Komşularımız değişti.
İsrail, Gazze'de bebekleri, çocukları ve kadınları öldürmeye devam ediyor.
İsrail elini kolunu sallayarak, babasının çiftliği gibi sınır komşumuz olan ülkelerde hava atarcasına dolaşıyor.
İsrail izin alma ihtiyacı bile duymadan Suriye'nin, Irak'ın hava sahasını kullanarak İran'a saldırıyor.
Trump, senatonun izni olmamasına, Amerikalıların %90'ının savaş istememesine rağmen, Netanyahu'un elindeki koza ve evanjelist lobilerin baskılarına mahkûm oldu. İran'ı bombaladı.
İsrail'in elinde 80-120 adet nükleer başlıklı (atom) bombası var.
İsrail, hiçbir kurum ve kuruluşa hesap vermediği gibi ona hesap soracak bir devlet de maalesef çıkmadı.
İsrail bizi en büyük tehdit ve tehlike olarak görüyor.
ABD, İsrail'in dediğini ikiletmediğine göre yarın tercihe zorlandığında seçimi şimdiden bellidir.
O zaman İran, Suriyeleştirildikten sonra sıranın Türkiye'ye geleceği, inkâr edilemez bir gerçektir.
Birinci Körfez Savaşı sırasında, 'bir koyup üç alacağız' ifadesinin popüler olduğu dönemde, BTP'nin ebedi genel başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, ASIL HEDEF TÜRKİYE'dir diyerek Türk kamuoyunu uyarmıştı.
Bugün de BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş ile uyarmaya devam ediyor.
Nihai olarak, sıranın Türkiye'ye geldiği gerçeğiyle karşı karşıyayız.
Cumhurbaşkanı çok doğru söylüyor, gün, iç cephenin güçlendirilmesi günüdür.
Nasıl mı?
1- Cumhuriyetle, Atatürk'le ve Türkiye'nin tam bağımsızlığıyla sorunu olmayan, bugüne kadar özgürlükleri ellerinden alınmış seçilmişler, gazeteci-yazarlar, düşünürler, sanatçılar vs. hepsinin özgürlükleri iade edilmelidir.
2- iktidar, muhalefet ve meclis içi ve dışındaki tüm siyasi parti liderleri, siyaset üstü bir yaklaşımla bir araya gelip, ortak bir strateji üretmelidirler.
3- Caydırıcı güç unsurlarına en üst düzeyde sahip olmalıyız.
4- Pakistan ile Türkiye arasında birbirini koruma ve teknoloji transferi antlaşması yapılmalıdır. Her iki devletten birine savaş açıldığında, savaş iki devlete açılmış gibi kabul edilecek ve ortak hareket edilecek. Bu içerikte karşılıklı antlaşma yapılmalıdır.
5- Milletin bilinçlendirilmesi için tüm siyasi partiler kendi kitlelerine, özelikle birliğimizin, beraberliğimizin ve kardeş olarak yaşayabilmemizin garantisi olan anayasamızın 42., 66. maddeleriyle ilk üç maddesini anlatmalıdır.
6- Vatandaşlarımızın etnik ve mezhepsel farklılıklarından fitne üreten hiçbir kişiye ve kurumsal yapılara elbirliğiyle müsaade etmemeliyiz.
7- Ekonomi, sağlık, eğitim ve barınma sorununu bir güvenlik sorunu olarak ele almalıyız ve farklı çözümlere yer vermeliyiz.
Bu maddeleri çoğaltabiliriz…
Ancak bu şekilde iç cephemizi içten ve dıştan gelen tehdit ve tehlikelere karşı korumuş ve birliği sağlamış oluruz.
İsrail, Gazze'de bebekleri, çocukları ve kadınları öldürmeye devam ediyor.
İsrail elini kolunu sallayarak, babasının çiftliği gibi sınır komşumuz olan ülkelerde hava atarcasına dolaşıyor.
İsrail izin alma ihtiyacı bile duymadan Suriye'nin, Irak'ın hava sahasını kullanarak İran'a saldırıyor.
Trump, senatonun izni olmamasına, Amerikalıların %90'ının savaş istememesine rağmen, Netanyahu'un elindeki koza ve evanjelist lobilerin baskılarına mahkûm oldu. İran'ı bombaladı.
İsrail'in elinde 80-120 adet nükleer başlıklı (atom) bombası var.
