logo
23 ARALIK 2025


Peygamberin evladını nasıl katledebildiler?-4

10.10.2017 00:00:00
Müslümanların Emirü'l-Müminin'i (halifesi) olduğunu iddia eden Muaviye, yerine İslam'ı ve Müslümanları temsil etmek için oğlu Yezid'i halife tayin edip halktan zer/para, zor/baskı ve tezvir/hile ile biat topladı. 
Yezid, şahsiyet olarak sarhoş ve kibirli biriydi. Gençliğin, saltanatın ve içkinin sarhoşuydu. Dünyanın her tarafından ülke temsilcileri hiçbir şeyden habersizce gelip İslam Peygamberinin yerinde/minberinde öyle birinin oturduğunu görüyorlardı ki elinde içki kadehi, yanında güzel elbiseler giyinmiş bir maymun ile birlikte, altından yapılmış bir tahtın üzerinde oturuyordu. Artık İslam için ne gibi bir haysiyet kalabilirdi ki? Böyle bir durumda İmam Hüseyin (a.s.)'ın şu sözünün anlamı ortaya çıkıyor: "İslam'ın Fatiha'sını okumak gerekir, çünkü ümmetin başına Yezid gibi bir geçmiştir."
Yezid, kimi zaman sarhoş olduğunda ya da mutlu anlarında ameli ve kavli olarak da fıskını, küfrünü ve dinden çıktığını izhar edip açıklıyordu. Daha açıkçası Yezid, tüm perdeleri yırtmıştı. Bundan dolayı, böyle birine karşı mutlak kıyam gerekirdi. Artık İslam ve Müslümanlar için nasıl bir haysiyet kalabilirdi ki?!
Yalnızca hadiselerin bir kısmına işaret ettiğimiz bu olaylar karşısında "İmam Hüseyin niçin kıyam etti?" diye sormak, aynen; "Peygamber niçin Mekke'de kıyam etti ve Kureyş ile barışmadı?" diye sormaya ve "Niçin İmam Ali Bedir, Huneyn, Uhud, Ahzab ve Leyletü'l-Mebit'te Peygamberi korumak için bu kadar zahmetlere katlandı?" veya "Niçin İbrahim, Nemrud'un öylesine güçlü kudreti karşısında tek başına kıyam etti?" veya "Musa, kardeşi Harun'dan başkası yanında olmamasına rağmen niçin Firavun'un sarayına gitti?" diye sormaya benzer.
Bu "niçin"lerin cevabı şudur: İmam Hüseyin (a.s.)'ın kıyamı, şayet güçlü bir orduyla birlikte olsaydı, yani ordunun birinin başında İmam diğerinin başında Yezid veya adamları olsaydı, İmam'ın kıyamı mukaddes ve daimi bir kıyam olamazdı. Zira mukaddes kıyamlar iki özelliğe sahiptir: Biri kıyamın hedefinin kutsal olmasıdır; örneğin hedefinde tevhid, adalet, hürriyet için mücadele etmek, zulüm ve baskıyı yok etmek gibi insanlığın yüce makamları için canı ortaya koymak olmalıdır. (Hazale-i Badgiysi'nin dediği gibi kıyam, riyaset, vatanî, kabilevî ve ırkî taassuptan dolayı olmamalıdır). İkinci özelliği ise, bu tür kıyamlar koyu karanlıklarda meydana çıkan bir ışık, zulümler, zorbalıklar ve diktatörlükler arasında parlayan bir parıltı, gece karanlığında beşerin saadet ufkunda doğan birer yıldız ve milletlerin akıllarının onayına sunulduğunda kabul görmeyen bir inkılap gibi olmalıdır.
Hüseynî kıyamın övülecek yönlerinden birisi de kavminin akıllılarının (!) onu onaylamamış olmalarıdır. Fakat bu onaylamamak, akıllarının üzerinde olduğundan dolayıdır, akıllarının dışında olduğundan değil. Bundan olsa gerek ârifler, irfanî açıdan İmam'ın kıyamının akıl üstü yönünü göz önüne almış, ona "aşk mektebi" adını vermişlerdir. Nitekim İmam Ali (a.s.) da Kerbela çölünden geçerken şöyle buyurmuştu: "Burası (Kerbela çölü); süvarilerin yüklerini indirecekleri ve aşıkların da katledileceği yerdir."
Evet; Hüseyin'in aşkı tabii ki İlahi aşktır, doğruların ve sadıkların aşkıdır. Bizim âriflerimiz eğer gerçek âşıklar ise, niçin aşklarını yalnızca sema meclislerinde kanıtladılar? Hüseyin gibi birisi aşkını yalnızca sema meclislerinde izhar etseydi, Hüseyin olamazdı, ancak bir ârif olurdu. Yine Hüseyin gibi birinin bu kıyamını, Abdullah b. Abbas gibileri tasvip etmemelidir! Zira karanlıklar içerisinde ışık gibi parlayan beşerin mukaddes kıyamları genelde diğerlerinin tasvibini almaz. 
