(dünden devam…)
9- "…Nitekim kurtulan 10 yaşındaki oğlu Zeynelabidin Ali'yi öldürmek şöyle dursun; ölünceye kadar ihtimam etti. O da hiç politikaya karışmadı" şeklinde ortaya koyduğunuz tespitiniz, teşbihte hata olmaz, ölü doğmuş çocuk misalidir. Yezid'in Kerbela'da öldürttüğü insanlardan haberiniz mi yok, insanlardan mı saklıyorsunuz? Siz gerçeği neden örtüyorsunuz? Buna ne gerek var?
Hz. Hüseyin'in 10 yaşındaki oğlu Zeynelabidin Ali'nin ölmemesinin sebebi, rahatsızlığından dolayı çadırından çıkamamasıdır! Yoksa yine 10 yaşında olan Hz. Hasan'ın oğlu Abdullah, Hz. Hüseyin'in kundaktaki 6 aylık oğlu Ali Asgar şehit edilmiştir. Kerbela'da katledilen 72 kişinin başı da kesilmiştir! Siz hangi merhametten bahsediyorsunuz?
10- "…Hz. Hüseyin'in kız kardeşi Hz. Zeynep, 'Yezid'den hayırlı düşman görmedim' demiştir." Kaynağını belirtmediğiniz Hz. Zeynep'in bu cümlesine karşılık, kaynağını belirterek size Hz. Zeynep'in sözlerini aktarıyorum:
"Ey Kufeliler! Ağlıyor musunuz? Gözyaşınız hiç kurumasın, çığlığınız hiç dinmesin! (…) Bu olayın utancını ve şerefsizliğini üzerinizde taşıyorsunuz." (Hayatu'l-İmami'l-Hüseyn, c.3, s.341).
"Ey Yezid, esir olarak şehir şehir dolaştırmakla bu geniş yeryüzünü ve bu fezayı bize dar ettiğini, bizi Allah katında hor ve zelil, kendini de yücelttiğini ve bu olayların da senin yüce makamından olduğunu mu sanırsın ki böyle övünüp seviniyorsun?(…) Yavaş ol, yavaş ol! Allah'ın, 'O küfre sapanlar, kendilerine tanıdığımız süreyi, sakın kendileri için hayırlı sanmasınlar; Biz onlara, ancak günahları daha da artsın diye süre vermekteyiz. Onlar için aşağılayıcı bir azap vardır (Al-i İmran, 178)' buyurduğunu unuttun mu yoksa? (…) Şimdi de bu yaptığıyla sanki günah işlememiş gibi, sarhoş ve mağrur bir halde, cennet gençlerinin efendisi Hz. Hüseyin'in dişlerine (mübarek başını Yezid'e getirmişlerdir) çubukla vuruyor ve pervasızca, 'Bedir Savaşı'nda ölen büyüklerim, keşke burada olsalardı da bu durumu görerek çığlıklar atıp ellerin dert görmesin ey Yezid deselerdi' diyorsun! (…) Ey Yezid! Kendi işinle meşgul ol, istediğin şekilde düzen kur, hile yap ve çalış. Ancak Allah'a and olsun ki, bizim adımızı silemeyecek, vahyimizi söndüremeyecek ve öldüremeyeceksin, işimizi bitiremeyeceksin. Alnındaki bu lekeyi de silemeyeceksin. Çünkü aklın alil, yaşayacağın günler az ve kalildir." (Muhammed b. Tavus, el-Luhuf A'la Katl'et-Tufuf, s.146-147)
11- "Hutbede sövmek mi?
