum söylediğim sözün rehinidir ve ben doğruluğunu garantiliyorum. Her kim olaylara ibret gözüyle bakarsa; takva, kendisini şüphelere düşmekten alıkoyar."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Size Allah'tan korkmayı tavsiye ediyorum. Hastalıkları onunla tedavi edin, ölümü onunla karşılayın! Takvayı kaybedenden ibret alın, takvaya riayet eden kimselere ibret olacak duruma asla düşmeyin."
Kur'an'da şöyle buyurulur: "And olsun ki, peygamberlerin kıssalarında, aklı olanlar için ibretler vardır. Kur'an uydurulabilen bir söz değildir. Fakat kendinden önceki (kitapları) tasdik eden, her şeyi açıklayan, iman eden toplum için doğru yolu gösteren bir rehber ve rahmettir."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Zaman sana ibretleri gösterir."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Geçmiş devirlerde sizin için ibretler vardır. Nerede Amalike ve Amalike'nin oğulları? Nerede Firavunlar ve Firavunların oğulları? Nerede nebilerini öldüren, nebevi sünnetleri söndüren ve zorbaların sünnetini ihya eden Ress şehirlerinin halkı?"
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "İşler karıştığında sonları evvelleriyle mukayese edilir. Zira işin evveli iyi veya kötü olursa, sonu da iyi veya kötü olur.)"
İmam Ali (a.s), "Çoklukla övünmek sizi o derece oyaladı ki, kabirleri dahi ziyaret ederek oradakileri de sayacak gibi oldunuz" ayetini okuduktan sonra şöyle buyurmuştur: "Atalarının mezarlarıyla mı övünüyorlar… Onlarla öğüneceklerine onlardan ibret almaları daha güzel olmaz mıydı? İzleri kaybolsa da, haberleri gelmese de, şüphesiz ibret alan gözler onları görmekte, akıl kulakları seslerini duymakta ve konuşma aracı olmaksızın (lisan-ı hal ile) konuşmaktalar."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz dünya, sıkıntı, yokluk, ibret ve değişiklik yurdudur. İbretlerden biri de düne kadar kendisine gıpta ettiğin ama bugün acıdığın kimsedir. Bu iki hal arasında tek fark, zail olan bir nimet veya nazil olan bir fakirlik ve meşakkattir. Dünyanın değişikliklerinden bir örnek de insanın arzularına yaklaştığı bir anda aniden ölümün kendisine gelip çatması ve onu alıp götürmesidir."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Sonra dünya yokluk, zahmet, değişiklik ve ibret yurdudur… Zira dünyanın değişikliklerine bir örnek de düne kadar acıdığın kimseye gıpta edersin, gıpta ettiğin kimseye de acırsın. Çünkü dünyada nimetler çabucak kaybolur, sıkıntılar birden bire bastırır. Dünya ibret yurdudur. Zira insan emeline ulaşmak üzereyken, birden ölüm onu alıp götürür." (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mzianu'l-Hikmet).