Resulüllah’ın dilinden Hz. Ali -14
Ben, Resulüllah’ın sizin aranızdaki halifesi, sizi dininizin sınırları içinde tutmakla görevli olan ve sizi “Cennetü’l-Me’va’ya davet eden kimseyim
07.12.2022 19:48:00





321- Emirü'l-mü'minin Ali'den şöyle nakledilmiştir: "Ben, Resulüllah'ın sizin aranızdaki halifesi, sizi dininizin sınırları içinde tutmakla görevli olan ve sizi "Cennetü'l-Me'va'ya davet eden kimseyim."
322- Abdullah b. Ömer'e, "Resulüllah'tan sonra insanların en üstünü kimdir?" diye sorduklarında şöyle dedi:
"Resulüllah'tan sonra insanların en üstünü o kimsedir ki Resulüllah'a helal olan O'na da helaldi. Resulüllah'a haram olan O'na da haramdı."
Râvi diyor ki: "O kimdir?" diye sorduğumda İbn-i Ömer şöyle devam etti: "O, Ali'dir..."
Hz. Peygamber mescide açılan bütün kapıları kapattı. Bir tek Ali'nin kapısını açık bıraktı ve O'na şöyle buyurdu:
"Bu mescitte Benim için tanınan (hak ve ruhsatlar) Senin için de geçerlidir. Bana caiz olmayan Sana da caiz değildir. Sen, Benim vârisim ve vasimsin. Borcumu ödeyecek, vaadimi yerine getireceksin. Ve Benim sünnetim üzere savaşacaksın. Beni sevdiğini iddia edip de Sana düşmanlık besleyen kimse yalancıdır."
323- Resulüllah buyurdu ki: "Hiç kuşkusuz Allah beni Peygamber, Ali'yi de vasi kılmıştır."
324- Resulüllah buyurdu ki: "Hiç kuşkusuz Allah Teâlâ'nın yüz yirmi dört bin peygamberi vardır ki, Ben onların efendisi ve Allah (azze ve celle) katında en faziletli ve en değerli olanıyım.
Her peygamberin de bir vasisi vardır ki, Allah'ın emriyle onu kendisine vasi kılmıştır. Benim vasim ise şüphesiz Ali b. Ebi Tâlib'dir. O da vasilerin efendisi ve Allah (azze ve celle)'nin katında onların en faziletlisi ve en değerlisidir."
325- İmam Ali er-Rıza, babası İmam Musa Kâzım'dan, o da babası İmam Câfer Sâdık'tan, o da babası İmam Muhammed Bâkır'dan, o da babası İmam Zeyne'l-Abidin'den, o da babası İmâm Hüseyin'den, o da Hz. Emirü'l-mü'minin İmam Ali b. Ebi Tâlib'den, O da Hz. Peygamberden şöyle nakletmiştir:
"Allah (azze ve celle) yüz yirmi dört bin peygamber yaratmıştır ki Ben, Allah katında onların en değerlisiyim. Bununla da övünmüyorum. Yine Allah (azze ve celle) yüz yirmi dört bin vasi yaratmıştır ki Ali, Allah katında onların en değerlisi ve en faziletlisidir."
326- Mus'ab b. Sa'd, babasından şöyle nakletmektedir: "Resulüllah, Tebûk'e doğru yola çıktı ve (Medine'de) yerine Ali'yi vekil olarak bıraktı.
Hz. Ali, 'Beni kadınlar ve çocuklar arasında mı bırakıyorsun?' dediğinde şöyle buyurdu: Harun'un Musa yanında sahip olduğu makama, Sen de Benim yanımda sahip olmak istemez misin? Ancak Benden sonra peygamber yoktur."
327- Said b. Museyyeb, Hz. Ali'den rivayetle Resulüllah'ın Tebûk Gazvesi'nde kendisine hitaben şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"Seni ehlim arasında halifem olarak bıraktım." Ben, "Ey Allah'ın Nebisi, kendinden sonra mı halife olarak bırakıyorsun?" dediğimde şöyle buyurdu:
"Harun'un Musa yanında sahip olduğu makama Sen de Benim yanımda sahip olmak istemez misin? Yalnız (onlarla bizim aramızdaki fark şu ki) Benden sonra peygamber yoktur."
