Öncelikle şunu hemen ifade edelim ki, sorun'un bir parçasını ortaya koymak ya da bir parça sorun ortaya koymak, bütüncül çözümlerimiz olmadığı anlamına gelmesin!
Twitter'da gördüm de cehaletlerine gülmeye çalıştım: "Asgari ücret 10 bin lira olursa, ekmek de 15-20 lira olur"muş. He canım, bu insanlar bir ekonomik model, sistem ortaya koysun ama boşluğu yahut eksiği olsun! İnsana yakışan, önce sorup öğrenmektir: "Siz bunu 10 bin lira yaparsanız ekmeğin fiyatı 15 lira olmaz mı?" diye sormak da bir ilim ve samimiyet ister ama neyse konumuz bu değil…
Bu değil de açıklamadan da gönlümüz geçmiyor. Fuzuli'nin dediği gibi;
"Söylesem tesiri yok
Sussam gönül razı değil."
Siz yine de gelin, bilmediğiniz ya da size mantıksız gelenleri erbabına sorun!
"Sınavsız üniversite" deyince aslında çok derin bir medeniyet tezahürünü ortaya koymuş oluyoruz: "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın!"
Bu gençler, bizim geleceğimiz… Lise sona kadar zorunlu okuttuğumuz bu çocuklara, liseyi bitirir bitirmez, "ne halin varsa gör!" der gibi bir yaklaşıma girmek büyük yanlıştır! Bu bir…
İkincisi, lise sona kadar bir öğrenci için devlet, 12 yılda 200 bin lira masraf yapmaktadır. Öğretmen maaşlarından tutun, bina vs. giderlerine kadar bu parayı bir öğrenci için harcamaktadır. Her yıl 12. sınıftan hemen hemen 1,5 milyon öğrenci mezun olduğunu düşünürsek (1,5 milyon öğrenci x 200 bin lira=Çoookkk büyük para) eğitim ekonomisi açısından sınıfta kalmayı bırakın, o sınıfa giremediğimizi bile söyleyebiliriz.
Siz bu kadar büyük harcamalar yaptığınız bu gençleri, hem kendi ekonominiz açısından hem de bu gençlerin kendi ve ülke geleceğine katkıları açısından asla ve kat'a başıboş, yalnız ve sahipsiz bırakamazsınız!
Bu kadar harcama yapan, yani sadece rakamları düşünün, bir tüccar olsaydı ve ürün alma durumuna gelince bırakıp gitseydi… Gerisini size bırakıyorum…
İşte "sınavsız üniversite" burada çok önemli bir görev üstleniyor: Hem eğitim ekonomisi açısından yapılan harcamaların karşılığını beklemek ve almak, devletin işlevidir hem de gençlerimizin "Ben Türk'üm, bu devletin parçasıyım, bu devlet benim…" bilincini kazanmasında çok büyük etkiye sahiptir.
Ayrıca burası da gayet mühim; gençlerimizin yeteneklerinin ülkemize kazandırılması gerekmekte. Bunun için onları "sınav"la eleyemeyiz. Olması gereken tek "sınav", yetenek sınavlarıdır ve ardından isteklerine göre üniversitelere yerleşmelerini sağlamaktır.
Bu yüzden "sınavsız üniversite", ülkemizin ekonomisine ve ülkemizin geleceği gençlerimize sahip çıkmaktır.
Bitti mi?
Hayır…
Bu plan, projenin gerçekleşmesinde önemli olan diğer bir konu da, üniversitede okuyan gençlerin yine okutulması devletin sorumluluğunda olacaktır. Burası sadece eğitimle çözülecek bir konu değil, ekonomi ön-şartı istiyor; yani Milli Ekonomi Modeli uygulanırsa burası çözülür.
Ayrıca, üniversiteyi bitiren gençlerin, hemen ve derhal işe yerleştirilmeleri gerekiyor. Yukarıda açıkladığımız gibi, yeteneklerini ve kabiliyetlerini ülkemizin hem ekonomisine hem de gelişimine katkı olarak sunmaları şart. Bunun için yine Milli Ekonomi Modeli'ni uygulayacağımız yani "para" diye bir derdimizin olmadığı (kitabı okuyun lütfen) bir ekonomik sistem gerekiyor çünkü, her alanda bu gençleri istihdam edip ülkemizi şantiyeye çevirelim…
Bitti mi?
Hayır…
"Var bi hayalimiz…"
- ‘Masa da masaymış ha!’ / 11.03.2023
- Reddiye-III / 29.12.2020
- Reddiye-II / 28.12.2020
- ABDAL MUSA SULTAN PEND-NAMESİ / 26.12.2020
- Reddiye-I / 25.12.2020
- Peygamberimiz (s.a.v) okuma yazma biliyordu! / 23.12.2020
- ‘Sınavsız üniversite’ ontolojisi / 18.12.2020
- Haydar Haydar… / 24.04.2020
- Sonuç ve Milli Ekonomi Modeli / 21.04.2020