Muhterem dostlar, Prof. Dr. Haydar Baş'ın dilinden düşürmediği bir örnek vardı: "Bıçak misali"…
Onun anlattığı şekliyle düşünün; bir et bıçağı… Kasabın elinde rızık kapısıdır. Annenin elinde, soğanı patatesi doğrar; bereketli sofralar kurar. Doktorun elinde ameliyathanede hayat kurtarır. Ama katilin eline geçti mi, hayalini kurduğu cinayeti işler.
Prof. Dr. Haydar Baş bu misalle şunu söylerdi: "Mesele bıçakta değil, onu tutan kafa ve gönülde."
Ve asıl vurgu şu olurdu: Önce insanın kendisini kazanması… Zira kendini kaybetmiş bir insan, başkasına ne fayda sağlar, ne de topluma iyilik katar. Kendini kazanan bireyler bir araya gelirse, işte o zaman birlik ve beraberlikten söz edebiliriz.
BUGÜN TÜRKİYE'DE BIÇAK MİSALİ
Elimizde artık bıçaktan daha keskin "aletler" var:
Güvenlik politikalarının başarısı, yalnızca önleyici tedbirlerle değil; aynı zamanda milletin gönlünü kazanacak adalet ve ekonomik politikalarla mümkündür.
Zira toplumsal huzur sadece güvenlikten ibaret değildir; aynı zamanda ekonomik istikrar, adaletli yönetim ve fırsat eşitliğiyle güçlenir.
BİRLİK VE BERABERLİK, ÖNCE NEFSİNİ KAZANMAKLA BAŞLAR
Son yıllarda birlik–beraberlik kelimesi sıkça dile getiriliyor. Ancak bu değerler, sadece söylemle değil, uygulamalarla anlam kazanır.
Haydar Baş'ın bıçak misali bize gösteriyor ki, birliği sağlayacak olan şey, gücün adalet için kullanılmasıdır. Güç;
- Hakkaniyetle yönetildiğinde birleştirir,
- Ayrımcılıkla kullanıldığında ise böler.
Birlik söylemi, halkın yaşam standardını iyileştiren ve güven duygusunu pekiştiren adımlar ile desteklenmediği sürece kalıcı olamaz.
EKONOMİDE BIÇAK İKİ YÖNLÜ KESER
Ekonomi de tıpkı bıçak gibidir. Doğru politikalarla refah sağlar, yanlış politikalarla fakirlik üretir.
Bugün pek çok insan, yüksek yaşam maliyetleri karşısında zorluk çekiyor; pazara, markete giden vatandaşın alım gücü giderek azalıyor.
Oysa Prof. Dr. Haydar Baş, yıllar önce "Bireyin alım gücünü artıran sosyal devlet anlayışı"nı çözüm olarak ortaya koymuştu.
Bıçak misalinin ekonomideki karşılığı da budur: Para da, bütçe de nötrdür; hangi niyetle ve hangi amaçla kullanıldığı sonucu belirler.
MEDYA VE BİLGİ ÇAĞI
Sosyal medya, günümüzün en keskin bıçaklarından biridir:
SONUÇ: EL BİZDE, YOL BİZİM SEÇİMİMİZ
Prof. Dr. Haydar Baş'ın bıçak misali, bugünün Türkiye'sinde çok net bir uyarı taşıyor:
Aletin suçu yok. Asıl mesele, onu kimin, hangi niyetle kullandığı…
Ve unutmayalım: "Mesele bıçakta değil; mesele, o bıçağı tutan kafa ve gönüldedir." - Prof. Dr. Haydar Baş
Onun anlattığı şekliyle düşünün; bir et bıçağı… Kasabın elinde rızık kapısıdır. Annenin elinde, soğanı patatesi doğrar; bereketli sofralar kurar. Doktorun elinde ameliyathanede hayat kurtarır. Ama katilin eline geçti mi, hayalini kurduğu cinayeti işler.
Prof. Dr. Haydar Baş bu misalle şunu söylerdi: "Mesele bıçakta değil, onu tutan kafa ve gönülde."
Ve asıl vurgu şu olurdu: Önce insanın kendisini kazanması… Zira kendini kaybetmiş bir insan, başkasına ne fayda sağlar, ne de topluma iyilik katar. Kendini kazanan bireyler bir araya gelirse, işte o zaman birlik ve beraberlikten söz edebiliriz.
BUGÜN TÜRKİYE'DE BIÇAK MİSALİ
Elimizde artık bıçaktan daha keskin "aletler" var:
- Devlet gücü,
- Ekonomi yönetimi,
- Medya,
- Teknoloji…
Güvenlik politikalarının başarısı, yalnızca önleyici tedbirlerle değil; aynı zamanda milletin gönlünü kazanacak adalet ve ekonomik politikalarla mümkündür.
Zira toplumsal huzur sadece güvenlikten ibaret değildir; aynı zamanda ekonomik istikrar, adaletli yönetim ve fırsat eşitliğiyle güçlenir.
