Önceki gece sabah kadar ekrana çakılmamıza değdi.Ali Kırca, yıllar sonra iyi bir program çıkardı.ABD'nin İran'a saldırı senaryolarının ayyuka çıktığı bir dönemde uzak komşumuz İran'ın aslında ne kadar yakın olduğunu öğrendik.Keşke bütün bir millet aynı sabırla çoğu İranlı gençlerin ağzından aynı gerçekleri duyma sabrını gösterseydi.Iran gezisinden yeni dönen Nuray Mert, İranlı profesör ve çoğu İranlı Türkiye'deki öğrenciler, hatta Mustafa Denizli, yıllardır Türkiye'de oluşturmaya çalışılan İran öcüsünün ne kadar sanal, yalan ve komik olduğunu gösterdi. Konuşmacılar sayesinde İran halkının ve aydınının Türklerden farksız bir hayat yaşadığını ve Türkleri ne kadar sevdiğini öğrendik.İran rejimi ile ilgili uydurulan öcü masallarının ardında saklanan ülkenin normal, köklü ve derin bir geleneğin taşıyıcısı anlamlı bir ülke olduğunu gördük.İran'a en şüpheyle bakan Doğu Ergil dahi toplantının sonunda şunu itiraf etmek zorunda kaldı: Biz sadece İran'la değil kendimizle kavgalı milletiz. Kendi Doğumuzu tanıyor muyuz ki, İran'ı tanıyalım?Hele Azeri kökenli İranlı profesör Asefi'nin uçakta Türkiye için yazdığı şiiri bir dinlemeliydiniz.Nedim'den, Hafız'dan, Fuzul'iden, Akif'ten esintilerle süslediği modernle divan şiir üslubu içinde iki milletin nasıl bir tek ruha sahip olduğunu gösterdi.Ve İran'a kuşku ile bakan sözde Türk aydınlarına dönük Asefi'nin şu cümleleri unutulmazdı: Neden İran'ın gücünü çekemiyorsunuz da işgalci güçlerle aynı konuma düşüyorsunuz. Siz de Türkiye olarak aynı güce sahip olmaya çalışsanız olmaz mı? Neden güçlü iki ülke olarak el ele vermeyelim? Ve Nuray Mert'in gözlemleri.... Saldırıya muhatap olan İran halkını çok rahat gördüğünü ifade ediyor. Türkiye'de estirilen panik havasının orada olmadığını, İran halkının özgüvenine şaşırdığını, ABD'nin vuramayacağına, vursa da başarılı olamayacağına inandığını söylüyordu Mert.İşgalci İsrail'in 100 adet nükleer başlıklı füzeye sahip olduğu, İran'ın tüm komşularının nükleer bomba yaptığı bir ortamda İran'ın nükleer enerjiye sahip olma kararlılığına şaşmamak gerektiğini ve en tabii hakkı olduğunu hemen herkes kabul ediyordu.Asıl hayret verici olan İran gibi dünyanın en büyük ikinci petrol ve doğal gaz ihracatçısı ülke nükleer enerjiye yatırım için ölümü göze alırken Türkiye gibi ithal ve pahalı enerji kullanan ülkenin böyle bir derdinin olmaması.Belki programda konuşulamayan en önemli başlık böylesine Türk dostu Müslüman bir millete saldırıda Müslüman Türk milleti olarak ABD ile birlikte hareket edeceğini deklare eden AKP'nin sorgulanması idi.Zurnanın zırt dediği yere geldik.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014