Emeğin, el emeğinin, alın terinin kıymetinin bilindiği ve layıkıyla takdir edildiği bir düzeni, bir düzenlemeyi elbette ve daima özlüyoruz.
Çıkarılan yasalarla, yapılan yeni düzenlemelerle, fakirin fukaranın, yetimin yoksulun, dulun kimsesizin sofrasından açık açık lokmalar çalındığı halde, aynı yoksul kesimlerin gözlerine baka baka 'enflasyona ezdirmedik ve ezdirmeyeceğiz' naralarının atılmadığı günleri hem de çok yaman özlüyoruz.
Hak adına, hakikat adına bilcümle haksızlıkların halının altına süpürülmediği, haksızlıklara uğrayan zayıf ve kimsesizlerin de haklarının ısrarla arandığı, kim olursa olsun gaspçılardan hesabının sorulduğu bir ortamı nasıl da özlüyoruz.
Kaynakların, kazançların ve nimetlerin taksim edilmesi sırasında hep ön saflarda, hep ön sıralarda olan mutlu azınlığın, ülke adına külfetlerin, sıkıntıların ve darlıkların paylaşımında da en azından büyük çoğunluğun arasında yer almalarını öylesine özlüyoruz ki.
Planlı, programlı, ayarlamalı ve uyarlamalı yolsuzlukların yol açtığı derin yoksullukların son bulacağı günleri, haftaları, ayları ve yılları öyle özlüyoruz ki.
Zenginlerin, koca koca şirketlerin servetlerine servet katmaları için, servetlerini lahana misali kat kat katlamaları için, eli nasırlı köylünün arazisine, tarlasına, çayırına, ovasına, merasına, zeytinliğine ve bağına bahçesine kepçe ile ve dozerle saldırmayacağı atmosferi nasıl da özlüyoruz.
Aynen bugünlerde olduğu gibi, her seçim arifesinde, 'imar affı, imar barışı' düzenlemesi ile vatandaşın kaçak binalarının, çürük temeller üzerine çıktığı kaçak katlarının affedilmesinden sonra, bir depremle yerle bir olan binalardan ve on binlerce ölüden, hesapsız kaynak kaybından sonra, en tepeden en aşağıya kadar cümle sorumluların hesap verebildiği ortamları ve düzenlemeleri özledikçe özlüyoruz.
Üstünlerin hukukunun değil, hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu huzur ortamlarını özlüyoruz.
Çalanın çırpanın yanına kaldığı, 'altta kalanın canı çıksın' anlayışının alabildiğine yaygınlaştığı, gücü yeten yetene felsefesinin cari olduğu bir hayatın artık son bulmasını öylesine özlüyoruz ki.
Her zaman ve zeminde, her hal ve şartta adaletin tecelli ettiği, yasaların önünde herkesin eşit olduğu, yaşı, başı, branşı, mesleği, konumu, makamı ne olursa olsun hiç kimsenin haksızlığa uğramadığı günleri, anları…
Özlüyoruz.
- Emeklinin emeklemesi bile hayal oldu / 04.06.2025
- Olmuyor hacım olmuyor / 03.06.2025
- Mutlu musunuz? / 23.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025