Peygamberimiz (s.a.v) okuma yazma biliyordu!

Bize öğretilen yanlış bilgilerden biridir; "Peygamberimiz ümmidir, okuma-yazması yoktur." İmam-Hatip'ten bu yana, bu bilgiye sahiptim. Hira mağarasında, Cebrail aleyhisselam gelip, "Oku!" deyince, Peygamberimiz (s.a.v) de, "Ben okuma bilmem" demiştir. Bunun üzerine İslam tarihçilerinin çoğu, (belki de Sünni dünya) "Peygamberimizin okuma-yazması yok" etiketini vurmuşlardır. 

Ancak bir arkadaşım beni uyardı: 

- Peygamberimiz (sav) anne-babası vefat ettikten sonra Hz. Ebu Talip'in ticaret kervanlarını yönetmedi mi?

- Evet, dedim.

- O zaman, okuma-yazması olmayan bir insan nasıl ticaret yapacak, aldığını-verdiğini nasıl tutacak, hesabı kitabı nasıl halledecek?

- Haklısın, dedim. 

Şaşkınlıktan ağzım açık kaldı. Biz "ümmi Peygamber", "okuma yazma bilmeyen Peygamber" biliyorduk. Üzerinde etraflıca, detaylıca hiç düşünmemiştik. Sohbetimiz bitmemişti:

- Ayrıca, Hz. Ali, Peygamberimizin (s.a.v) hadislerini yazmadı mı, Hudeybiye Anlaşması'nın maddelerini Hz. Ali kaleme almadı mı? 

- Evet, dedim.

- Peki, Hz. Ali okuma-yazmayı nerede öğrenmişti? Çünkü O, daha küçükken Peygamberimiz (s.a.v) tarafından evlatlık alınmıştı. 

- O zaman Hz. Ali'ye Peygamberimiz (sav) okuma-yazma öğretti ki bu da O'nun okuma-yazma bildiğinin ispatı oluyor, dedim.

Bambaşka bir ufukla baş başa kalmıştım. Bize okuma-yazma bilmeyen, neredeyse "cahil" bir Peygamber portresi çizmeye mi çalıştılar acaba? Bilerek mi yapıldı acaba? Sorular bitmiyor ve insanı rahatsız edecek seviyeye ulaşıyor. İslam tarihi üzerine yazılanları ya da bildiklerimizi ince bir elekten geçirmek şart diye düşünüyorum. 

Bu noktada bizleri Ehl-i Beyt noktasında karanlıktan aydınlığa çıkaran Üstadım Prof. Dr. Haydar Baş'tan Allah gani gani razı olsun. O'nun öğrettikleri olmasaydı Ehl-i Beyt'i tanımadan bu dünyadan göçüp gidecektik. 

Ekonomi, tarih ve diğer öğrendiklerimizi saymıyorum. Fakat Hz. Ali'nin dediği gibi, "Bana bir harf öğretenin, kırk yıl kölesi olurum."

Bizim Haydar Hoca'ya bağlılığımız, öğrendiklerimize göre, toprağın altında da devam eder. Biz de etmesini niyaz ederiz…