BİRLİK VE BERABERLİK, ÖNCE NEFSİNİ KAZANMAKLA BAŞLAR
Son yıllarda birlik–beraberlik kelimesi sıkça dile getiriliyor. Ancak bu değerler, sadece söylemle değil, uygulamalarla anlam kazanır.
Haydar Baş'ın bıçak misali bize gösteriyor ki, birliği sağlayacak olan şey, gücün adalet için kullanılmasıdır. Güç;
- Hakkaniyetle yönetildiğinde birleştirir,
- Ayrımcılıkla kullanıldığında ise böler.
Birlik söylemi, halkın yaşam standardını iyileştiren ve güven duygusunu pekiştiren adımlar ile desteklenmediği sürece kalıcı olamaz.
EKONOMİDE BIÇAK İKİ YÖNLÜ KESER
Ekonomi de tıpkı bıçak gibidir. Doğru politikalarla refah sağlar, yanlış politikalarla fakirlik üretir.
Bugün pek çok insan, yüksek yaşam maliyetleri karşısında zorluk çekiyor; pazara, markete giden vatandaşın alım gücü giderek azalıyor.
Oysa Prof. Dr. Haydar Baş, yıllar önce "Bireyin alım gücünü artıran sosyal devlet anlayışı"nı çözüm olarak ortaya koymuştu.
Bıçak misalinin ekonomideki karşılığı da budur: Para da, bütçe de nötrdür; hangi niyetle ve hangi amaçla kullanıldığı sonucu belirler.
MEDYA VE BİLGİ ÇAĞI
Sosyal medya, günümüzün en keskin bıçaklarından biridir:
- Doğru ellerde, bilgi yayar, toplumsal farkındalık oluşturur, birlik ruhunu güçlendirir.
- Yanlış ellerde, yalan, iftira ve kutuplaşma üretir.
SONUÇ: EL BİZDE, YOL BİZİM SEÇİMİMİZ
Prof. Dr. Haydar Baş'ın bıçak misali, bugünün Türkiye'sinde çok net bir uyarı taşıyor:
Aletin suçu yok. Asıl mesele, onu kimin, hangi niyetle kullandığı…
- Devlet gücünü halkın yararına mı kullanacağız, yoksa dar bir kesimin çıkarı için mi?
- Ekonomiyi halkın alım gücünü artırmak için mi yöneteceğiz, yoksa gelir adaletsizliğini artırmak için mi?
- Medyayı toplumu bilgilendirmek için mi kullanacağız, yoksa yanlış yönlendirmek için mi?
Ve unutmayalım: "Mesele bıçakta değil; mesele, o bıçağı tutan kafa ve gönüldedir." - Prof. Dr. Haydar Baş
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi / diğer yazıları
- Taşımalı eğitim ve köy öğretmeninin kayıp rolü / 09.12.2025
- İstikbal biziz, biz geleceğiz / 08.12.2025
- Öğretmen gerçeği: Çöküşün sessiz taşıyıcıları / 07.12.2025
- Tarihsel adlar ve güncel talepler: Osmanlı’daki “Kürdistan” tartışması ne anlama geliyor? / 06.12.2025
- Ümmet söylemi ve Türkiye’nin milli kimlik sınavı / 05.12.2025
- Papa XIV. Leo’nun İznik adımı: Teoloji, sembol ve jeopolitik bir hatırlatma / 04.12.2025
- Dizilerle devlet yönetimi olmaz: İznik ayini ve tepki yönetiminin yeni modeli / 03.12.2025
- Büyük resim: BOP’tan İznik ayinine uzanan sessiz kuşatma / 02.12.2025
- Meslek liselerinde iş güvenliği / 01.12.2025
- Dil birliği neden hayati? / 30.11.2025
- İstikbal biziz, biz geleceğiz / 08.12.2025
- Öğretmen gerçeği: Çöküşün sessiz taşıyıcıları / 07.12.2025
- Tarihsel adlar ve güncel talepler: Osmanlı’daki “Kürdistan” tartışması ne anlama geliyor? / 06.12.2025
- Ümmet söylemi ve Türkiye’nin milli kimlik sınavı / 05.12.2025
- Papa XIV. Leo’nun İznik adımı: Teoloji, sembol ve jeopolitik bir hatırlatma / 04.12.2025
- Dizilerle devlet yönetimi olmaz: İznik ayini ve tepki yönetiminin yeni modeli / 03.12.2025
- Büyük resim: BOP’tan İznik ayinine uzanan sessiz kuşatma / 02.12.2025
- Meslek liselerinde iş güvenliği / 01.12.2025
- Dil birliği neden hayati? / 30.11.2025

















































































