Yaratılan ruhlar, Elest Bezm'inde, En Güzeli gördü, kokladı, duydu. Sonra bir hasret başladı. Vuslatı bekleyen, sahip olduğu her şeyde O'nun varlığını arayan bir hasret?Güzelin ölçüsü yoktu artık arayan için. Çünkü o, Güzeller Güzelini biliyordu. Her bulduğundan, her gördüğünden, daha güzeli, daha güzeli vardı.Sahip olduğu her şeyde, "aradığım bu" deyip, sonra yanıldığını anlayarak, aramaya devam ettiği bir güzellik.Nefes aldığı sürece, vuslata eremeyeceğini bildiği halde, yaşamayı ibadet olarak görüp, çileden zevk aldığı bir güzellikti bu.Sevgisinin ölçüsü de buydu onun için. Hiçbir şahsi çıkar gözetmeden, onu seveni sevmekti.Yaşayış amacı da buydu. Ömrünü O'nun istediği amaca feda etmekti.Bu amaç, bu ruhu, vuslata eriştiriyordu.Bu öyle bir ruhtu ki, arayanlar onda birleşti. Farklı yollara girip, çıkmaz sokaklara girenlere, rehberlik etti.Onun sözü ve tavrı aracıydı; arayanlara ve yolunu bulamayanlara?O, Nemrut'un ateşinden korkamazdı. Onu, Yezid'in zulmü yıldıramazdı. O, tufana bile karşı koyabilecek güçteydi.Onda öyle bir sevgi vardı ki, bu sevgi dünyaya meydan okuyabilecek kadar zirvedeydi.Sevgi, aradığını bilmekti. Bildikten sonra, bilmeyenlere rehberlik etmekti. Bilemesen de, bilenlerle bulmak için, mücadele vermekti.Sevenin bu tavrı, sevmek isteyenleri, kendine çekip, ondaki sırra ermelerine sebep oluyordu.O, bu arayışla, hayran olunan, imrenilen bir ruh olmuştu. Onun sevgisinin, pazarlığı yoktu. O sevmenin karşılığında bir şey beklemiyordu. Sevgisine karşılık gelen ikramlar, onun için bir lutuftu.Onu sevenler onun sevgisinde dirilir, sonra da, o sevgi de yok olmak için, nefes alırlardı.İşte Kalu Bela'dan sonra ruhlar âlemi, böyle oldu.O zamandan sonra, öyle ruhlar, öyle arayışlar oldu ki; yaradılış maksadını yansıtan, aydınlığıyla diğer ruhlara ışık tutan, karanlıklara güneş gibi doğan, sevenin gönlüne ferahlık katan ruhlardı, bunlar.Bu ruhlarda kendini bulan ruhlar, onun dışındaki sevgilerin değerine inanamazdı. Çünkü O, güzeldi. Güzeller Güzeli de Ondaydı. En Güzeli bulan, En Güzeli gören, başka güzellerin varlığına nasıl inanabilirdi ki?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Behiye Alioğlu / diğer yazıları
- Egoist miyiz? / 04.07.2019
- Çok komik / 18.01.2019
- Kilis'ten İzmir'e bir tümevarım / 25.05.2017
- Mekanikleşen kadın / 10.03.2017
- Her çocuk bizimdir / 22.02.2017
- İçindeki mutlu dünyanı keşfet! / 23.11.2016
- Gitmek mi zor kalmak mı? / 25.09.2016
- İlmin amacı / 23.08.2016
- Annenin görevi nedir? / 06.08.2016
- Yaklaşan kamp heyecanı / 28.06.2016
- Çok komik / 18.01.2019
- Kilis'ten İzmir'e bir tümevarım / 25.05.2017
- Mekanikleşen kadın / 10.03.2017
- Her çocuk bizimdir / 22.02.2017
- İçindeki mutlu dünyanı keşfet! / 23.11.2016
- Gitmek mi zor kalmak mı? / 25.09.2016
- İlmin amacı / 23.08.2016
- Annenin görevi nedir? / 06.08.2016
- Yaklaşan kamp heyecanı / 28.06.2016