"Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden Ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun." (Bakara Suresi, 185). Biz, elbette bireysel istikametimizi sağlama almak adına oruç tutuyoruz. İnsan olarak var oluşumuzun tek anlamı, saf doğruyu bulmak ve onu yaşamaktır. Oruç, bizim doğruyu bulma yolculuğumuzda ara duraklardan biridir. Tokken, sonsuza dek tok kalacağımızı zannetmişken, bütün rızıkların, nimetlerin, imkân ve fırsatların, bütün dünyevî değerlerin sadece bizim gücümüzün, zekâmızın, ilmimizin eseri olduğunu vehmetmişken, her şey mükemmelken, gülüp eğlenirken, doğru yolu eğri yoldan ayırabilme kabiliyetimiz dumura uğramıştır, tıkanmıştır. Oruç disiplini, bu damarı açan bir gönüllü irade terbiyesidir. Doğru olan, Allah'ı var ve bir kabul etmektir. Eğri olan ise, kâinatı ve içindekileri yaratan Allah'ı yok sayarak nankörlük etmek ve onun yerine nefsi, tabiatı, ideoloji şeflerini, filozofları, sahtekâr cemaat ve tarikat şeflerini, para babalarını, aldatıcı, yüzeysel ve eğreti değerleri ve başka bir çok şeyi yani bir Allah yerine çok şeyi tanrı edinmektir. Oruç, bu bağlamda durma, düşünme, akletme, irdeleme, muhakeme ve mukayese etme imkânı sağlayan bir disiplin zeminidir. Doğru, kişinin kendisine Allah tarafından takdir ve tahsis edilen dünyevî değerlere razı olması tavrıdır. Eğri ise haddini aşarak, sınırlarını zorlayarak, başkasına ait değerlere saldırması, gasp ve talan etmesi halidir. Hak etmediği şeyi zor ve güç kullanarak kendisine hak bilmesi halidir. Bu bağlamda yağmacı, talancı, hileci sömürü düzeni olan kapitalizm eğridir. Hak sahibinin hakkını teslim etmek doğrudur. İnsanların özgür düşünme, inanma ve yaşama iradesini yok edip esir eden Komünizm ideolojisi eğridir. Müslümanca, mü'mince bir hayat doğrudur. Haçlı-Siyon emperyalizminin Firavun ve Karunları tarafından silahlandırılıp paralanan PKK, IŞİD, Barzani ve onlara her türlü destek ve yardımı veren Türkiye merkezli sahtekâr İslamcı siyaset şebeleklerinin Suriye'den, Irak'tan ve Türkiye'den Türk varlığını vahşice ve şeytanca yöntemlerle temizleme cinayetleri eğridir. Masum ve mağdur Türk milletinin toprağını, evini barkını, işini gücünü, bütün halinde millî varlığını eşkıyaya çiğnetmemek ve korumak doğrudur. Biz oruç tutarak bu eğrinin ve doğrunun farkına varıyoruz. Kerkük'te, Telafer'de, Tuzhurmatu'da, Erbil'de, Halep'te, Doğu Türkistan'da, Güney Azerbaycan'da hakları gaspedilen, toprakları ellerinden alınan, evlerinden sürülen, işyerleri yağmalanan, kalleşçe şehit edilen bütün Müslüman Türk kardeşlerimizin maruz kaldıkları sıkıntıları, yoklukları, açlıkları, susuzlukları oruç tutarak daha iyi idrak edebiliyoruz. Biz Müslüman Türk milleti, sahtekâr İslamcı ibişler gibi Müslümanları milliyetlerine göre ayırıp sadece Suriye, Mısır, Filistin Araplarının çektiği zulümleri propaganda aracı yapıp Türk müslümanları görmezden gelme sahtekârlığına düşmüyoruz. Biz oruç tutarak Suriye, Mısır ve Filistin Müslümanlarının da acılarını, açlıklarını hissediyoruz. Saf hakkı, hakikati idrak edenler ancak oruç tutmuş olurlar. Milletin, devletin, yetimlerin parasını, malını vicdansızca yağmalayan siyaset yamyamları ve hırsızları Ramazan ayını idrak etmiş olmuyorlar. Göstere göstere tuttukları, iyi reklam edilmiş oruçları da sadece onları iktidarda tutabilmek için oy avlama aracı olmaktan öte geçmeyen bir şey oluyor. IŞİD'le birlik olup, Irak Türklerini yerinden yurdundan edip, oraya buraya kaçırtıp, yakaladıklarını öldürüp yerlerine, topraklarına da Barzani'nin eşkıyasını yerleştiren, Türkmeneli Türklüğünü Barzani yamyamına peşkeş çeken İslamcı etiketli siyaset soytarıları, Ramazan'ı idrak etmiş olmuyorlar. Tuttukları oruç da saf Müslüman Türk ahaliyi İslam'la avlama, tavlama, uyutma, uyuşturma ve kullanma aracı olmaktan öte bir anlam ifade etmez. Vatanını, milletini, devletini, bayrağını korumak için canını ortaya koyan şerefli Türk askerini Amerikan gâvuruyla işbirliği halinde kodese tıkma kumpaslarını yapıp, öbür taraftan tek hedefi Türk milletini yok etmek olan PKK eşkıyası ile gizli gizili işbirliği yapıp onları tamamen serbest bırakan siyaset şaklabanları Ramazan'ı idrak etmemişlerdir. Tuttukları oruç da bu kalleşçe düzenlerinin devamı için saf Müslüman Türk ahaliden oy devşirme vasıtasından öte bir mana ifade etmemektedir.
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
- Dayatılan kapitalist stil / 26.12.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015