Ramazan ikliminde, oruç atmosferinde hayat kitabımıza daha yakından bakmaya, daha candan yaklaşmaya devam ediyoruz.
Kur'an öyle bir kitap ki; ona yüreğinizi, gönlünüzü ve zihninizi açtığınız oranda o da sizi kucaklıyor ve bağrına basıyor.
Sayfalarını çevirerek, satırlarına ve satır aralarına nüfuz etmeye çalışarak gelip ulaştığımız Furkan suresinde bu ifade ile karşılaşıyoruz; "Rahman'ın has kulları".
Yüce Rabbimiz bu başlık altında kullarına bir hedef gösteriyor, benim has kullarım böyle böyle olmalıdır, şu vasıfları taşırlarsa, şu özelliklerle donanırlarsa ben onlardan razı olurum ve onların yar ve yardımcıları olurum demeye getiriyor.
İnsanı insan yapan, insanı diğer canlılardan ayıran üstün vasıflar arka arkaya sıralanıyor ve demek istiyor ki; bu özelliklerle kendinizi donatırsanız rabbinizin hoşnut olduğu kulları arasına dahil olursunuz.
"Rahmanın has kulları, onlar yeryüzünde alçak gönüllü olarak yürürler ve ne zaman kötü niyetli dar kafalı kimseler, kendilerine laf atacak olsa, sadece "Selam!" derler geçerler."
Ramazanda iftar saatinde yoğun trafikte araba kullananların kulaklarına küpe yapmaları gereken bir Kur'an ayeti:
"Onlar gecelerini Rablerine secde ederek ve kıyama durarak geçirirler.
Onlar, şöyle yakarırlar: 'Ey Rabbimiz! Bizden cehennem azabını uzaklaştır, gerçekten onun azabı ebedi bir felakettir! Şüphesiz, ne kötü bir durak ve ne kötü bir konaktır orası.'
Ve onlar ki, harcadıkları zaman, ne saçıp savururlar, ne de cimrilik yaparlar bu ikisi arasında dengeli bir yol tutarlar.
Ve onlar ki, Allah ile beraber asla birtakım düzmece ilahlara yalvarıp yakarmazlar ve hukuki bir gerekçe olmadıkça, Allah'ın dokunulmaz kıldığı cana kıymazlar ve zina etmezler. Çünkü bilirler ki, bunlardan herhangi birini işleyen kimse, bir kötülük ve günaha bulaşmış olmakla kalmayacak.
Fakat kıyamet gününde, azabı kat kat olacak ve aşağılık bir durumda, temelli olarak kalacaktır.
Şu kadar ki, pişman olup doğru yola dönen, inanıp dürüst ve yararlı davranışlar ortaya koyan kimseler, bunun dışındadır. Bundan dolayı Allah, bunların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Çünkü Allah, çok acıyan ve çok bağışlayandır.
Zaten kim tevbe eder, sonra da dürüst ve yararlı işler yaparsa, şüphe yok ki gereği üzere, Allah'a yönelen işte odur.
Onlar ki, tevhid inancı dışındaki yalan ve asılsız olan şeylere tanıklıkta bulunmazlar, boş ve anlamsız şeylerle uğraşan kimselere rastladıkları zaman, yanlarından şeref ve vakarla geçip giderler.
Onlar ki, kendilerine Rablerinin mesajları hatırlatıldığı zaman, körlerin ve sağırların yaptığı gibi, düşünüp anlamadan, körü körüne, bilinçsizce kapanıp kalmazlar.
Ve onlar ki, 'Ey Rabbimiz! Bize göz nuru olarak, eşler ve çocuklar bahşet ve bizi yolunu, Allah'ın kitabıyla bulanlara örnek ve öncü yap!' diye dua ederler.
İşte bunlar, her türlü güçlüklere göğüs germelerinden dolayı, cennette üstün derecelerle mükâfatlandırılıp ve orada hürmet ve saygıyla karşılanacak kimselerdir.
Ve onlar orada, temelli olarak yaşayıp gideceklerdir. Bu ne güzel varış yeri ve ne üstün bir makam!
