Prof. Dr. Haydar Baş'tan Ramazan mesajı
• Ramazan ibadetlerin çokça yapılmaya gayret edildiği, bilakis Kur'an-ı Kerim'in tilavet edildiği, hatmedildiği ve ayrıca mukabele ile okunduğu bir aydır. Her kim Kur'an'ı, bu güzel ay içerisinde okur ise Kur'an'ın da rûz-i mahşerde şefaati olacaktır, okuyanın da şefaati olacaktır.
• Oruç, hem ibadettir, hem de insanların sağlığı için Allah'ın bir emridir. Nitekim bir hadis-i şerifte Peygamberimiz (s.a.v.), "Oruç tutun ki sıhhat bulasınız" buyuruyor.
• Her kim Kur'an'ı bu güzel ay içerisinde okur ise onun da rûz-i mahşerde şefaati olacaktır, okuyanın da şefaati olacaktır. Her müslümanın böyle bir yetkiye sahip olması mümkün. Hangi müslüman arzu ederse böyle bir donanımı Allah ona ihsan eder. İçinde bulunduğumuz mevsim münasebetiyle hem orucumuzu tutalım, hem de böyle bir sıfat, böyle bir makam elde etmeye çalışalım.
• Ayrıca orucu sadece midemizi aç bırakmak gibi kaba bir idrak içinde değil, bütün organlarımıza tutturmayı gaye haline getirelim ki Allah da bizden bu yaptığımız güzel işleri kabul edip, bizleri mağfiret eylesin. Malumunuz bu ayın içerisinde bin aydan hayırlı Kadir gecesi de var. Ramazan'ın 27. gecesi olduğunu cumhur İslam âlimleri buyurmuşlarsa da birinci geceden itibaren "bu gece Kadir gecesidir" demek suretiyle gecelerimizi değerlendirelim.
• Zekât malın temizlenmesidir. İftar sofraları hazırlayarak karınca kaderince herkesin üç-beş kişi davet ederek dostluğu, arkadaşlığı pekiştirmesinde büyük fayda var. Bir de toplumda dar gelirli insanlarımız hayli miktarda fazla. Türk milletinin iftar sofraları zengin olur. Onları da özellikle davet ederek hem onların gönlünü kazanmak, hem Cenab-ı Hakk'ın rızasını kazanmak gibi bir tutum içine girmek lazım.
• Ramazan gecelerinde malayani, dedikodu, fitne, gıybet vs. gibi davranışlardan kaçınmak, faydalı olan güzel şeyleri sohbet konusu etmek, dini malumatlarımızı geliştirmek lazım. Öyle arkadaşlarımız var ki iman ehli, Müslüman ama namaz kılmasını bilmiyor. Bunlar bir bahane ile bir araya gelip namazı öğrenmeleri lazım. Mesela Teravih sünnet-i müekkededir. Peygamberimizin her dönem kıldığı müekked sünnettir. Türkiye'de her ne hikmetse bilen de konuşur, bilmeyen de konuşur. Sanki vatandaşa faydası varmış gibi "yok teravih namazı 12 rekât kılınır, yok şu kadar kılınır" deyip dururlar. Vatandaş bunu 20 kılsa ne kaybeder. Niye illa "sen 8 rekât kılsan olur" deyip duruyorsun. Bu, ona ruhsat tanımak değildir. İbadet ruhunu öldürmektir.