‘PRP ile ağrılardan kurtulun’
Özel Denizli Cerrahi Hastanesi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon alanında Uzm. Dr. Merve Bergin Korkmaz, sporcularda meydana gelen kas hasarlarında, tendon yaralanmaları, bağ yırtıklarında ve omuz ile diz ağrılarında kullanılan PRP tedavisi hakkında tedavisi hakkında açıklamalarda bulundu
05.03.2021 01:18:00





Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Merve Bergin Korkmaz, sporcular başta olmak üzere kişilerde meydana gelen kas zedelenmesi, diz kireçlenmesi ve birçok hasara çözüm olan tedavi yöntemlerini anlattı.
Uzm. Dr. Merve Bergin Korkmaz, "PRP tedavisi tam kandan santrifüj işlemi dediğimiz bir cihazda çevrilerek elde edilen yoğun trombosit içeren bir plazma ürünün, kişilere enjekte edilmesiyle yapılan bir tedavi türüdür. Tam kandan 3 ile 5 kat daha fazla trombosit içerir. Bu trombositler kişilerin kanında bulunan küçük çekirdeksiz pulcuklardır. Özellikle bir yerimiz kesildiğinde trombosit dediğimiz bu pulcuklar yara içerisinde bir tıkaç görevi üstleniyorlar. Bunun neticesinde kanın durmasını sağlıyorlar.
Daha sonra ise bu pulcuklar aktif hale gelerek içlerinde bulunan bol miktarda büyüme faktörü ve aktif proteinleri ortama salıyorlar. Dışarıya salındıktan sonra ise yara iyileşmesini sağlayan hücrelerin gelmesine, kesilen bölgede yeni damar ağı oluşmasına, aynı zamanda meydana gelen skar dokusunun oluşmasını tetikliyor. Yani bu trombosit hücreleri yara iyileşmesinde önemli kritik hücrelerdir. PRP tedavisi yöntemi ile bu trombositlerden yoğun bir plazma elde edilip yara iyileşmesinde istediğimiz bölgeye enjekte ediyoruz. Bunun sonucunda vücutta meydana gelen hasarlanmış dokularda tamir mekanizmasını başlatmayı sağlıyoruz" dedi.
PRP tedavisi nasıl uygulanıyor?
PRP tedavisinin özellikle kas, iskelet sistemi hastalıklarında kullanıldığını belirten Uzm. Dr. Merve Bergin Korkmaz, "Hastalarda hasarlanan ve iyileşmesi istenilen bölgeye uygulanan PRP tedavisi tamir mekanizmasını devreye sokuyor. Hasar gören dokular üzerinde kullanılan PRP tedavisi yara iyileşmesini mekanizmasını tetiklediği için oldukça önemli ve etkili bir tedavi yöntemidir. PRP tedavisi için hastadan 30 ya da 60 cc kadar damar yolundan kan alıyoruz. Aldığımız kanı özel bir tüpe koyuyoruz.
Alınan kanın tüp içerisinde belli bir hız ve süre ile santrifüj edilmesini sağıyoruz. Hastadan alınan kan 3 tabakaya ayrılıyor. En altta kırmızı kan hücreleri dediğimiz bir tabaka, ortada trombositler ve lökositlerin olduğu 'buffy coat' dediğimiz tabaka ile en üstte kanın sıvı kısmı dediğimiz plazma tabakası bulunuyor. PRP tedavisinde kullanacağımız plazma ürününü elde etmek için uzun bir enjektör yardımıyla santrifüj edilen kanın bu orta tabakasındaki trombositlerin olduğu bölümü çekiyoruz. Bu trombositleri uygulamak istediğimiz bölgeye enjekte ediyoruz" diye konuştu.
Hangi hastalıklarda uygulanıyor?
PRP tedavisinin daha çok sporcularda sık kullanıldığını belirten Uzm. Dr. Korkmaz, "Diz, omuz, kas, kalça, ayak bileği, el bileği kireçlenmelerinde, omuz ağrılarında, omuzdaki kas yırtılmalarında, tendon yaralanmalarında, dirsekte, tenisçi ve golf dirseği dediğimiz hastalıklarda, dizde ön ve arka çapraz bağ yırtıklarında, iç ve dış yan bağ yırtıklarında, menisküs yırtıklarında kullanıyoruz. Aynı zamanda kıkırdak aşınması olarak bilinen kıkırdak lezyonlarında da kullanılıyor. Bunların dışında ayak bileği burkulmalarından dolayı gelişen iç dış yan bağ yaralanmalarında, aşil tendinitinde ve topuk dikeninde de kullanılıyor" ifadeleriyle belirtti.
Sporcu yaralanmalarında önemli bir tedavi
PRP tedavisinin hastalarda kaç seans yapıldığının genelde hastanın durumuna bağlı olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Korkmaz, "Bu durumla ilgili görüş birliği yok. Bazı hastalarda tek seans yetiyor. Bazı hastalarda ise 2- 3 hafta ara ile 2 veya 3 seans yapılabiliyor. Bu tedaviyi sporcu yaralanmalarında oldukça sık kullanıyoruz. En çok kullandığımız kısım ise diz yaralanmaları, menisküs yırtılmaları, ön ve arka çapraz bağ yırtıklarında, omuzdaki yırtıklarda ve topuk dikeninde sıkça kullanıyoruz.
