Hemen her tarafta söylem ve eylemlerini kendileri dahi izah edemeyen bu tür seçmen kesimine rastlıyoruz.
Verdikleri oyların hesabını sorma cesareti gösteremeyen, biz sizleri bunun için mi iktidara taşıdık diyemeyen bazı kesimler, eleştirilerini başka taraflara yönelterek rahatlayacaklarını zannediyorlar.
Yüzüğünü samanlıkta kaybedip de çıkıp dışarıda arayan ve "kaybettiğin yerde neden aramıyorsun" sorusuna da "burada aramak daha kolay, gün ışığında kolay aranıyor" cevabını veren bilge insan Nasreddin Hoca, bu tiplerin ruh hallerini açık ediyor.
2002 Kasım seçimlerinden beri oy verip iktidara taşıdıkları mevcut iktidar partisi, dış politikadan içe, ticaretten ekonomiye, eğitimden kültüre, tarımdan sanayiye, hemen her alanda ve her sektörde ülkeyi çıkmazlara sürükleyince, kendi partilerini eleştirmiş olmamak, belki de tükürdüklerini yalamamak için eleştirilerinin hedefine muhalefet partilerini koydular.
On beş yaşında olan ve henüz Parlamentoya girememiş olan Bağımsız Türkiye Partisi ve lideri Prof. Dr. Haydar Baş ise özellikle bu kitlelerin hedef tahtasında yer alıyor.
Mecliste olmadığı halde neden eleştiri oklarının hedefinde diye ufak bir araştırma yaptığımızda şu sonuca varıyoruz; Sayın Baş, plan proje sahibi bir ilim adamı, yazdığı eserler ortalama bir uzunluktaki bir insanın boyunu geçiyor ve bu birikimle kitlelerin huzuruna çıkıp konuştuğu zaman özellikle iktidar partisinin tüm yanlışları, eksikleri, kusurları gün gibi ortaya çıktığı için en fazla ondan rahatsız oluyorlar.
Hal böyle olunca ortaya; "oylar başkasına eleştiriler bize" vaziyeti ortaya çıkıyor.
Normal şartlarda, basiret sahiplerine düşen odur ki, onları uyardığı için, yanlışlarını hatırlattığı ve gitmekte oldukları istikametin tehlikelerini haber verdiği için hem parti yöneticileri hem de seçmen kitleleri Sayın Haydar Baş'a teşekkür etsinler.
En azından bir teşekkür beklenirken, her konuştuğu yerde birlikten beraberlikten söz eden, her gittiği yerde üretimden kalkınmadan, büyümeden bahseden, her çıktığı meydanda ve televizyonda vatan aşkından, bayrak sevdasından bahis açan böyle bir insan sürekli sivri dillilerin hedefinde bulunuyor.
Hem bu söz konusu seçmen kitlelerinin hem de tüm milletimizin gerçekleri anlayacağı, dost ile düşmanı seçeceği günleri iple çekiyoruz.
Oylar başkasına eleştiriler bize durumu bir an evvel son bulmalı ve eleştiriler gerçek muhataplarına yönelmelidir diyoruz.
Verdikleri oyların hesabını sorma cesareti gösteremeyen, biz sizleri bunun için mi iktidara taşıdık diyemeyen bazı kesimler, eleştirilerini başka taraflara yönelterek rahatlayacaklarını zannediyorlar.
Yüzüğünü samanlıkta kaybedip de çıkıp dışarıda arayan ve "kaybettiğin yerde neden aramıyorsun" sorusuna da "burada aramak daha kolay, gün ışığında kolay aranıyor" cevabını veren bilge insan Nasreddin Hoca, bu tiplerin ruh hallerini açık ediyor.
2002 Kasım seçimlerinden beri oy verip iktidara taşıdıkları mevcut iktidar partisi, dış politikadan içe, ticaretten ekonomiye, eğitimden kültüre, tarımdan sanayiye, hemen her alanda ve her sektörde ülkeyi çıkmazlara sürükleyince, kendi partilerini eleştirmiş olmamak, belki de tükürdüklerini yalamamak için eleştirilerinin hedefine muhalefet partilerini koydular.
On beş yaşında olan ve henüz Parlamentoya girememiş olan Bağımsız Türkiye Partisi ve lideri Prof. Dr. Haydar Baş ise özellikle bu kitlelerin hedef tahtasında yer alıyor.
Mecliste olmadığı halde neden eleştiri oklarının hedefinde diye ufak bir araştırma yaptığımızda şu sonuca varıyoruz; Sayın Baş, plan proje sahibi bir ilim adamı, yazdığı eserler ortalama bir uzunluktaki bir insanın boyunu geçiyor ve bu birikimle kitlelerin huzuruna çıkıp konuştuğu zaman özellikle iktidar partisinin tüm yanlışları, eksikleri, kusurları gün gibi ortaya çıktığı için en fazla ondan rahatsız oluyorlar.
Hal böyle olunca ortaya; "oylar başkasına eleştiriler bize" vaziyeti ortaya çıkıyor.
Normal şartlarda, basiret sahiplerine düşen odur ki, onları uyardığı için, yanlışlarını hatırlattığı ve gitmekte oldukları istikametin tehlikelerini haber verdiği için hem parti yöneticileri hem de seçmen kitleleri Sayın Haydar Baş'a teşekkür etsinler.
En azından bir teşekkür beklenirken, her konuştuğu yerde birlikten beraberlikten söz eden, her gittiği yerde üretimden kalkınmadan, büyümeden bahseden, her çıktığı meydanda ve televizyonda vatan aşkından, bayrak sevdasından bahis açan böyle bir insan sürekli sivri dillilerin hedefinde bulunuyor.
Hem bu söz konusu seçmen kitlelerinin hem de tüm milletimizin gerçekleri anlayacağı, dost ile düşmanı seçeceği günleri iple çekiyoruz.
Oylar başkasına eleştiriler bize durumu bir an evvel son bulmalı ve eleştiriler gerçek muhataplarına yönelmelidir diyoruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Bütün sırların ortaya saçılacağı gün… / 26.08.2025
- Bağlandı yollarım kaldım çaresiz / 23.08.2025
- Ey dünya! Elini çabuk tut / 21.08.2025
- Kârlı ihanetler! / 20.08.2025
- Soykırımcı İsrail Azerbaycan’ın neyi oluyor? / 17.08.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayanlar / 16.08.2025
- İnsanlık ölüyor ölmüş insanlık / 14.08.2025
- İnsan olan insana bunu yapar mı? / 13.08.2025
- Veyl olsun zulme meyledenlere / 12.08.2025
- ‘Alamet’ yolcularına CHP de karıştı / 03.08.2025
- Bağlandı yollarım kaldım çaresiz / 23.08.2025
- Ey dünya! Elini çabuk tut / 21.08.2025
- Kârlı ihanetler! / 20.08.2025
- Soykırımcı İsrail Azerbaycan’ın neyi oluyor? / 17.08.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayanlar / 16.08.2025
- İnsanlık ölüyor ölmüş insanlık / 14.08.2025
- İnsan olan insana bunu yapar mı? / 13.08.2025
- Veyl olsun zulme meyledenlere / 12.08.2025
- ‘Alamet’ yolcularına CHP de karıştı / 03.08.2025