Şeddat bin Evs (ra) rivayet ediyor: Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdular... "Akıllı ve zeki insan: nefsine hakim olandır; ölümden sonrasını düşünüp ona göre iş tutandır. Aciz kimse ise, nefsine uyan, şahsi hevesleri peşinde koşan ve Allah'a karşı böbürlenendir".Bu hadisi şerifin sırrı ile amel etmek, marifetin ta kendisidir.Evet, bilmek kuldan; bildirmek de Allah'tandır. Bu, en büyük makamdır. Allahü Teala'nın en büyük hediyesidir. Bir kula bundan daha cazip Hak armağanı düşünülemez. Bu yola ancak O, kullarını erdirir.Doğru olan şudur ki, Allah bir kulu, kulları arasından seçmek isterse, onu onların arasından ayırır. Kendi sırlarına vâkıf kılar. Marifet nuru ihsan eder. o da işlerine o nurla bakar, görür. Yeter ki, O, bir kula fazilet ihsanı istesin. İsteyince bütün hidayet kapılarını açar. Ayıklık verir. Uykudan uyandırır. Bundan sonra o seçilen kula, en büyük iyiliklerden olan kalp açıklığı gelir. Bu kalp açıklığından sonra, o kalbe günah girmez. O kalp ölmez. Diri kalır. Bu dirilik anlayış diriliğidir. Vehim kaybolur, hakikat gelir.İşte... Bundan sonradır ki, Allah tarafından o kalbe haya gelir, yaptığı hatalardan utanır. Hatta, yapacağından da... Allah'tan korkar, yakîn sahibi olur. Allah'a gereği gibi inanır. Şek ve şüphe kaybolur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.