Prof. Dr. Haydar Baş, bir fikir adamı olarak 50 yıl boyunca çok çetin bir mücadelenin içinde oldu. 2001 yılında bu mücadelesini ve fikirlerini Bağımsız Türkiye Partisi'ni kurarak taçlandırdı.
Bilindiği üzere siyasi partiler demokrasinin olmazsa olmaz kurumlarıdır. Sayın Baş, elini taşın altına koyarak millete hizmet yolunda son nefesine kadar söz verdiği gibi davasından ödün vermeden yiğitçe yaşadı. İsmi ile müsemma yani adının anlamına uygun bir hayat sürdü. Haydar, Arapçada "kükreyen aslan" anlamına gelir. Gerçekten O, bütün yanlışlara karşı aslan gibi küredi. Aynı hassasiyetle hak ve hakikat ölçülerini bir aslan gibi korudu.
Sayın Baş, türlü vaatlerle elde edilen toplama kadrolarla hizmet edilemeyeceğini her fırsatta seslendirdiği bütün konuşmalarında kadrosunu anlattı. Birbirleriyle sadece MYK toplantılarında tanışan insan yığınlarının aksine kendisiyle beraber hayatın her alanında beraber olarak daima istişare ettiği kadrosunu gözü gibi korurdu. Bir ömür boyu 30 yıl, 40 yıl hatta 50 yıl bir ve beraber çalıştığı çalışma arkadaşlarına çok güveniyordu.
Sayın Baş, siyasetin finansmanı ve güç kaynağı konusunda da kendisine yöneltilen sorulara çok net cevaplar verdi. Siyasi icazeti okyanus ötesinden veya Brüksel'den alanların Türk milletine layıkıyla hizmet edemeyeceğini ve icazetin sadece ve sadece milletten alınması gerektiğini bir düstur haline getirmişti.
Sayın Baş, BTP'yi bizim de bir partimiz olsun, dostlar alışverişte görsün mantığıyla değil, düşüncelerini ve fikirlerini büyük bedeller ödemek pahasına hayata geçirmek için kurmuştur.
Türkiye'de varlığını sürdüren onlarca siyasi partinin programları aşağı yukarı aynıdır. Bu mesele bir akademik çalışma konusu olabilecek derecede önemlidir. BTP dışındaki diğer siyasi partilerin programları dikkatlice incelendiğinde -aksini iddia edenler de dahil olmak üzere- ekonomi alanında, dış politikada ve güvenlik politikaları konusunda benzer görüşleri seslendiriyorlar. Örneğin ekonomi modelleri ülkede bulunan iktisadi kaynaklara bakış açılarına göre birbirlerinden farklılaşırlar. Ekonominin felsefesi de bu temellere dayanır. Bu ölçüye göre baktığımızda Türkiye'de sadece Sayın Baş'ın kurduğu BTP, mevcut kaynaklara dayanarak bir ekonomi politikası sürdüreceğini ilan etmiş durumdadır. Diğer partilerin tamamı borç almaktan falan söz ediyorlar.
Prof. Dr. Haydar Baş eşyayı veya materyali değil insanı merkez alan siyasetin mimarıdır. İnsan merkezli siyaset kavramına da açıklık getirdi. Diğer partilerin yıllarca dillere pelesenk ettiği fakat ne anlama geldiğinin bir türlü bilinmediği "insan merkezli siyaseti" veciz bir şekilde hem anlattı hem de uygulanabilir bir model -Milli Ekonomi Modeli- kıvamına getirdi.
Sayın Baş, "Ben vatandaşlarımızın karnını doyuracağım, sırtını giydireceğim. Konut sahibi yapacağım. Eğitim ve sağlık hizmetlerini tamamen bedelsiz yapacağım. İç ve dış güvenliği sağlayacağım. Bu hizmetleri yapmak için tek kuruş borç almayacağım. Ülkemizdeki maden, enerji, tarım ve sanayi kaynaklarına mukabil emisyonu genişleterek Milli Para'yı basacağım." diyerek insan merkezli siyasetini açıkladı.
Tamamen insan ihtiyaçlarını karşılamak niyetiyle çıkılan yolun sonunda Milli Para'ya kavuşmak başka bir ifadeyle dolarizasyona son vermek gibi çok hayırlı bir sonuç ortaya çıkmış oldu. "Niyet hayır akıbet hayır" demiş atalarımız. Gerçekten de fakirliği yok etmek maksadıyla çıkılan yolda doların hakimiyeti de hak ile yeksan oluverdi.
Prof. Dr Haydar Baş, ekol sahibi bir siyasi lider olarak yaşadığı dönemde kurguladığı ekonomi modeli uygulanan ve buna şahit olan yegane insandı. Bu bakımdan ne Adam Simith ne de Karl Marks yaşadıkları dönemde düşüncelerinin hayata geçtiğini göremediler. Diğer taraftan Sayın Baş, kendisinden sonra siyasetini sürdürecek ve fikirlerini seslendirecek çok değerli kadrolar bıraktı.
2020'den 2021'e geçerken birçok televizyonun canlı yayınladığı yılbaşı programında başta BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş ve kadrosu aynı heyecan ve bilgelikle seyircilerin karşısına çıktı. Yılbaşı gecesi genciyle yaşlısıyla, kadınıyla erkeğiyle bir bilek ve bir yürek; bir taraftan Prof. Dr. Haydar Baş'a duyulan özlem samimiyetle dile getirilirken, aynı zamanda O'nun ölümsüz düşünceleri dillerden ve gönüllerden döküldü.
- İç cephe nasıl tahkim edilir? / 04.11.2024
- Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu / 03.11.2024
- Çözüm değil çözülme süreci / 25.10.2024
- Hazine üzerinde oturan dilenci olmayalım / 20.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor -2- / 13.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor / 06.10.2024
- Siper savaşları out Siber savaşları in / 23.09.2024
- Açlık sınırı = asgari ücret + 10.268 TL / 19.09.2024
- Lütfen herkes işini yapsın / 14.09.2024