İnananlara de ki: Dua, yalvarma ve ibadetiniz olmasaydı, Rabbim size değer verir miydi? Ve inkârcılara da de ki: Gerçek şu ki siz, Allah'ın mesajını yalan saydınız, artık bu yüzden azap size sarılacak, yakanızı bırakmayacaktır." (Furkan: 63-77).
"Rahman'ın has kullarının" üstün vasıflarının sayıldığı bir pasajı da daha önce R'ad suresinde şöyle okumuştuk:
"Düşün bir kere, Rabbinden sana indirilenin gerçek olduğunu bilen kimse, bu gerçeği kabul etmeyen kör gibi olur mu hiç? Bu gerçeği ancak, akıl ve sağduyu sahipleri hatırdan çıkarmazlar.
Onlar ki, Allah'a olan sözleşmelerine sadakat gösterir, antlaşmalarını asla bozmazlar.
Ve onlar ki, Allah'ın ulaştırılmasını istediği şeyi ulaştırırlar, yani akraba ve mü'minlerle ilgiyi kesmezler. Rablerine karşı son derece saygılı ve duyarlı davranırlar, O'nun çağrısına sağır kalanları bekleyen o pek kötü hesaptan korkarlar.
Ve yine onlar ki, Rablerinin rızasını arzu ederek her türlü güçlüklere göğüs gerip, namazda kararlılık gösterirler, kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli açık başkaları için harcarlar ve kötülükleri iyiliklerle savarlar. İşte bunlar için, öyle güzel bir sonuç vardır ki.
Bu mutlu akıbet, Adn cennetleridir. Kendileri ile birlikte iyi davranışlı ataları, eşleri ve çocukları bu cennetlere girerler. Melekler de her bir kapıdan yanlarına girerek (şöyle seslenirler): "(Allah için dünyanın zorluklarına karşı) sabretmenizden dolayı selâm olsun sizlere! (Gördüğünüz gibi geçici dünyanın ardından) gelen sonsuzluk yurdu (cennet) ne güzeldir!" (R'ad: 19-24).
Kur'an öyle bir kitap ki; ona yüreğinizi, gönlünüzü ve zihninizi açtığınız oranda o da sizi kucaklıyor ve bağrına basıyor.
Sayfalarını çevirerek, satırlarına ve satır aralarına nüfuz etmeye çalışarak gelip ulaştığımız Furkan suresinde bu ifade ile karşılaşıyoruz; "Rahman'ın has kulları".
Yüce Rabbimiz bu başlık altında kullarına bir hedef gösteriyor, benim has kullarım böyle böyle olmalıdır, şu vasıfları taşırlarsa, şu özelliklerle donanırlarsa ben onlardan razı olurum ve onların yar ve yardımcıları olurum demeye getiriyor.
İnsanı insan yapan, insanı diğer canlılardan ayıran üstün vasıflar arka arkaya sıralanıyor ve demek istiyor ki; bu özelliklerle kendinizi donatırsanız rabbinizin hoşnut olduğu kulları arasına dahil olursunuz.
"Rahmanın has kulları, onlar yeryüzünde alçak gönüllü olarak yürürler ve ne zaman kötü niyetli dar kafalı kimseler, kendilerine laf atacak olsa, sadece "Selam!" derler geçerler."
Ramazanda iftar saatinde yoğun trafikte araba kullananların kulaklarına küpe yapmaları gereken bir Kur'an ayeti:
"Onlar gecelerini Rablerine secde ederek ve kıyama durarak geçirirler.
Onlar, şöyle yakarırlar: 'Ey Rabbimiz! Bizden cehennem azabını uzaklaştır, gerçekten onun azabı ebedi bir felakettir! Şüphesiz, ne kötü bir durak ve ne kötü bir konaktır orası.'
Ve onlar ki, harcadıkları zaman, ne saçıp savururlar, ne de cimrilik yaparlar bu ikisi arasında dengeli bir yol tutarlar.
