Orta Çağ Avrupa’sında ‘domates’ zehirli sanılıyordu
Günümüz mutfaklarının vazgeçilmezi domates, lezzeti ve besin değeriyle sofralarımızın baş tacı. Peki, bu kırmızı güzelliğin bir zamanlar zehirli olduğuna inanıldığını biliyor muydunuz?
25.06.2025 11:30:00
Eyüp Kabil
Eyüp Kabil





Özellikle Orta Çağ Avrupa'sında domates, "şeytanın meyvesi" veya "kurt şeftalisi" gibi isimlerle anılıyor, tüketilmesi halinde ölümcül sonuçlar doğuracağına inanılıyordu. Oysa, domatesin masumiyetini gölgeleyen bu korkunç mitin ardında çok daha farklı ve şaşırtıcı bir gerçek yatıyordu: kalay tabaklar.
GERÇEK SUÇLU: KURŞUN ZEHİRLENMESİ VE ASİDİK DOMATESLER
Orta Çağ Avrupası'nda, özellikle soylu ve zengin aileler arasında, yemekler kalaydan yapılmış tabaklarda servis edilirdi. Kalay, o dönemde kurşunla karıştırılarak daha dayanıklı hale getirilen bir metaldi. İşte sorun tam da burada başlıyordu.

Domates, doğal olarak yüksek asit içeriğine sahip bir meyvedir. Pişirilmiş veya çiğ olarak kalay tabaklara konulduğunda, domatesin asidi, tabaklardaki kurşunla tepkimeye giriyordu. Bu tepkime sonucunda, yemeğe kurşun karışıyordu ve farkında olmadan kurşunla zehirlenen insanlar, şiddetli mide ağrıları, kusma, titreme ve hatta ölüm gibi semptomlar yaşıyordu.
O dönemde bilimsel bilgi eksikliği nedeniyle bu semptomlar doğrudan domatese bağlandı. İnsanlar, domatesin kendisinin zehirli olduğuna kanaat getirdi ve bu meyve uzun yıllar boyunca Avrupa sofralarından uzak tutuldu. Hatta birçok yerde dekoratif bir bitki olarak yetiştiriliyor, ancak asla yenmiyordu. Domatesin sadece fakir köylüler veya "alt sınıf" tarafından, daha ucuz ve güvenli olduğu düşünülen ahşap veya kil kaplarda tüketildiği de yaygın bir kanıydı.

DOMATESİN İTİBARININ İADESİ: RÖNESANS VE SONRASI
Domatesin zehirli olduğu inancı, ancak 18. yüzyılın sonlarına doğru ve özellikle 19. yüzyılda yıkılmaya başlandı. Bilimsel gelişmeler ve İtalya gibi Akdeniz ülkelerindeki domates tüketiminin yaygınlaşmasıyla, bu meyvenin aslında zehirli olmadığı anlaşıldı. İtalya'da domates, iklimin de etkisiyle hızla yayılmış ve makarnanın, pizzanın vazgeçilmezi haline gelerek tüm dünyaya nam salmıştır.
Bu hikaye, bazen en basit yanlış anlaşılmaların bile nasıl köklü inançlara dönüşebileceğinin ve bilimsel bilginin öneminin çarpıcı bir örneğidir.
GERÇEK SUÇLU: KURŞUN ZEHİRLENMESİ VE ASİDİK DOMATESLER
Orta Çağ Avrupası'nda, özellikle soylu ve zengin aileler arasında, yemekler kalaydan yapılmış tabaklarda servis edilirdi. Kalay, o dönemde kurşunla karıştırılarak daha dayanıklı hale getirilen bir metaldi. İşte sorun tam da burada başlıyordu.

Domates, doğal olarak yüksek asit içeriğine sahip bir meyvedir. Pişirilmiş veya çiğ olarak kalay tabaklara konulduğunda, domatesin asidi, tabaklardaki kurşunla tepkimeye giriyordu. Bu tepkime sonucunda, yemeğe kurşun karışıyordu ve farkında olmadan kurşunla zehirlenen insanlar, şiddetli mide ağrıları, kusma, titreme ve hatta ölüm gibi semptomlar yaşıyordu.
O dönemde bilimsel bilgi eksikliği nedeniyle bu semptomlar doğrudan domatese bağlandı. İnsanlar, domatesin kendisinin zehirli olduğuna kanaat getirdi ve bu meyve uzun yıllar boyunca Avrupa sofralarından uzak tutuldu. Hatta birçok yerde dekoratif bir bitki olarak yetiştiriliyor, ancak asla yenmiyordu. Domatesin sadece fakir köylüler veya "alt sınıf" tarafından, daha ucuz ve güvenli olduğu düşünülen ahşap veya kil kaplarda tüketildiği de yaygın bir kanıydı.

DOMATESİN İTİBARININ İADESİ: RÖNESANS VE SONRASI
Domatesin zehirli olduğu inancı, ancak 18. yüzyılın sonlarına doğru ve özellikle 19. yüzyılda yıkılmaya başlandı. Bilimsel gelişmeler ve İtalya gibi Akdeniz ülkelerindeki domates tüketiminin yaygınlaşmasıyla, bu meyvenin aslında zehirli olmadığı anlaşıldı. İtalya'da domates, iklimin de etkisiyle hızla yayılmış ve makarnanın, pizzanın vazgeçilmezi haline gelerek tüm dünyaya nam salmıştır.
Bu hikaye, bazen en basit yanlış anlaşılmaların bile nasıl köklü inançlara dönüşebileceğinin ve bilimsel bilginin öneminin çarpıcı bir örneğidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.