Bugün AKP döneminde hızla orada burada Osmanlıcı dernekler, vakıflar, kurslar ve değişik kurumlar türemeye başladılar. Bunlar Türk milletini silip yerine uydurma bir Osmanlı milleti yaratma politikasının alt yapı çalışmalarıdır. Fakat bu çalışmalar yeni değildir. Tanzimat'tan sonra yapılmış ama tutmamış, ısmarlama projelerdir. Nitekim Ömer Seyfettin, 1918 yılında yazdığı "Ashab-ı Kehf'imiz" adlı büyük hikâyesinde o zamanın Osmanlıcılarının bugünkü Osmanlıcı derneklere benzer şekilde bir Osmanlı Kaynaşma Kulübü kurduğunu ve bu derneğin amaçlarının da şu maddelerde dile getirildiğini ifade eder:"1. Osmanlı adı altında yaşayacak Türk-mürk hangi milletten olursa olsun, milletler, kendi milliyetlerinden vazgeçecekler.2. Dinlerinden, kurumlarından, dillerinden, yavaş yavaş ayrılacaklar.3. Cemaatlerinin ilham ettiği 'irade'leri yapma bir şekilde unutarak yalnız ferdî, yalnız şahsî, bedensel 'arzularıyla' yaşayacaklar.4. 'Osmanlı' adı altında birleşerek yeni, tarihsiz bir milliyet meydana getirecekler.Bunların hepsi o kadar boş, o kadar imkânsız şeyler ki! 'Osmanlı Kaynaşma Kulübü' üyelerinin nasıl böyle çocukça bir fikre kandıklarına şaşıyorum. Bu adamlar yalnız mantıklarıyla iş yapmak istiyorlar. Bilmiyorlar ki tarihte, toplumsal olaylarda mantık iş göremez. Tıpkı Fransız inkılâpçıları gibi düşünüyorlar. Onlar da mantıkla bir şey yapıyoruz zannetmişler, dinlerini, tarihlerini, hatta senelerin isimlerini bile değiştirmişlerdi. Çok sürmedi, mantıkları da, kendileri de perişan oldular. Onların gayesi 'insanlık' idi. 'Osmanlı Kaynaşma Kulübü'nün üyelerindeki ideal de aşağı yukarı 'insanlık' fikri..."1912 yılında ortaya konan bu fikirler, günümüzde milliyetsiz İslamcılar ve hem dinsiz hem de milliyetsiz liberaller tarafından cilalanarak yeniden piyasaya sürüldü. Bugünkü Türk düşmanlığına dayalı politikaların temelinde bu zihniyet vardır. Türk milletinin bu oyunları iyi okuyup ona göre kendi varlını koruması gerekir.Bugün Türkiye'de olan bitenler de bu kitapta yazılanlara tıpatıp uyuyor. O zaman Türkleri milliyetlerinden vazgeçirmeye çalışmışlardı. Bugün de Türk'e Türk düşmanlığı propagandaları yapılarak, "Türk diye bir ırk yoktur" diyerek, "Türk milliyetçiliğini ayaklarımın altına aldım" diyerek aynı şey yapılıyor.O zaman Türkler dinlerinden ve dillerinden yavaş yavaş ayrılmaya sevk edilmişti. Bugün de aynı şey yapılmaktadır.O zaman Türklerin milliyetçi ruhu yok edilerek bireyci, menfaatçi, mideci yapılmaya çalışılmıştı, bugün de uygulanan eğitim sistemi ve kültür emperyalizmi ile aynı şey yapılıyor.O halde Türkler, bu vatanda ayakta kalmak istiyorlarsa dinlerine, dillerine, tarihlerine, değerlerine, kültürlerine sahip çıkarak yeniden bir millî kimlik uyanışını gerçekleştirmeleri varoluşlarının temel zeminidir.
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
- Dayatılan kapitalist stil / 26.12.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015