Pandemide şiddet olayları arttı
2020 yılında basına yansıyan silahlı şiddet olayı sayısı 3 bin 682 olurken, 2015-2020 yılları arası şiddet olaylarında %69 oranında artış meydana geldi. Uzmanlar son bir yılda, silahlı şiddet olaylarının neredeyse tüm Türkiye'de artış göstermesinin dikkat çekici olduğuna vurgu yapıyor
21.02.2021 12:30:00





Umut Vakfı'nın 2015 yılından bu yana her yıl kamuoyuna yansıyan silahlı şiddet olaylarını derleyerek hazırladığı rapora göre pandemi döneminde silahlı şiddet olaylarında artış yaşandı. 2020 yılında basına yansıyan silahlı şiddet olayı sayısı 3 bin 682 olurken, 2015-2020 yılları arası şiddet olaylarında %69 oranında artış meydana geldi. Uzmanlar, sokağa çıkma kısıtlamalarının olduğu, karantina nedeniyle evlerde kalmak zorunda olunan son bir yılda, silahlı şiddet olaylarının neredeyse tüm Türkiye'de artış göstermesinin dikkat çekici olduğu vurgusu yapıyorlar.
Raporu değerlendiren Altınbaş Üniversitesi Çocuk Koruma ve Bakım Hizmetleri Programı Başkanı ve Aile Danışmanı Barış Tuncer, rapora konu verilerin sadece basına yansıyan silahlı şiddet olaylarını kapsadığını belirterek, "Basına yansımayan ve silah kullanılmadan gerçekleşen şiddet olaylarının dahil edilmesiyle rakamların daha da artacağı da düşünüldüğünde durum gerçekten vahim görünüyor. Diğer şiddet türleri de dahil edildiği zaman rakamların çok fazla artacağını söyleyebiliriz" dedi.
Ekonomik sorunlar etkili
Aile içi şiddet konusunda yapılan tüm çalışmaların genelinde yoksulluk, işsizlik ve kötü aile koşullarının bir risk faktörü olduğunun görüldüğünü ifade eden Tuncer, "Düşük gelire sahip olanlar yüksek gelire sahip olanlara göre daha çok aile içi şiddete başvurmakta. Ekonomik güvencenin olmaması, aile içi şiddete neden olabilir. Yapılan araştırmalar, toplumsal gerginliklerin (stres) özellikle de erkeğin geleneksel rol konumunu tehdit eden süreçlerin, aile içi şiddetle ilişkili olduğunu gösteriyor" dedi.
Türkiye'de yapılan çalışmaların birinde, aile içi şiddetin nedenleri arasında %27 ile ekonomik zorluklar, bir diğerinde ise %18 maddi sorunların belirtildiğini aktaran Barış Tuncer, "Pandemi nedeniyle birçok insanın bu sorunlarla daha yoğun bir şekilde karşı karşıya kaldığını göz önüne alırsak bu stres etkenlerinin aile içi şiddet oranlarının artmasına neden olduğunu söyleyebiliriz" şeklinde konuştu.
İç Anadolu'da yüzde 90, Marmara'da yüzde 75 artış gözlendi
Umut Vakfı'nın yayınladığı rapora göre 2015 ve 2020 verileri karşılaştırıldığında basına yansıyan silahlı şiddet olaylarında İç Anadolu Bölgesi'nin %90, Marmara Bölgesi'nin de %75'le ilk sıralarda olduğunu belirten Aile Danışmanı Barış Tuncer, "Ege Bölgesi'nde %71, Akdeniz Bölgesi'nde %59, Karadeniz Bölgesi'nde %62, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde %59, Doğu Anadolu Bölgesi'nde %60 oranında artış yaşandığını görmekteyiz.
Beş yıllık zaman diliminde yüzde 90 artış ile İç Anadolu Bölgesi'ndeki yükselişin çok dikkat çekici bir veri olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı. Tuncer, İç Anadolu Bölgesi'nde yaşanan bu artışın nedenlerinin disiplinler arası çalışmalarla belirlenmesi ve bu doğrultuda önleyici çalışmaların yapılması gerektiğini vurguladı.
'Vakaların %85'inde ateşli silah kullanımı var'
2020 yılında basına yansıyan 3 bin 682 silahlı şiddet olayında 2 bin 40 kişinin öldüğü, 3 bin 688 kişinin de yaralandığı bilgilerini aktaran Barış Tuncer, "Bu silahlı olayların 3 bin 128'inde ateşli silahlar (bin 303'ü tüfek, bin 825'i tabanca), 554'ünde ise kesici ve delici aletlerin kullanıldığını görüyoruz. Şiddet olaylarında yüzde 85 ateşli silahların kullanılması, bireysel silahlanmanın engellenmesi konusunda yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini gösteriyor" dedi.