Ve onlar ki, Allah ile beraber asla birtakım düzmece ilahlara yalvarıp yakarmazlar ve hukuki bir gerekçe olmadıkça, Allah'ın dokunulmaz kıldığı cana kıymazlar ve zina etmezler. Çünkü bilirler ki, bunlardan herhangi birini işleyen kimse, bir kötülük ve günaha bulaşmış olmakla kalmayacak.
Fakat kıyamet gününde, azabı kat kat olacak ve aşağılık bir durumda, temelli olarak kalacaktır.
Şu kadar ki, pişman olup doğru yola dönen, inanıp dürüst ve yararlı davranışlar ortaya koyan kimseler, bunun dışındadır. Bundan dolayı Allah, bunların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Çünkü Allah, çok acıyan ve çok bağışlayandır.
Zaten kim tevbe eder, sonra da dürüst ve yararlı işler yaparsa, şüphe yok ki gereği üzere, Allah'a yönelen işte odur.
Onlar ki, tevhid inancı dışındaki yalan ve asılsız olan şeylere tanıklıkta bulunmazlar, boş ve anlamsız şeylerle uğraşan kimselere rastladıkları zaman, yanlarından şeref ve vakarla geçip giderler.
Onlar ki, kendilerine Rablerinin mesajları hatırlatıldığı zaman, körlerin ve sağırların yaptığı gibi, düşünüp anlamadan, körü körüne, bilinçsizce kapanıp kalmazlar.
Ve onlar ki, 'Ey Rabbimiz! Bize göz nuru olarak, eşler ve çocuklar bahşet ve bizi yolunu, Allah'ın kitabıyla bulanlara örnek ve öncü yap!' diye dua ederler.
İşte bunlar, her türlü güçlüklere göğüs germelerinden dolayı, cennette üstün derecelerle mükâfatlandırılıp ve orada hürmet ve saygıyla karşılanacak kimselerdir.
Ve onlar orada, temelli olarak yaşayıp gideceklerdir. Bu ne güzel varış yeri ve ne üstün bir makam!
İnananlara de ki: Dua, yalvarma ve ibadetiniz olmasaydı, Rabbim size değer verir miydi? Ve inkârcılara da de ki: Gerçek şu ki siz, Allah'ın mesajını yalan saydınız, artık bu yüzden azap size sarılacak, yakanızı bırakmayacaktır." (Furkan: 63-77).
"Rahman'ın has kullarının" üstün vasıflarının sayıldığı bir pasajı da daha önce R'ad suresinde şöyle okumuştuk:
"Düşün bir kere, Rabbinden sana indirilenin gerçek olduğunu bilen kimse, bu gerçeği kabul etmeyen kör gibi olur mu hiç? Bu gerçeği ancak, akıl ve sağduyu sahipleri hatırdan çıkarmazlar.
Onlar ki, Allah'a olan sözleşmelerine sadakat gösterir, antlaşmalarını asla bozmazlar.
Ve onlar ki, Allah'ın ulaştırılmasını istediği şeyi ulaştırırlar, yani akraba ve mü'minlerle ilgiyi kesmezler. Rablerine karşı son derece saygılı ve duyarlı davranırlar, O'nun çağrısına sağır kalanları bekleyen o pek kötü hesaptan korkarlar.
Ve yine onlar ki, Rablerinin rızasını arzu ederek her türlü güçlüklere göğüs gerip, namazda kararlılık gösterirler, kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli açık başkaları için harcarlar ve kötülükleri iyiliklerle savarlar. İşte bunlar için, öyle güzel bir sonuç vardır ki.
Bu mutlu akıbet, Adn cennetleridir. Kendileri ile birlikte iyi davranışlı ataları, eşleri ve çocukları bu cennetlere girerler. Melekler de her bir kapıdan yanlarına girerek (şöyle seslenirler): "(Allah için dünyanın zorluklarına karşı) sabretmenizden dolayı selâm olsun sizlere! (Gördüğünüz gibi geçici dünyanın ardından) gelen sonsuzluk yurdu (cennet) ne güzeldir!" (R'ad: 19-24).
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024