Ömer NECATİ'nin kaleminden: Büyük veli Hünkâr Hacı Bektaş-ı Veli 'Sığınılacak dost'
Büyük veli Hünkâr Hacı Bektaş-ı Velî 1210 senesinde Horasan-Nişabur'da dünya alemini şereflendirdi. Babası, İbrahim Ata, Ehl-i Beyt-i Resûlullah'tandır (sav). Mübarek nesepleri İmam Musa Kazım vasıtası ile Hz. Ali (kv) Efendimize ulaşır
Hacı Bektaş-ı Veli'nin (1210-1271), Hz. Şah Abdülkadir Geylani'nin (ks) (1077-1165) neslinden olduğu, Hz. Pir'in oğlu İbrahim Abdülkadir'in kızı Saide Hatun'un çocuğu olduğu da bazı eserlerde belirtilir. Asıl adı Seyyid Muhammed b. İbrahim Ata olan Hacı Bektaş-ı Veli, Ehl-i Sünnet ulemasının önde gelenlerindendir.
'Bek': sığınılacak yer, 'daş': dost; 'Bekdaş': sığınılacak dost demektir.
Hocası, Ahmed Yesevi Hazretleri'nin öğrencilerinden Lokman-ı Perende el Horasani'dir. Hoca Ahmet Yesevi'nin yetiştirdiği velilerin adedi 99.000'e ulaşmış ve içlerinden 12.000 kamil zevat yetişmiştir.
Hoca Ahmed Yesevi'nin hocası ise Yusuf Hemedani'dir. Bu zat, Hz. Şah Abdülkadir Geylani'nin (1077-1165) "Bu ayaklarım, bütün evliyanın boynu üzerindedir" sözünü, "Doğru söylüyorsun ya Abdülkadir" diyerek tasdik eden ve boynunu, bulunduğu yerden uzatan, İslam tarihinin en meşhur simalarından birisidir.
Hacı Bektaş-ı Veli, 13 Yüzyıl'da Horasan ve Maveraünnehir'de vuku bulan Moğol istilaları devrinde Horasan'dan Anadolu'ya geldi (1234). Bugünkü Hacıbektaş (Sulucakarahöyük) adlı mevkiye yerleşti. Dergahını burada kurdu. Çevredeki Türkmen ve gayr-i müslimlerle ilgilendi. İslam'ı neşretti. O dönemin sufileri, ahileri ve medrese mensupları ile münasebetleri oldu. Pek çok kamil insan yetiştirip Anadolu'nun her tarafında İslam'ı neşretmek üzere görevlendirdi.
Hacı Bektaş-ı Veli, meşhur mutasavvıflar; Ahmed el-Bedevi, İbrahim ed-Dussuki ile aynı devirde yaşadı. Ahmed el Bedevi ile mülakatta bulundu. 1271 yılında Kırşehir-Sulucakarahöyük'te Hakk'a vuslat kıldı.
Selçuklu mimarisini yansıtan türbesi, vefatından sonra 1275 yıllarında yapılmıştır. Daha sonra Osmanlılar döneminde ilaveler yapılarak külliye olarak tamamlanmıştır.
t Eserleri
Hacı Bektaş-ı Veli'nin, Arapça ve Farsça eserler yazması, Onun iyi bir medrese eğitimi aldığı, güçlü bir alim olduğunu ortaya koyar. En önemli eseri 'Makalat' adlı Arapça yazılmış, eseridir. Din ve ahlak kuralları ile ilgilidir
Menkıbelerini içine alan "Velayetname" de Hacı Bektaş'ın meşhur kitabıdır. Yine, Hazret'in, bazı ilahi aşk halinde iken söylenmiş sözlerini ihtiva eden Farsça yazılmış küçük bir risalesi vardır. Ayrıca "Fatiha Tefsiri" adlı bir eseri de bulunmaktadır.
t Şahsiyeti
Tasavvufu hâl olarak yaşamayıp, ondaki hikmet ve sırları bilmeden; kamil insanların kişiliklerini izah etmek, inanç ve yaşantılarını kaleme alabilmek mümkün değildir.
Cenab-ı Hakk: Kur'an-ı Kerim'de ve Resulü'nün(sav) Sünnet'inde emir buyurduğu kulluk vazifelerini yapmadan, yasakladığı şeylerden kaçınmadan, hiçbir kulunu yakınlığına eriştirmez. Bu, hem aklen hem de naklen muhaldir. Allah'a (cc) yakın olmanın, dost olmanın, O'nun Resulüne (sav) yakın olmanın şartları ancak kamil kullukla mümkündür.
Hacı Bektaş-ı Veli, aşk iklime küçük yaşta girmiş, Horasan'da zahiri ve batınî ilimlerin beşiği olan Ahmed Yesevi Ocağında yetişip, kemale ermiş, Anadolu'ya maddi ve manevi sahada zirve bir şahsiyet olarak teşrif buyurmuştur. Makalat'ta, Allah-u Teala'ya ulaştıran makamları sıralayarak anlatmış, ilk on makamı İslam dininin zahiri düsturlarına, ikinci on makamı tasavvuf yoluna, üçüncü on makamı marifete, dördüncü on makamı da hakikate tahsis etmiş ve bunu kırk merhaleye tamamlamıştır. Şöyle der, Makalat'ta: "Bu kırk makamın birisi eksik olursa hakikatlik tamam olmaz. Zira, şart eksik olur. Mesela, diliyle iman getirse gönlü inanmasa, zekat vermese, Hacc'a gitmese veya Allah-u Teala'nın hükümlerinden birini inkâr etse ama, Hz. Muhammed'e (sav) inanmasa, Sahabe'lerden birini nâhak tutsa, bu zamana kadar işlediği bütün amelleri heba olmuştur. Kırk makamdan biri eksik olsa, gerçek olmaz. Zira, kırk makamda hiç eksiklik yoktur."
Devam edecek...