




İmam Gazali Hazretleri, Mukaşefetü'l-Kulûb adlı eserinde, hesapsız, cennete girecekler hakkında şöyle buyuruyor:
"İbn Abbas (r.a) anlatıyor:
Bir gün Hz. Peygamber (s.a.v) yanımıza çıkageldi ve Mahşer meydanı gözümün önüne getirildi ve bütün ümmetler bana gösterildi. Bazı peygamberler vardı ki yanında bir adamla, bazısı iki, bazısı tek başına, bazısı da arkasında ufak bir toplulukla geçiyordu. Sonra büyük bir kalabalık gördüm. Onların benim ümmetim olmasını temenni ettim fakat,
- Onlar Musa (a.s) ve ümmetidir, denildi.
Sonra,
- Şu tarafa bak, denildi.
O tarafa doğru baktığımda âdeta ufku kaplamış bir kalabalık gördüm. Ardından,
- Şu taraflara, şu taraflara da bak, denildi.
O tarafa doğru baktığımda aynı onun kadar bir kalabalık gördüm. Sonra bana,
- İşte onlar senin ümmetindir. Bunlarla birlikte yetmiş bin kişi daha hesapsız cennete girecektir, denildi.'
Bu hadisin ardından insanlar dağıldı. Resûlullah (s.a.v) hesapsız cennete girecekler hakkında bir açıklama yapmamıştı. Sahabiler aralarında onların kimler olduğunu konuşmaya başladılar ve 'Bizler şirk ortamında (putlara tapılan bir zamanda) doğduk. Fakat Allah ve Resûlü'ne iman ettik. Onlar olsa olsa bizim çocuklarımız ve torunlarımızdır' dediler.
Sahabilerin bu şekilde konuşmaları Resûlullah'a ulaşınca, 'Onlar vücutlarını dağlamayan (dövme yaptırmayan), sihir ve büyü ile uğraşmayan, olan olaylardan uğursuzluk çıkarmayan ve yalnızca Rab'lerine tevekkül eden kimselerdir' buyurdular.
Bunun üzerine Ukkâşe b. Muhsin (r.a) ayağa kalkarak, 'Ey Allah'ın Reslü! Benim de o kimselerden olmam için dua et' dedi.
Resûlullah (s.a.v), 'Sen onlardansın' buyurdular.
Bu sefer başka biri kalktı ve Ukkâşe'nin (r.a) söylediklerini söyledi. Hz. Peygamber (s.a.v) ona, 'Bu hususta Ukkâşe seni geçti' buyurdular. (Buhârî, Rikâk, 5; Müslim, imân, 374; Tirmizî, Sıfatü'l-Kıyâme, 16; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 1/171; Beyhakî, Şuabül-imân, nr. 1163).
Ebû Zer-i Gıfârî (r.a) aktarıyor:
Resûlullah (s.a.v) şöyle anlattılar:
'Cebrail (a.s) Medine'deki Harre civarında bana gözüktü ve,
- Ümmetinden Allah'a şirk koşmadan ölenlerin cennete gireceğini müjdele, dedi.
Ben,
- Ey Cebrail! Şayet zina etse ve hırsızlık yapsa da mı, diye sordum.
- Evet, zina ve hırsızlık yapsa da, diye karşılık verdi.
Ben tekrar,
- Zina yapsa, hırsızlık etse de mi, diye sordum.
- Zina etse ve hırsızlık yapsa da, diye karşılık verdi.
Tekrar,
- Zina etse ve de hırsızlık yapsa da mı, diye sorduğumda,
- Zina etse, hırsızlık yapsa ve içki de içse iman üzere ölenler cennete girer diye cevap verdi." (Buhârî, Tevhîd, 33; Müslim, imân, 153; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 5161; Bezzâr, Müsned, nr. 3997).
OKAN EGESEL