logo
25 NİSAN 2024

Pierre Loti tartışması

17.06.2012 00:00:00
Son günlerde İstanbul'un simge mekânlarından biri olan Eyüp'teki Pierre Loti tepesinin adının değiştirilmesi konusunda tartışmalar yaşandı. AKP Bitlis Milletvekili Vahit Kiler bu ismin kaldırılıp yerine "İdris-i Bitlisi" isminin verilmesi gerektiğini ileri sürdü.
Kişi, yer, kurum vs. isimleri önemlidir. İsim bir kimliğin, bir düşüncenin, bir yaklaşım ve anlayışın simgesidir. İstanbul, Türk-İslam ruhunun somut kurumlara ve değerlere dönüştüğü bir medeniyet kentidir. İstanbul demek Türk-İslam tarihinin, kültürünün, sanatının, mimarlığının, şehir yapılanmasının, geleneğinin sembolü demektir.
Eyüp'teki bir mekâna verilen Pierre Loti ismi de yanlıştır, onun yerine teklif edilen İdris-i Bitlisi ismi de yanlıştır. Zira İdris-i Bitlisi ismi de bazı kesimler için yanlış çağrışımların kaynağıdır. Oraya verilmesi gereken en uygun, en kucaklayıcı ve en yakışan isim, "Eyüp Sultan" olmalıdır.
Pierre Loti ismi oraya Türk dostu zannedilerek verilmiştir ama o Türk dostu değildir.
Pierre Loti Türk dostu gibi görünmüş ama aslında oryantalist bir yaklaşımla Türkleri kültürel değerleriyle, diniyle, kimliğiyle aşağılamış, siyaseten de Türkiye'yi Fransız sömürgesi yapmak için çalışmış bir ajandır. Türkleri sevdiği falan yoktur. Sever gibi davranmış ama aslında usturuplu bir şekilde Türk düşmanlığı yapmıştır. Pierre Loti (1850-1923) İstanbul'a 1876-1913 yılları arasında 7 kez gelmiş, Türkçe öğrenmiş, Türk sosyal hayatına katılmış, bizzat Türk yaşama biçimini biçimsel de olsa uygulamaya çalışmıştır. Türkiye'yle ilgili 2 önemli roman yazdı: Aziyadé (1879) ve Les Désenchanteés (Mutsuz Kadınlar-1906).
Pierre Loti, Osmanlı Devletinin dağılış dönemlerinde siyasal bir kişilik de kazanmıştır. Bu yüzden pek çok kişi, onu Türkiye'nin Batı dünyasında elçisi gibi görmüştür. Millî Mücadele döneminde Loti'nin Fransa'da sansüre rağmen el ilânları bastırıp el altından dağıttığı haberlerine heyecanlanan Türk aydınları, 1919'un son günlerinde Matbuat Cemiyetinde toplanarak Veliahd Abdülmecid Efendi himayesinde ve Abdülhak Hâmid'in fahrî başkanlığında 'Pierre Loti Cemiyeti' adında bir cemiyet kurarlar.
Cemiyetin ilk işi bir 'Pierre Loti Günü' düzenlemek olur. 23 Ocak 1920'de Zeynep Hanım Konağında bulunan Darülfünun Konferans salonunda yapılması kararlaştırılan toplantı gazetelerde geniş bir biçimde duyurulur.
İşgalciler bu toplantının Pierre Loti'nin Türk sevgisine bir karşılık olacağını tahmin ettikleri için izin vermişlerdir. Pierre Loti bu toplantıda Türk dostu olarak övülür.
Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı, Fransa'da düzenlenen bir müzayedede Loti'nin mektuplarını satın aldı. Araştırmacı yazar Erdoğan Alkan, Loti'nin günlüklerini inceleyerek onun bir Türk dostu değil, savaş yıllarında bölgede Fransız çıkarlarını korumakla görevli bir ajan olduğunu ortaya koydu. Loti'nin 1915 tarihli günlüğünde şu ifadeler yer alıyor: "Bir anlaşma sağlanması, İstanbul'un teslimi ve düşmanlıkların son bulması için, Cenevre'deki Türkiye Konsolosluğu aracılığıyla Fransız Hükûmeti ve Türkiye arasında gizli entrikalara girişiyorum."
Loti'nin ajan olduğunun bir başka kanıtı ise askerlik ve diplomasi arşivi alanında yetkili olan Alain Quella'nin "General Gallieni'nin de onayıyla Pierre Loti Türkiye'nin Üçlü İttifak'a katılması için haftalarca en yüksek düzeyde pazarlıklar yaptı" notudur.