Aynı zamanda hastanın kendi kanından elde ettiğimiz bir tedavi olduğu için belli bir yaş grubu yok. PRP her yaştan kişiye uygulanabilir bir tedavi yöntemidir. PRP Tedavisi ağrıyı belirgin bir şekilde azaltan bir yöntemdir. Hastalarımızın büyük bir çoğunluğu bu tedaviden memnun kalıyor. Özellikle diz ve omuz hastalıkları olan kişiler 2 veya 3 seanstan sonra oldukça fayda görüyorlar" diye konuştu. İHA
Uzm. Dr. Merve Bergin Korkmaz, "PRP tedavisi tam kandan santrifüj işlemi dediğimiz bir cihazda çevrilerek elde edilen yoğun trombosit içeren bir plazma ürünün, kişilere enjekte edilmesiyle yapılan bir tedavi türüdür. Tam kandan 3 ile 5 kat daha fazla trombosit içerir. Bu trombositler kişilerin kanında bulunan küçük çekirdeksiz pulcuklardır. Özellikle bir yerimiz kesildiğinde trombosit dediğimiz bu pulcuklar yara içerisinde bir tıkaç görevi üstleniyorlar. Bunun neticesinde kanın durmasını sağlıyorlar.
Daha sonra ise bu pulcuklar aktif hale gelerek içlerinde bulunan bol miktarda büyüme faktörü ve aktif proteinleri ortama salıyorlar. Dışarıya salındıktan sonra ise yara iyileşmesini sağlayan hücrelerin gelmesine, kesilen bölgede yeni damar ağı oluşmasına, aynı zamanda meydana gelen skar dokusunun oluşmasını tetikliyor. Yani bu trombosit hücreleri yara iyileşmesinde önemli kritik hücrelerdir. PRP tedavisi yöntemi ile bu trombositlerden yoğun bir plazma elde edilip yara iyileşmesinde istediğimiz bölgeye enjekte ediyoruz. Bunun sonucunda vücutta meydana gelen hasarlanmış dokularda tamir mekanizmasını başlatmayı sağlıyoruz" dedi.
PRP tedavisi nasıl uygulanıyor?
PRP tedavisinin özellikle kas, iskelet sistemi hastalıklarında kullanıldığını belirten Uzm. Dr. Merve Bergin Korkmaz, "Hastalarda hasarlanan ve iyileşmesi istenilen bölgeye uygulanan PRP tedavisi tamir mekanizmasını devreye sokuyor. Hasar gören dokular üzerinde kullanılan PRP tedavisi yara iyileşmesini mekanizmasını tetiklediği için oldukça önemli ve etkili bir tedavi yöntemidir. PRP tedavisi için hastadan 30 ya da 60 cc kadar damar yolundan kan alıyoruz. Aldığımız kanı özel bir tüpe koyuyoruz.
Alınan kanın tüp içerisinde belli bir hız ve süre ile santrifüj edilmesini sağıyoruz. Hastadan alınan kan 3 tabakaya ayrılıyor. En altta kırmızı kan hücreleri dediğimiz bir tabaka, ortada trombositler ve lökositlerin olduğu 'buffy coat' dediğimiz tabaka ile en üstte kanın sıvı kısmı dediğimiz plazma tabakası bulunuyor. PRP tedavisinde kullanacağımız plazma ürününü elde etmek için uzun bir enjektör yardımıyla santrifüj edilen kanın bu orta tabakasındaki trombositlerin olduğu bölümü çekiyoruz. Bu trombositleri uygulamak istediğimiz bölgeye enjekte ediyoruz" diye konuştu.
Hangi hastalıklarda uygulanıyor?
PRP tedavisinin daha çok sporcularda sık kullanıldığını belirten Uzm. Dr. Korkmaz, "Diz, omuz, kas, kalça, ayak bileği, el bileği kireçlenmelerinde, omuz ağrılarında, omuzdaki kas yırtılmalarında, tendon yaralanmalarında, dirsekte, tenisçi ve golf dirseği dediğimiz hastalıklarda, dizde ön ve arka çapraz bağ yırtıklarında, iç ve dış yan bağ yırtıklarında, menisküs yırtıklarında kullanıyoruz. Aynı zamanda kıkırdak aşınması olarak bilinen kıkırdak lezyonlarında da kullanılıyor. Bunların dışında ayak bileği burkulmalarından dolayı gelişen iç dış yan bağ yaralanmalarında, aşil tendinitinde ve topuk dikeninde de kullanılıyor" ifadeleriyle belirtti.
Sporcu yaralanmalarında önemli bir tedavi
PRP tedavisinin hastalarda kaç seans yapıldığının genelde hastanın durumuna bağlı olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Korkmaz, "Bu durumla ilgili görüş birliği yok. Bazı hastalarda tek seans yetiyor. Bazı hastalarda ise 2- 3 hafta ara ile 2 veya 3 seans yapılabiliyor. Bu tedaviyi sporcu yaralanmalarında oldukça sık kullanıyoruz. En çok kullandığımız kısım ise diz yaralanmaları, menisküs yırtılmaları, ön ve arka çapraz bağ yırtıklarında, omuzdaki yırtıklarda ve topuk dikeninde sıkça kullanıyoruz.
Aynı zamanda hastanın kendi kanından elde ettiğimiz bir tedavi olduğu için belli bir yaş grubu yok. PRP her yaştan kişiye uygulanabilir bir tedavi yöntemidir. PRP Tedavisi ağrıyı belirgin bir şekilde azaltan bir yöntemdir. Hastalarımızın büyük bir çoğunluğu bu tedaviden memnun kalıyor. Özellikle diz ve omuz hastalıkları olan kişiler 2 veya 3 seanstan sonra oldukça fayda görüyorlar" diye konuştu. İHA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.