Söz ola götüre başı
Söz ola bitire savaşı
Söz ola ağulu aşı
Yağ ile bal ede bir söz (Yunus Emre)
Günlerdir İdlib konusu gündemde. Demokrasinin bir gereği olarak, toplumun karşısına çıkmak, toplumla bütünleşmek ve toplumla konuyu paylaşmaktan daha güzel ne olabilir ki? Hele sorumlu kişiler, toplumun bir kesimini temsil eden kişilere bilgi vermek nezaketinde bulunması demokrasinin ve geleneğimizin gereğidir. Çünkü Suriye topraklarında can veren kahramanlarımız, hepimizin evlatlarıdır.
Ne yazık ki çok çirkin olaylarla da karşılaşmaktayız . Çarşamba günkü Meclis'teki olayları izledikçe gerçekten utandım ve üzüldüm. Neydi o Allah aşkına? Yumruklar, masadan masaya atlamalar yakıştı mı o Meclis'e? Sözün bittiği yerde hakaret, sözün bittiği yerde kavga başlar. Orada da söz bitti mi ne?
Kürsü milletin kürsüsüdür, milleti ilgilendiren konuların tartışıldığı yerdir. Ama bizi temsil eden ve bizim vekalet verdiğimiz kişilerin davranışları gerçekten çirkindi.
Elbette ki benim de bir görüşüm ve düşüncem vardır. Ben herkesin görüşüne saygı duyduğum gibi uygar toplumun bireyleri olarak diğer görüşlere de saygılı olmalıyımdır. Farklı partilerin varlığı da bu gereksinimden doğmamış mıdır?
Benim esas üzerinde duracağım konu kullanılan dildir, üsluptur. Siyasi partilerin ve devletin üst düzeyinde görev yapan sayın liderler veya parti sözcüleri, iki düşünüp bir konuşmalıdırlar. Ne yazık ki kendilerinin de inanmadıkları ama toplumun kulağına hoş gelen sözler söylenmekte ve toplum gerilmektedir.
Grup toplantılarında, TBMM toplantılarında insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğünü önceleyen bir tartışma sergilenmelidir. Hukuku hiçe alacaksak, demokratik yapılanma sonucu seçildiğiniz vekilliği kabadayılığa çevireceksek birbirimize saygılı, hoşgörülü olamayacaksak 600 kişinin Meclis'te olması bize ne kazandırır ki?
Düşünün bir taraf, "kendinden olmayan" insanları terörist, FETÖ'cü, vatan haini ilan edecek, diğer taraf da vatan haini, demokrasi düşmanı, satılmışlıkla suçlayacak! Bu, 83 milyonluk bir ülkeye yakışmıyor.
Piramidin tepesindekiler sözlerine dikkat etmezlerse tabandakiler birbirlerini yerler. Toplumda çıkacak her kavga, Allah korusun her cinayetin vebalı meydanlarda, salonlarda toplumu kışkırtan kişilere ait olacağı bir gerçektir.
Bu millet sandığınız kadar cahil değildir. Bu toplumu ayrıştırmak, ötekileştirmek isteyenlere gereken dersi mutlaka verir. Onun için lütfen konuşmalarımıza, ithamlarımıza dikkat edelim. Aksi takdirde kılıç yarası geçer de dil yarası kalır ve yüz yüze gelince de utanırsınız. Siz utanmazsanız bile toplum, sizin varlığınızdan utanır.
Unutmayalım ki "Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır."
- Ulusal günümüz ve çocuklarımız / 24.04.2023
- Neden köy enstitüleri? / 19.04.2023
- Lider olmak kolay mı? / 06.04.2023
- Doğru paylaşmak / 27.03.2023
- Bir ulusun direnişi (18 Mart) / 20.03.2023
- Okullarımız / 13.03.2023
- Önemli olan sistemdir / 01.03.2023
- İnsan olmak / 20.02.2023
- Dağ başını duman aldı / 12.02.2023