*Loti'nin Türkiye'yi Fransız Sömürgesi Yapma Niyet ve Amaçları:
Loti, yazdığı yazılar ve kitaplarla Avrupa'da Türkleri tanıtmaya çalışmış, çoğunlukla da Türkler lehine kanaatler belirtmiştir. O, bu yazılarında Fransızların Türkler hakkındaki yanlış bilgilerini tashih etmeye ve Türklerin Fransız düşmanı olmadığını ispat etmeye çalışmıştır. Fransızların boşu boşuna Türkleri karşılarına almamalarını istemiş, onlara yakın durarak daha kolay sömürge yapılabileceği ümidi içinde çalışmalarını yürütmüştür.
Onun, Türkleri öven, yücelten yazılarındaki amacı, bizim millî gururumuzu okşayarak daha kolay ve sorunsuz bir sömürge olabilmemizin zeminini hazırlamaktı. Nitekim Loti'nin şu sözleri, onun ve Fransa'nın amacı ve çıkarının Türkiye'yi Fransa sömürgesi yapmak olduğunu ayan beyan ortaya koyuyor: "Yazık ki benim mütevazi sesim, İstanbul'da kuvvetli ve dost bir Türkiye bulundurmanın, bizim için temel çıkar olduğunu duyurmaktan başka hiçbir şey yapamaz."
Loti, beceriksiz Fransız politikacıların yanlış tutumları sayesinde Türkiye'nin neden bir Fransız sömürgesi olamadığını acı acı şöyle haykırıyor: "Her şeye rağmen eğer, asırlık müttefikimiz olan zavallı Türkiye'ye, daha az zalim davranabilseydik, bize eskiden sahip olduğumuz imtiyazları geri verirdi. Türkiye'yi yıkmakta ısrar ederek anlamıyoruz ki biz aynı zamanda Doğudaki yüzyıllardır süregelen üstünlüğümüzü de yıkıyoruz. Fark edemiyoruz ki orada bizim yerimize geçmek için çabalayan büyük rakiplerimizin ekmeğine yağ sürüyoruz ve düşünmüyoruz ki böyle yaparak Ortadoğu'da yıllık iki milyarlık bir gelirden kendimizi yoksun bırakmış oluyoruz." (…)
"Manş ötesi asırlık rakibimizin uzun zamandır plânlanan ve büyük bir sabırla önceleri Hindistan'da ve daha sonra Mısır'da uyguladığı ve bizim Türkiye'deki diplomatlarımızın beceriksizliği ile, rakibimizin beklemediği bir biçimde kolaylaştırdıkları programa çok büyük hayranlık duyuyorum. Savaştan sonra ve savaşa rağmen, mütareke zamanında Türkler sadece Fransa'yı tanıyorlardı ve yüksek sesle Fransız mandasını kabul edebileceklerini söylüyorlardı. Fransız korumasını istiyorlardı. Oradaki resmî temsilcilerimiz bunu yeteri kadar ifade ettiler. Kendi arzularını Paris'e bildirdiler ama kimse onları dinlemek istemedi. Bunun sebebi, maalesef ki hükûmette büyük patronun yanındaki, Türkiye'ye kişisel hınç besleyen nüfuzlu bir politikacıdır. Türklerin bizde kötü algılanmasında başrolü oynayan kişilerden biridir ve böylece ülkemiz için çok büyük bir zarara neden olmuştur. Bizi her zaman seven ve bize hiç itirazsız diğer Avrupa ülkeleri arasında ilk sırayı veren bu Türkleri biz çok hayal kırıklığına uğrattık ve onlara o kadar hakaret ettik ki yüzyıllardır büyük çaba sarf ederek elde ettiğimiz büyük üstünlüğümüzü kaybetmekle kalmadık, ayrıca kendimizden nefret ettirdik. İzmir'e Yunan saldırısı itibarımıza vurulan en son darbeydi.
Ne yazık! Yunanlıların kötü emellerine hizmet etmek için kendi çıkarlarımızı feda ettirecek ne büyük bir yanılgıya girdik. (…) İşte politikamızın ilk sonuçları. Şu günlerde Türkiye'de konaklamakta olan Amerika Soruşturma Komisyonu önünde Türkler açıkça bir İngiliz veya Amerikan mandasını istediklerini belirttiler. Fakat Fransız mandasını kesinlikle reddettiler.! Türkiye'de her geçen gün kendine üyeler ekleyen bir İngiliz dostu toplum oluşuyor.