328- İbn-i Abbas Resulüllah'tan şöyle nakletmiştir: "Sizler, Ali'nin velayeti altında olduğunuz müddetçe asla yolunuzu şaşmaz ve helâk olmazsınız ama O'na muhalefet ederseniz (farklı) yollar ve nefsanî hevesler sizi yolunuzdan saptırıp, şaşkınlığa sürükler... O halde Allah'tan korkun; hiç kuşkusuz Allah'ın ahdi Ali b. Ebi Tâlib'dir."
329- Hz. Ali'den Resulüllah'ın kendisine hitaben şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Bil ki (Ey Ali) hem Sen imtihan edileceksin, hem de Seninle (başkaları) imtihan edileceklerdir. Şunu bil ki, Sana uyan kimseyi, Sen hidayet edensin; kim de Senin yoluna muhalefet ederse kıyamet gününe kadar dalalette kalacaktır."
330- Abdullah İbn Ömer'in naklettiğine göre, Resulüllah Hz. Ali'ye hitaben şöyle buyurdu: "Ya Ali, Sana kim muhalefet ederse Bana muhalefet etmiştir, Bana muhalefet eden ise Allah'a muhalefet etmiştir."
331- Resulüllah Hz. Ali'ye hitaben: "Ya Ali, Senden öne ancak (hakkın üzerini) örtmeye çalışan kimse geçmeye çalışır. Senden ancak (hakkın üzerini) örtmeye çalışan geride kalır.
Sen, Allah'ın kulları arasındaki nuru ve hüccetisin. Sen, Allah'ın düşmanlarına çekilmiş kılıcı ve peygamberlerinin ilimlerinin vârisisin...
Sen, Allah'ın yüce kelimesi ve en büyük ayetisin. Allah, imanı ancak Senin velayetinle kabul eder."
332- Resulüllah, Hz. Ali'ye hitaben: "Ya Ali, Benden sonra, Senden öne ancak (hakkın üzerin) örten kimse, geçmeye çalışır. Hiç kuşkusuz göklerin ehli Sana 'Emirü'l- mü'minin' derler."
333- Emirü'l-mü'minin Ali buyuruyor ki: "Kıyamet gününde (düşmanlarını) dava etmek için Allah'ın huzurunda ilk diz çökecek kimse Benim."
334- Resulüllah buyurdu ki: "Kim, Benden sonra Ali'nin imametini bilerek inkâr ederse, Benim nübüvvetimi inkâr etmiştir, kim de Benim nübüvvetimi bilerek inkâr ederse Allah'ın rubûbiyyetini inkâr etmiştir."
335- Resulüllah buyurur ki: "Ya Ali, kim Seni ve Senin zürriyetinden olan mutahhar (imamlardan) bir tanesini inkâr ederse, hiç kuşkusuz Beni inkâr etmiş olur."
336- Abdullah b. Abbas, Resulüllah'tan şöyle nakletmiştir: "Kim, Benden sonra Ali'nin imametini inkâr ederse, Benim hayatımda Benim nübüvvetimi inkâr eden kimse gibi olur.
Kim de, Benim nübüvvetimi inkâr ederse Aziz ve yüce Rabb'inin rubûbiyyetini inkâr enden kimse gibi olur."
337- Muhammed b. Fazl, İmam Ali er-Rıza'nın babaları kanalıyla, Allah Resulü'nden şöyle rivayet ettiğini nakleder:
"Ya Ali, Sen ve Senden sonraki (diğer) imamlar Allah'ın kullarına hücceti ve yaratıkları arasında nişanelerisiniz.
Kim, sizden bir tanesini bile inkâr ederse, aslında Beni inkâr etmiştir.
Kim de sizden birisine karşı gelirse aslında Bana karşı gelmiştir. Size cefa eden, Bana cefa etmiştir.
Kim sizinle ilişki kurarsa, Benimle kurmuştur. Kim, size itaat ederse, Bana itaat etmiştir.
Kim size dost olursa, Bana dost olmuş ve kim size düşmanlık yaparsa Bana düşmanlık yapmıştır. Zira hiç şüphesiz sizin hepiniz Bendensiniz. Benim tıynetimden yaratılmışsınız, Ben de sizdenim."
338- Hüseyin b. Ebi Alâ diyor ki; İmam Câfer-i Sâdık'tan şöyle duydum: "Eğer bütün yeryüzü halkı, Emir'ül-mü'minin'i (hakkı bildikleri halde) inkâr etmiş olsaydı, Allah hepsine topyekûn azap eder ve (Cehennem) ateşine sokardı."
