Gelenekte değişen ve gelişen bir şey yok.
Her sene Ramazanın ardından tekrarlanan manzaraların tamamını belki fazlası ile yaşamaya başladık.
Ramazan boyunca nafile bir namaz olan Teravih için dolan camiler daha arife akşamı, teravih namazı yok diye boşalmaya başladı.
"Nafile olan Teravih namazı yok ama farz olan yatsı namazı var" gerçeği yanlış bir geleneğe kurban edildi ve edilmeye devam ediyor.
Ramazan boyunca dolup taşan camiler bayram ertesi özellikle yatsı ve sabah namazlarında adeta terk edildi.
Elbette bu yanlış bir gelenek ve mutlaka derhal terk edilmesi gereken bir gelenek.
Ramazan bitti ama hayat devam ediyor, dolayısıyla hayat kitabı olan Kur'an ile haşir-neşir olma hali, hemhal olma durumu da mutlaka devam etmeli ve ettirilmelidir.
Hayatımıza, evimize-barkımıza, yurdumuza-yuvamıza, caddemize-sokağımıza, köyümüze ve kentimize Ramazanla birlikte dahil olan tüm güzellikler, tüm güzel ve özel hasletler gelecek Ramazana kadar devam etmelidir.
İnfaklar devam etmeli, ikramlar sürmeli, yetimlere ve yoksullara el uzatmalar, dertleri ile dertlenmeler, lokmayı ve sıcak çorbayı paylaşmalar hem de artarak devam etmelidir.
"İyi insanlar ise, kâfur suyu ile hazırlanmış içecek kâselerini yudumlarlar.
Bu, Allah'ın has kullarının içip, istedikleri yere akıttıkları bir kaynaktır.
Adaklarını yerine getirirler ve kötülüğü yaygın olan bir günden korkarlar. Sevdikleri gıdalardan yoksula, yetime ve esire yedirirler. 'Biz, size sırf Allah rızası için yediriyoruz; sizden ne bir karşılık, ne de teşekkür bekliyoruz. Çünkü biz suratsız, çok katı bir günün azabından ötürü Rabbimizden korkarız' derler." (İnsan: 5-10).
Bütün bu kazanımların aksamadan ve eksilmeden sürmesi için bizim Kerim Kitabımızla yakın ilişkimiz, satırları ile, sayfaları ve sureleri ile yakın dostluğumuz mutlaka sürmelidir.
Hayat devam ederken, biz yaşamayı sürdürürken unuttuğumuzda o hatırlatacak, gaflete düştüğümüzde onunla uyanacağız, yanlışa meylettiğimizde onun ikazları ile kendimize gelecek, tekrar dosdoğru yola koyulacağız.
Ramazanın bitişi ile beraber onun kazandırdığı güzel hasletleri de bitirirsek, bize hayat veren can damarlarını da kurutmuş ve bitirmiş oluruz.
Yanlış gelenekleri, zararlı alışkanlıkları sürdürmenin akılla ve izanla bağdaşır bir yanı olmadığını artık kavramamız ve derhal vazgeçmemiz gerekmektedir.
Kulaklarımızı hayat kitabından gelecek ikazlara kapatırsak bize hayat verecek nice haberlere hayatımızı kapatmış olacağımızın bilincine artık ermeliyiz.
"Bu, kendisiyle insanları uyarman ve müminlere de bir öğüt ve irşad olmak üzere sana indirilen bir kitaptır ki sakın onu tebliğden ve halkın sana inanmamasından ötürü göğsün daralmasın.
Ey insanlar! Siz, Rabbiniz tarafından size indirilen vahye tâbi olun, O'ndan başka birtakım hâmîler edinip de onlara uymayın. Ne kadar da az düşünüyorsunuz!
Biz nice ülkeler imha ettik ki ya gece uyurlarken, yahut gündüz yatarlarken baskınımız onlara gelivermişti.
Azabımız gelip çattığında da itiraf ve yalvarmaları, 'Biz gerçekten zalim adamlarmışız' demekten başka bir şey olmadı." (A'raf: 2-5).
