Antalya'nın Elmalı ilçesinin Tekke köyünde dergahı ve türbesi olan Abdal Musa Sultan, Hacı Bektaşi Veli ile akraba olup Yeniçerilerin Hacı Bektaş Veli'yi "pir" tanımalarında büyük rolü vardır.
Aslen Horasanlıdır. Hacı Bektaşı Veli ile Anadolu'ya gelen Horasan erenlerindendir. Evliya Çelebi de onun Yesevi dervişlerinden olduğunu söyler. Babasının adı Gazi Hasan Ata'dır ve Hz. Peygamber (saa) soyundandır. Yıldırım Bayezid zamanında yaşamış, Bursa'nın fethine katılmıştır.
Bektaşi şairlerinden Geda Muslu'nun bir nefesinde, onun Rumeli'ne kumandan olduğu ve bütün Rumeli'ni İslam'a getirdiği, kafirlerle gazalarda bulunduğu anlatılır. Daha sonra Denizli yoluyla Elmalı'ya gelmiş ve orada yerleşmiştir. Alaiye Beyi'nin oğlu Alaaddin Gaybi de Abdal Musa Sultan'ın maneviyatından etkilenerek onun talebesi olmuş ve Kaygusuz Abdal mahlasını almıştır.
13 ve 14. yüzyıllarda Anadolu'da siyasi bir istikrar, sağlam bir devlet otoritesi yoktur. Moğolların baskısı, Bizans'ın varlığı ve beyliklerin serbest hareketleri ile insanlar can ve mal emniyetinden uzak bir yaşam sürmektedir. Abdal Musa Sultan, Hacı Bektaşı Veli gibi Horasan erenlerinin açtığı dergahlar; İslam dininin şeriat ölçüleri içinde, manen ve maddeten korku içinde bulunan insanlara bir kurtuluş kapısı olmuştur.
2012 yılında düzenlenen 6. Uluslararası Ehlibeyt Sempozyumu için Elmalı'ya gitmiştim. Hem Abdal Musa Sultan'ı ziyaret etmiş hem de onur konuğu olan Haydar Hocamın kapanış konuşmasını dinlemiştim.
Orada bulunanlar gibi ben de bir manevi havanın içine girmiştim. İşte sizlere şimdi Abdal Musa Sultan'ın "öğütleri"ni aktarıyorum. Buyrun aynı havayı teneffüs etmeye:
"Şimdi, o Sultan'ın sırrını sakla. Az söyle. Sadık ol, mü'min ol. Kavgalı yerden kaç. Bilmediğin kişiye yâr olma. Önceleri düşmanlık yapmış kişi ile dost olma. Kimsenin uğradığı kötü duruma gülme. Kendinden ulu kimseyle mücadele etme. Doğru ol. Musibete sabret. Sözü, düşün de sonra söyle. Her sırrı erkeğe ve kadına söyleme.
İbadete, malına güvenme. Halim selim ol. Münkire gönül verme. Evliyaullahın kelamını münkire deme. Kimseye hoşhuy deme. Dünya için gönlünü mahzun etme. Bir kimseden bir şey için dervişlik satma, zahir padişahına yakın olma. Dünyalık için mevki sahibi kimselere yüzsuyu dökme, meğer irşad ola.
Hilaf söyleme, şahid olma. Maslahat için vezir ve büyüklerin kapısına varma. Bana iyi desinler diye sofuluk satma. Düşmanına yüz verme. Her bulunduğun hale şükreyle. Elden gelirse tek başına yemek yeme. Tarikat pirdaşını ve kardeşini ayrı görme. Evliyaullahtan ve mürşidden gönlünü ayırma. Hakk divanından ayrılma. Ahde vefa et.
Vaktini zayi etme. Server-i kainat Efendimizi ve al-i ashabını ve imameyn efendilerimizi daima salavat ile yad et ki Seyyid-i kainat Efendimizin şefaatına mazhar olasın. Ehlullah ile muhabbette iken 'eyvallah kerem ettiniz' deyip niyaz etmeli. Hz. Muhammed ve Hz. Ali'ye düşmanlık arzusunda bulunan kefere ile sohbet etme.
Zira dostlukları zahirdedir, onlara iyi demek olmaz. Ve kendine ziynet verme, gönlüne ziynet ver. Kalleş pirsiz adamlar ile yoldaş olma. Zira yol, erkan bozulur. İyi ol, zira yirmi dört saat içinde bin devre girersin, o devirlerin hangisinde bulunursan o sıfata bürünür haşrolursun. Baki..Gerçekler demine hu, dost, Allah eyvallah!"
- ‘Masa da masaymış ha!’ / 11.03.2023
- Reddiye-III / 29.12.2020
- Reddiye-II / 28.12.2020
- ABDAL MUSA SULTAN PEND-NAMESİ / 26.12.2020
- Reddiye-I / 25.12.2020
- Peygamberimiz (s.a.v) okuma yazma biliyordu! / 23.12.2020
- ‘Sınavsız üniversite’ ontolojisi / 18.12.2020
- Haydar Haydar… / 24.04.2020
- Sonuç ve Milli Ekonomi Modeli / 21.04.2020