Şii tarihçi Makrizi'nin anlattığına göre, Sıffin harbi esnasında, Hz. Ali'nin ordusundaki bazı kendisini bilmezler, Şam askeri ve Hz. Muaviye'ye namazlardan sonra sövmeye başladılar. Bunu işiten Şamlılar da harb propagandası çerçevesinde buna mukabele ettiler. Bu âdeti Ömer b. Abdülaziz kaldırdı. Şu halde bu işi başlatan Emeviler değildi." şeklindeki derin (!) tespitiniz, derin ve büyük bir yanılgı içeriyor. Ayrıca, "sövme işini başlatan Hz. Ali taraftarlarıdır." gibi örtülü anlamı da ustalıkla ifade etmişsiniz. Bu iddianız da çürüktür. Şöyle ki:
- Sıffin Savaşı ve sonrasındaki Hakem Olayı ile Hz. Ali'nin ordusundan "Hariciler" diye bir grup ortaya çıkmış ve bunlar Hz. Ali'yi de şehit etmişlerdir! Yani sizin 'sövmeye başladılar' dedikleriniz, Hz. Ali'yi şehit etmiştir! Bu insanlardan bizzat zulüm gören Hz. Ali olmuştur.
- Hz. Hasan ile Muaviye arasında yapılan anlaşmanın maddelerinden biri şudur: "Madde-3: Muaviye namazlarda Emirü'l-Mü'minin'e küfür ve laneti terk etmeli ve Ali'yi ancak iyilikle yâd etmeli" (İbn-i Ebi'l-Hadid, Şerh-u Nehcü'l-Belaga, c.4, s.115; Ebu'l-Ferec el-Isfahani, Mekatil'ut-Talibiyyin, s.26)
Ancak diğer tarihçiler bu konuda şöyle der: "İmam Hasan, Muaviye'den Hz. Ali'ye sövmemesini istedi. Muaviye bunu kabul etmedi. Fakat İmam Hasan'ın hazır bulunduğu ortamlarda onun duyabileceği şekilde sövülmemesini kabul etti." İbn Esir diyor ki: "Muaviye daha sonra buna bile vefa etmedi. Ve bu gelenek maalesef 90 yıl devam etti."
Ayrıca, Hz. Aişe, Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer'e de sövmeyi doğru kabul etmiyoruz; kimse de herhangi birine sövmeyi ya da sövülmesini kabul etmez, kabul edilemez. Yapan, kim olursa olsun, yanlış yapmıştır. Yanlış da savunulmaz! Ancak "sövme" işinin aslı da yukarıdaki maddelerde açıklanmıştır. İslam tarihinde "sövme" işi (Detaylarına başka yazılarımızda değineceğiz.), Muaviye'ye aittir, onunla başlamış ve Ömer b. Abdülaziz tarafından kaldırılmıştır.
12- Son olarak, Emevilerin ortaya koyduğu icraatların Abbasiler tarafından çarpıtıldığı, olayların değiştirildiği ve yanlış yazıldığı iddialarınıza da değinmek istiyorum.
Öncelikle şunu belirteyim: "Abbasiler, Ehlibeyt'e daha fazla zulmetmiştir, onları niye görmüyorsunuz?" gibi bir basit yaklaşım, anlamsız bir çırpınıştır! Kimse, Abbasilerin daha az zulmettiğini yahut hiç zulmetmediğini iddia etmiyor ki! Peygamber nesline ve Ehlibeyt'e Emeviler de, Abbasiler de zulmetmiştir. Bu olayların başı da meşru halifeye yani Hz. Ali'ye biat etmeyen Muaviye'dir. Ayrıca bahsettiğiniz Harre Vakası'nın temeli de Abdullah b. Zübeyr'in halifelik iddiasıdır. Abdullah b. Zübeyr, halifeliği ele geçirseydi onun tarafında mı olacaktınız? Halifeliğin aslı ve hakkı, Gadir-i Hum günü Peygamberimizin (sav) sözleri ve Allah'ın ayeti ile ortaya konulmuştur!
- ‘Masa da masaymış ha!’ / 11.03.2023
- Reddiye-III / 29.12.2020
- Reddiye-II / 28.12.2020
- ABDAL MUSA SULTAN PEND-NAMESİ / 26.12.2020
- Reddiye-I / 25.12.2020
- Peygamberimiz (s.a.v) okuma yazma biliyordu! / 23.12.2020
- ‘Sınavsız üniversite’ ontolojisi / 18.12.2020
- Haydar Haydar… / 24.04.2020
- Sonuç ve Milli Ekonomi Modeli / 21.04.2020