İsrail, hiçbir kurum ve kuruluşa hesap vermediği gibi ona hesap soracak bir devlet de maalesef çıkmadı.
İsrail bizi en büyük tehdit ve tehlike olarak görüyor.
ABD, İsrail'in dediğini ikiletmediğine göre yarın tercihe zorlandığında seçimi şimdiden bellidir.
O zaman İran, Suriyeleştirildikten sonra sıranın Türkiye'ye geleceği, inkâr edilemez bir gerçektir.
Birinci Körfez Savaşı sırasında, 'bir koyup üç alacağız' ifadesinin popüler olduğu dönemde, BTP'nin ebedi genel başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, ASIL HEDEF TÜRKİYE'dir diyerek Türk kamuoyunu uyarmıştı.
Bugün de BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş ile uyarmaya devam ediyor.
Nihai olarak, sıranın Türkiye'ye geldiği gerçeğiyle karşı karşıyayız.
Cumhurbaşkanı çok doğru söylüyor, gün, iç cephenin güçlendirilmesi günüdür.
Nasıl mı?
1- Cumhuriyetle, Atatürk'le ve Türkiye'nin tam bağımsızlığıyla sorunu olmayan, bugüne kadar özgürlükleri ellerinden alınmış seçilmişler, gazeteci-yazarlar, düşünürler, sanatçılar vs. hepsinin özgürlükleri iade edilmelidir.
2- iktidar, muhalefet ve meclis içi ve dışındaki tüm siyasi parti liderleri, siyaset üstü bir yaklaşımla bir araya gelip, ortak bir strateji üretmelidirler.
3- Caydırıcı güç unsurlarına en üst düzeyde sahip olmalıyız.
4- Pakistan ile Türkiye arasında birbirini koruma ve teknoloji transferi antlaşması yapılmalıdır. Her iki devletten birine savaş açıldığında, savaş iki devlete açılmış gibi kabul edilecek ve ortak hareket edilecek. Bu içerikte karşılıklı antlaşma yapılmalıdır.
5- Milletin bilinçlendirilmesi için tüm siyasi partiler kendi kitlelerine, özelikle birliğimizin, beraberliğimizin ve kardeş olarak yaşayabilmemizin garantisi olan anayasamızın 42., 66. maddeleriyle ilk üç maddesini anlatmalıdır.
6- Vatandaşlarımızın etnik ve mezhepsel farklılıklarından fitne üreten hiçbir kişiye ve kurumsal yapılara elbirliğiyle müsaade etmemeliyiz.
7- Ekonomi, sağlık, eğitim ve barınma sorununu bir güvenlik sorunu olarak ele almalıyız ve farklı çözümlere yer vermeliyiz.
Bu maddeleri çoğaltabiliriz…
Ancak bu şekilde iç cephemizi içten ve dıştan gelen tehdit ve tehlikelere karşı korumuş ve birliği sağlamış oluruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Harun Kayacı / diğer yazıları
- İç cephemizi güçlendirmeliyiz / 24.06.2025
- Bizi istemeyenleri biz de istemiyoruz / 23.06.2025
- FETÖ, bizden hep nefret etmiştir / 22.06.2025
- Trump, İran ile savaşa girmez / 21.06.2025
- İran'ı tanımak / 15.06.2025
- Siz siz olun, asla ölümü unutmayın / 29.04.2025
- Magazin siyasetinden kurtulmak / 26.03.2025
- Çözümün adresi, Türkiye’nin B planı / 25.03.2025
- Türkiye’yi böldürmeyeceğiz, oyuna da gelmeyeceğiz / 17.03.2025
- 27 Şubat 2013 / 02.03.2025
- Bizi istemeyenleri biz de istemiyoruz / 23.06.2025
- FETÖ, bizden hep nefret etmiştir / 22.06.2025
- Trump, İran ile savaşa girmez / 21.06.2025
- İran'ı tanımak / 15.06.2025
- Siz siz olun, asla ölümü unutmayın / 29.04.2025
- Magazin siyasetinden kurtulmak / 26.03.2025
- Çözümün adresi, Türkiye’nin B planı / 25.03.2025
- Türkiye’yi böldürmeyeceğiz, oyuna da gelmeyeceğiz / 17.03.2025
- 27 Şubat 2013 / 02.03.2025