Dinler arası diyalog modası ya da hastalığı zuhur ettikten sonra beraberinde çok ciddi hastalıkları da topluma bulaştırmış oldu.Şirk sembolleri olan, haç işareti, çan sesi, kilise ve papaz görüntüleri bol keseden bu millete servis edildi. Bu fesat projesinin öncülüğünü yapanlar, ısrarla kavramlarla oynadılar, şirk sembollerini normalleştirme kampanyalarına giriştiler ve maalesef piyasada ne kadar teneke parçası, mangır kırıntısı varsa hepsini toplayıp altınla aynı tepside millete takdim ettiler. Teneke ile altın eşittir demek ne iz'ana, ne insafa ne de adalet anlayışına yakışmazdı halbuki.Kavramlarla oynama işi ilk kez o malum mektupta başladı:"Bir öğrenci değişim programı da çok faydalı olacaktır. İnançlı genç insanların birlikte eğitim görmesi birbirlerine yakınlıklarını artıracaktır. Öğrenci değişim programı çerçevesinde üç büyük dinin babası olduğu ikrar edilen Hazreti İbrahim'in doğum yeri olarak bilinen Urfa şehrindeki Harran'da bir ilahiyat okulu kurulabilir. Bu, ya Harran Üniversitesi'ndeki programların genişletilmesi suretiyle ya da üç dinin ihtiyaçlarını da temin edecek şumullü bir müfredata sahip bağımsız bir üniversite şeklinde gerçekleştirilebilir" (Fetullah Gülen'den Papa'ya mektup)"İnançlı genç insanlar" ifadesi ile sayın mektupçu efendi hırstiyanları, Yahudileri ve Müslümanları aynı tepsi içinde servis etti ve müthiş bir kavram ve kafa kargaşasına yol açmış oldu. Halbuki, mü'min insan, inanan genç denildiğinde yüzyıllardır İslam imanı akla gelirdi ve bu imana sahip olan insan akla gelirdi. İslam inancına sahip olmayan bir genç, diyalog modasına kadar inançlı genç kategorisinden sayılmıyordu. İster Hıristiyan olsun, ister Yahudi olsun, isterse başka bir inanca sahip olsun, bunların hepsinin ortak adı gayri Müslim idi. Teslis inancına sahip, Allah'a, babalık, evlatlık isnad eden bir kişinin inançlı insan sayılması da diyalog modası ile başlamıştır.Necip Fazıl:"Son günüm olmasın çelengim top arabam,Alsın beni götürsün tam inanmış dört adam" derken, mektupçu efendinin inançlı gençlerini mi kastediyordu acaba?Bu sapma hangi sapıklıklara kapı araladı bir düşünelim, aynı ekibin bir yayın organı Haçlı dünyasının sembolü olan noel babayı, Anadolu erenlerinden diye takdim etti bu millete. Ardından Salih Hıristiyanlar kavramı dolaşmaya başladı, şimdi Ahmet amcanın Mehmet amcanın diline kadar düştü, üstelik iddia ediyor.Efendim, bilmem ne Şahin hocası yazmış da, bir papazın evine gitmişler de, namaz vakti gelince papaz bunlara bir oda açmış da? Sonra? Odanın mihrabı bile varmış, cübbesi sarığı da hazır da bekliyormuş? Eee? Papaz imam olmuş bunlara namaz kıldırmış, şimdi bu papaz salih değil miymiş? Bu papazların başı, baş papa, son peygambere olmadık hakaretleri, küfürleri savuruyor, İslam'ı din olarak kabul etmiyor ama bizim diyalogcular papazların arkasında namaz kılıyorlar ve onları salih ilan ediyorlar."Salih" kelimesinin Kur'an'da, hadis-i şeriflerde nerelerde ve nasıl kullanıldığını araştırmayı erbabına havale ederek sadece bir ayetin mealini burada takdim etmek istiyorum:"Kim Allah' ve Peygamber'e itaat ederse, işte onlar, Allah'ın kendilerine nimet verdiği Peygamberler, sıdıklar, şehitler ve salihlerle beraberdirler. Onlar ne iyi arkadaşlardır." (Nisa:69)Salihler kimlermiş?Allah'ın kendilerine nimet verdiği kimseler. Peki, müşrikleri, mülhidleri, Allah ve Peygamber düşmanı kafirleri bu çerçeveye sokmaktan utanıp sıkılmıyor musunuz?
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Yalana vergi konulsa… / 05.05.2024
- Ümmete ürperti gerek / 04.05.2024
- Talancılar olmasaydı… / 03.05.2024
- Şair çeşmesi / 01.05.2024
- İnanalım mı? / 30.04.2024
- Oduncu baltası ile arıcı ise bal tası ile gelir / 28.04.2024
- Gazze’de katliam sonlandı mı? / 27.04.2024
- Milletin ‘not etmeleri’ daha farklı oluyor / 26.04.2024
- Tüketilen sadece kaynaklar mı? / 25.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Ümmete ürperti gerek / 04.05.2024
- Talancılar olmasaydı… / 03.05.2024
- Şair çeşmesi / 01.05.2024
- İnanalım mı? / 30.04.2024
- Oduncu baltası ile arıcı ise bal tası ile gelir / 28.04.2024
- Gazze’de katliam sonlandı mı? / 27.04.2024
- Milletin ‘not etmeleri’ daha farklı oluyor / 26.04.2024
- Tüketilen sadece kaynaklar mı? / 25.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024