Umut Vakfı'nın raporunun iller bazında değerlendirildiğinde İstanbul'da 441, Samsun'da 187, Adana'da 182, İzmir'de 173, Bursa'da 153, Konya'da 139, Antalya'da 137, Kocaeli'de 123, Ankara'da 119, Sakarya'da 106 silahlı şiddet olayının yaşandığı bilgilerini paylaşan Tuncer, "Bu iller yoğun göç alan, nüfus yoğunluğunun, çarpık kentleşmenin fazla olduğu şehirler. Hızlı ve çarpık kentleşme, göçle kente gelen insanların kente uyum sağlayamaması, yoksulluk, işsizlik, ailelerin parçalanması, kültürel değişimler, suç oranlarının yüksek olması, korku ve insanların kendilerini güvende hissetmemeleri şiddetin nedenleri arasındadır. Bu yüzden, bu kentlerde şiddet olaylarının sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel nedenlerinin araştırmalar yapılarak belirlenmesi ve buna yönelik çözüm yöntemleri geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorum" değerlendirmesini yaptı.
Raporu değerlendiren Altınbaş Üniversitesi Çocuk Koruma ve Bakım Hizmetleri Programı Başkanı ve Aile Danışmanı Barış Tuncer, rapora konu verilerin sadece basına yansıyan silahlı şiddet olaylarını kapsadığını belirterek, "Basına yansımayan ve silah kullanılmadan gerçekleşen şiddet olaylarının dahil edilmesiyle rakamların daha da artacağı da düşünüldüğünde durum gerçekten vahim görünüyor. Diğer şiddet türleri de dahil edildiği zaman rakamların çok fazla artacağını söyleyebiliriz" dedi.
Ekonomik sorunlar etkili
Aile içi şiddet konusunda yapılan tüm çalışmaların genelinde yoksulluk, işsizlik ve kötü aile koşullarının bir risk faktörü olduğunun görüldüğünü ifade eden Tuncer, "Düşük gelire sahip olanlar yüksek gelire sahip olanlara göre daha çok aile içi şiddete başvurmakta. Ekonomik güvencenin olmaması, aile içi şiddete neden olabilir. Yapılan araştırmalar, toplumsal gerginliklerin (stres) özellikle de erkeğin geleneksel rol konumunu tehdit eden süreçlerin, aile içi şiddetle ilişkili olduğunu gösteriyor" dedi.
Türkiye'de yapılan çalışmaların birinde, aile içi şiddetin nedenleri arasında %27 ile ekonomik zorluklar, bir diğerinde ise %18 maddi sorunların belirtildiğini aktaran Barış Tuncer, "Pandemi nedeniyle birçok insanın bu sorunlarla daha yoğun bir şekilde karşı karşıya kaldığını göz önüne alırsak bu stres etkenlerinin aile içi şiddet oranlarının artmasına neden olduğunu söyleyebiliriz" şeklinde konuştu.
İç Anadolu'da yüzde 90, Marmara'da yüzde 75 artış gözlendi
Umut Vakfı'nın yayınladığı rapora göre 2015 ve 2020 verileri karşılaştırıldığında basına yansıyan silahlı şiddet olaylarında İç Anadolu Bölgesi'nin %90, Marmara Bölgesi'nin de %75'le ilk sıralarda olduğunu belirten Aile Danışmanı Barış Tuncer, "Ege Bölgesi'nde %71, Akdeniz Bölgesi'nde %59, Karadeniz Bölgesi'nde %62, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde %59, Doğu Anadolu Bölgesi'nde %60 oranında artış yaşandığını görmekteyiz.
Beş yıllık zaman diliminde yüzde 90 artış ile İç Anadolu Bölgesi'ndeki yükselişin çok dikkat çekici bir veri olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı. Tuncer, İç Anadolu Bölgesi'nde yaşanan bu artışın nedenlerinin disiplinler arası çalışmalarla belirlenmesi ve bu doğrultuda önleyici çalışmaların yapılması gerektiğini vurguladı.
'Vakaların %85'inde ateşli silah kullanımı var'
2020 yılında basına yansıyan 3 bin 682 silahlı şiddet olayında 2 bin 40 kişinin öldüğü, 3 bin 688 kişinin de yaralandığı bilgilerini aktaran Barış Tuncer, "Bu silahlı olayların 3 bin 128'inde ateşli silahlar (bin 303'ü tüfek, bin 825'i tabanca), 554'ünde ise kesici ve delici aletlerin kullanıldığını görüyoruz. Şiddet olaylarında yüzde 85 ateşli silahların kullanılması, bireysel silahlanmanın engellenmesi konusunda yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini gösteriyor" dedi.
Umut Vakfı'nın raporunun iller bazında değerlendirildiğinde İstanbul'da 441, Samsun'da 187, Adana'da 182, İzmir'de 173, Bursa'da 153, Konya'da 139, Antalya'da 137, Kocaeli'de 123, Ankara'da 119, Sakarya'da 106 silahlı şiddet olayının yaşandığı bilgilerini paylaşan Tuncer, "Bu iller yoğun göç alan, nüfus yoğunluğunun, çarpık kentleşmenin fazla olduğu şehirler. Hızlı ve çarpık kentleşme, göçle kente gelen insanların kente uyum sağlayamaması, yoksulluk, işsizlik, ailelerin parçalanması, kültürel değişimler, suç oranlarının yüksek olması, korku ve insanların kendilerini güvende hissetmemeleri şiddetin nedenleri arasındadır. Bu yüzden, bu kentlerde şiddet olaylarının sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel nedenlerinin araştırmalar yapılarak belirlenmesi ve buna yönelik çözüm yöntemleri geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorum" değerlendirmesini yaptı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.