Loti, Fransa'nın dış politika üretenlerine akıl veren bir adamdır. Avrupa'nın 19. yüzyılda Doğu Sorunu kapsamı içinde Osmanlı Devletini paylaşma yarışı içinde Fransa'nın geri kalmaması için çalışmış, Fransız politikacıların bu konuda yaptığı yanlışları eleştirmiştir. Meselâ Fransa Balkan Savaşları sırasında Türklere karşı Bulgarları tutmuştur. İtalya'nın Trablusgarb'a saldırmasına izin vermiştir. Dünya savaşı sırasında Türkiye'yi suçlamıştır. Bütün bunlar, Loti'ye göre Türkiye'nin Fransız sömürgesi olması imkânının önündeki engellerdi.
Pierre Loti, Fransız politikacıların yanlış politikalarla Türkleri kendilerinden uzaklaştırmalarına, hatta düşman etmelerine ve dolayısıyla Türkiye'yi Fransa'nın bir sömürgesi yapamayışlarına üzülür ve hayıflanır. Onun bu konudaki eleştirileri kendi ifadeleriyle şu noktalarda toplanıyor:
*Diplomatik Beceriksizlikler: "Türkler nezdindeki diplomasimizin sayısız öngörüsüzlük ve beceriksizliklerini de sıralamak, burada adalete uygun düşer."
*Türk-Rus Savaşını Körükleyerek Türkleri Fransa'ya Mecbur Etmek: Fransa'nın ve Loti'nin politik stratejisi, Türkleri Ruslara karşı kışkırtmak, Türk-Rus savaşı ve düşmanlığını körüklemek ve Türkleri Fransızların müttefiki yaparak kolayca sömürge olabilecek bir kıvama getirmektir. Onun şu sözleri bu bakımdan açıklayıcıdır:
"Bugün amacım, sadece içimizde kendini bilgilendirmek zahmetine katlananlar için, Türklerin hiçbir zaman düşmanımız olmadığına dair geçmişin herkesçe bilinen gerçeğini bir kez daha kesin olarak söylemektir. Peki ya Rusların? İşte buna kuşku götürmez bir şekilde evet! Onların düşmanıdırlar... Onların savaş ilân ettikleri biz değiliz, Ruslardır.... Türklerin bize ne borçları vardı ki zaten? Kırım seferinden bu yana, onların düşmanlarıyla birlikte hareket etmekten vazgeçmedik. Son olarak ülkelerinde bize gösterdikleri sıcak misafirperverliğe teşekkür etmek için hiç kuşkusuz, Balkan Savaşı sırasında hemen hemen tüm gazetelerimizde onlara ardı arkası kesilmeden çirkin bir şekilde hakaret ettik... Bu durumun umutsuzluğu içinde, Ruslar tarafından ezilmekten kurtulmak için kendilerini nefret edilen Almanya'nın kollarına attılar."
*Türklere Hakaret ve Düşmanlığın Aptalca Bir Tutum Olduğu:  "Son olarak ben, bir Paris gazetesinde şu iğrenç olduğu kadar aptal cümleleri okumadım mı?
'Bütün düşmanlarımız arasında Türkler sadece en fazla nefret etmemiz gereken değil, ama en fazla hakir görmemiz gereken millettir.'
Demek ki Pierre Loti, Türk dostu değilmiş. Fransa'nın ülkemiz üzerindeki menfur emellerine hizmet eden bir ajanmış. İstanbul'da bir mekâna onun adı yakışmıyor, hemen silinmelidir.
Kaynaklar: Beşir Ayvazoğlu, Bozgunda Fetih Rüyası, İstanbul 2001, s.296.
Sabah gazetesi, 16.03.2000.
Pierre Loti, Sevgili Fransa'mızın Doğudaki Ölümü, çev. Tuğrul Baykent, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 2002, s.5.
Pierre Loti, Sevgili Fransa'mızın Doğudaki Ölümü, çev. Tuğrul Baykent, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 2002, s.3.
Pierre Loti, Sevgili Fransa'mızın Doğudaki Ölümü, çev. Tuğrul Baykent, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 2002, s.3.
Pierre loti, Les Massacres d'Armenie, Paris, Calman-Levy,1918, s.3-8; Pierre Loti, Türkler Üzerine Makaleler, çev. Betil Önuçak, İstanbul, der yayınları, 1995, s.28-31.
Pierre Loti, Sevgili Fransa'mızın Doğudaki Ölümü, çev. Tuğrul Baykent, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 2002, s.3.
 
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.