Kur'an-ı Kerim, Hz. İbrahim'in kıyamı hakkında şöyle buyuruyor: "Biz İbrahim'e rüşdünü vermiştik." (Enbiya: 51). (Rüşd kelimesinden anlıyoruz ki diğerlerinin hissedemediği bir şeyi İbrahim hissediyordu).
İmam Ali (a.s.) da Emeviler hakkında şöyle buyuruyor: "O, kör ve karanlık bir fitnedir." Demek ki nuranî ve hakikatî olan bir ışıltıya ihtiyaç vardı. İşte Hz. Hüseyin (a.s.) da Emevilerin o kör ve karanlık fitnesi içinde yolunu kaybeden ve ümmeti olmakla iftihar ettikleri Peygamberlerinin ümmetinin eliyle katledildi. 
Eğer Emevilerin bu fitnesi o günkü ümmetin gözlerini kör etmeseydi, İslam Peygamberinin ümmeti nasıl kendi Peygamberlerinin evladını kendi elleriyle katledebilirdi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Hasan Kanaatlı / diğer yazıları
DEM Parti Adalet Bakanı ile görüştü
'Yol haritasını konuştuk'
Menemen Olayı'nın 95. yılı
Şehit Kubilay'ı rahmetle anıyoruz
'Bu hukuk kime hizmet ediyor'
BTP liderinden çarpıcı açıklamalar
PAYCO Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri'ne 2. dalga operasyon
İstanbul, Adana, Ankara, Antalya, Kocaeli ve Yalova'da 28 gözaltı
Bugünkü soruşturmanın adresi Şile Belediyesi
Operasyonda 22 şüpheli gözaltına alındı
Venezuela, tankerlerine "ablukaya" karşı yasa çıkardı
ABD'nin eylemleri 'korsan' olarak nitelendirildi
Trump'tan Venezuela'ya açık savaş tehdidi
"En güçlü donanmaya sahibiz"
Netanyahu, 7 Ekim'in soruşturulmasını istemiyor
"7 Ekim komisyonunun yetki ve sınırlarını hükümet belirleyecek"
Doğu Akdeniz'de tehlikeli ittifak!
İsrail, Yunanistan ve GKRY liderleri bir araya geldi
Trabzonspor'a Gençlerbirliği şoku
Zirve yarışında ağır darbe
Türk askerinin Libya'daki görev süresi uzatıldı
Mehmetçik 2 yıl daha Libya'da
'SDG'nin entegrasyona niyeti yok'
Hakan Fidan Suriye'de konuştu
İPA kasım verilerini açıkladı
İstanbul'da yaşam daha zor
Suriye'de sürpriz buluşma
Fidan, Güler ve Kalın Şara ile görüştü
BTP seçim startını verdi
Hüseyin Baş'tan kritik mesajlar
DEM Parti Adalet Bakanı ile görüştü
'Yol haritasını konuştuk'
Menemen Olayı'nın 95. yılı
Şehit Kubilay'ı rahmetle anıyoruz
'Bu hukuk kime hizmet ediyor'
BTP liderinden çarpıcı açıklamalar
PAYCO Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri'ne 2. dalga operasyon
İstanbul, Adana, Ankara, Antalya, Kocaeli ve Yalova'da 28 gözaltı
Bugünkü soruşturmanın adresi Şile Belediyesi
Operasyonda 22 şüpheli gözaltına alındı
Venezuela, tankerlerine "ablukaya" karşı yasa çıkardı
ABD'nin eylemleri 'korsan' olarak nitelendirildi
Trump'tan Venezuela'ya açık savaş tehdidi
"En güçlü donanmaya sahibiz"
Netanyahu, 7 Ekim'in soruşturulmasını istemiyor
"7 Ekim komisyonunun yetki ve sınırlarını hükümet belirleyecek"
Doğu Akdeniz'de tehlikeli ittifak!
İsrail, Yunanistan ve GKRY liderleri bir araya geldi
Trabzonspor'a Gençlerbirliği şoku
Zirve yarışında ağır darbe
Türk askerinin Libya'daki görev süresi uzatıldı
Mehmetçik 2 yıl daha Libya'da
'SDG'nin entegrasyona niyeti yok'
Hakan Fidan Suriye'de konuştu
İPA kasım verilerini açıkladı
İstanbul'da yaşam daha zor
Suriye'de sürpriz buluşma
Fidan, Güler ve Kalın Şara ile görüştü
BTP seçim startını verdi
Hüseyin Baş'tan kritik mesajlar
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.