Her sene Ramazanın ardından tekrarlanan manzaraların tamamını belki fazlası ile yaşamaya başladık.
Ramazan boyunca nafile bir namaz olan Teravih için dolan camiler daha arife akşamı, teravih namazı yok diye boşalmaya başladı.
"Nafile olan Teravih namazı yok ama farz olan yatsı namazı var" gerçeği yanlış bir geleneğe kurban edildi ve edilmeye devam ediyor.
Ramazan boyunca dolup taşan camiler bayram ertesi özellikle yatsı ve sabah namazlarında adeta terk edildi.
Elbette bu yanlış bir gelenek ve mutlaka derhal terk edilmesi gereken bir gelenek.
Ramazan bitti ama hayat devam ediyor, dolayısıyla hayat kitabı olan Kur'an ile haşir-neşir olma hali, hemhal olma durumu da mutlaka devam etmeli ve ettirilmelidir.
Hayatımıza, evimize-barkımıza, yurdumuza-yuvamıza, caddemize-sokağımıza, köyümüze ve kentimize Ramazanla birlikte dahil olan tüm güzellikler, tüm güzel ve özel hasletler gelecek Ramazana kadar devam etmelidir.
İnfaklar devam etmeli, ikramlar sürmeli, yetimlere ve yoksullara el uzatmalar, dertleri ile dertlenmeler, lokmayı ve sıcak çorbayı paylaşmalar hem de artarak devam etmelidir.
"İyi insanlar ise, kâfur suyu ile hazırlanmış içecek kâselerini yudumlarlar.
Bu, Allah'ın has kullarının içip, istedikleri yere akıttıkları bir kaynaktır.
Adaklarını yerine getirirler ve kötülüğü yaygın olan bir günden korkarlar. Sevdikleri gıdalardan yoksula, yetime ve esire yedirirler. 'Biz, size sırf Allah rızası için yediriyoruz; sizden ne bir karşılık, ne de teşekkür bekliyoruz. Çünkü biz suratsız, çok katı bir günün azabından ötürü Rabbimizden korkarız' derler." (İnsan: 5-10).
Bütün bu kazanımların aksamadan ve eksilmeden sürmesi için bizim Kerim Kitabımızla yakın ilişkimiz, satırları ile, sayfaları ve sureleri ile yakın dostluğumuz mutlaka sürmelidir.
Hayat devam ederken, biz yaşamayı sürdürürken unuttuğumuzda o hatırlatacak, gaflete düştüğümüzde onunla uyanacağız, yanlışa meylettiğimizde onun ikazları ile kendimize gelecek, tekrar dosdoğru yola koyulacağız.
Ramazanın bitişi ile beraber onun kazandırdığı güzel hasletleri de bitirirsek, bize hayat veren can damarlarını da kurutmuş ve bitirmiş oluruz.
Yanlış gelenekleri, zararlı alışkanlıkları sürdürmenin akılla ve izanla bağdaşır bir yanı olmadığını artık kavramamız ve derhal vazgeçmemiz gerekmektedir.
Kulaklarımızı hayat kitabından gelecek ikazlara kapatırsak bize hayat verecek nice haberlere hayatımızı kapatmış olacağımızın bilincine artık ermeliyiz.
"Bu, kendisiyle insanları uyarman ve müminlere de bir öğüt ve irşad olmak üzere sana indirilen bir kitaptır ki sakın onu tebliğden ve halkın sana inanmamasından ötürü göğsün daralmasın.
Ey insanlar! Siz, Rabbiniz tarafından size indirilen vahye tâbi olun, O'ndan başka birtakım hâmîler edinip de onlara uymayın. Ne kadar da az düşünüyorsunuz!
Biz nice ülkeler imha ettik ki ya gece uyurlarken, yahut gündüz yatarlarken baskınımız onlara gelivermişti.
Azabımız gelip çattığında da itiraf ve yalvarmaları, 'Biz gerçekten zalim adamlarmışız' demekten başka bir şey olmadı." (A'raf: 2-5).
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024