339- Resulüllah buyurdu ki: "Kim, ashabımdan herhangi birisini Ali'den üstün tutarsa, hakkın üzerine perde çekmiştir."
340- Ebuzer-i Gifâri Resulüllah'ın şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Kimseyi Ali'ye tercih konusu yapmayın ki, hakkın üzerini örtenlerden olursunuz. Kimseyi de O'ndan üstün saymayın ki gerisin geriye dönenlerden olursunuz."
341- Said b. Tarîf, İmam Muhammed Bâkır'dan Resulüllah'ın şöyle buyurduğunu nakletmektedir:
"Bilin ki, Cebrail Bana geldi ve şöyle dedi: Ey Muhammed, Rabb'in Seni, Ali b. Ebi Tâlib'in sevgisine ve velayetine emrediyor."
342- Musa b. İsmail babasından, o da dedesinden, o da babası İmam Câfer-i Sâdık'tan, o da babası Muhammed Bâkır'dan, o da Câbir b. Abdillah'dan Resulüllah'ın şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"Cebrail, Allah indinden Bana gelerek yeşil bir yaprak getirdi. O yaprağın üzerinde beyaz bir yazıyla şöyle yazılıydı: Hiç kuşkusuz Ben Ali b. Ebi Tâlib'in muhabbetini, yarattıklarıma farz kıldım. O halde bunu onlara ilet."
343- İmam Hüseyin, Sa'd b. Ubâde'ye dayandırarak Resulüllah'tan şöyle nakletmektedir: "Ben göğe çıkarıldığımda ve Rabb'ime iki yay veya daha yakın olduğumda Allah Teala tarafından Bana şöyle nida edildi:
"Ey Muhammed, yeryüzünde kimin Seninle birlikte olmasını istiyorsun?" Dedim ki: "Aziz ve Cebbar (Rabb'im) kimi sever ve sevmemi emrederse onu severim." Allah Teala'dan şu nidayı duydum: "Ey Muhammed, Ali'yi sev, zira Ben O'nu ve O'nu seveni seviyorum..."
344- Resulüllah buyurdu ki: "Ey insanlar, Ali'yi sevin. Zira hiç şüphesiz Allah O'nu seviyor."
345- Resulüllah buyurur ki: "Hiç kuşkusuz Benden sonra Ali sizin velinizdir. O halde Ali'yi sevin, zira O ancak emredildiğini yapmaktadır."
346- Resulüllah buyurdu ki: "Bilin ki, kim Ali'yi severse Beni sevmiştir. Kim de Beni severse Allah ondan razı olur. Allah da bir kimseden razı olursa onu Cennetle mükâfatlandırır."
347- Hâris, Hz. Ali b. Ebi Tâlib'den şöyle nakletmiştir: "Kim, Beni severse, kıyamet gününde Beni sevdiği şekilde görür. Kim de, Bana düşmanlık beslerse kıyamet günüde Beni sevmediği şekilde görür."
348- Resulüllah buyurdu ki: "Biliniz ki, bir kimse Ali'yi severse, Allah onun için (Cehennem) ateşinden ve nifaktan kurtuluşu ve Sırat'tan geçiş iznini ve azaptan emanda kalmayı yazar."
349- Resulüllah buyurdu ki: "Biliniz ki, kim Ali'yi severse, kıyamet günü yüzü on dörtlük ay gibi parladığı halde gelir."
350- Resulüllah buyurdu ki: "Biliniz ki, bir kimse Ali'yi severse, Arş'ın altından bir melek ona şöyle seslenir:
"Ey Allah'ın kulu, ameline baştan başla... Hiç şüphesiz Allah, senin bütün günahlarını bağışladı." (Kaynaklar için bakınız Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eseri)
322- Abdullah b. Ömer'e, "Resulüllah'tan sonra insanların en üstünü kimdir?" diye sorduklarında şöyle dedi:
"Resulüllah'tan sonra insanların en üstünü o kimsedir ki Resulüllah'a helal olan O'na da helaldi. Resulüllah'a haram olan O'na da haramdı."
Râvi diyor ki: "O kimdir?" diye sorduğumda İbn-i Ömer şöyle devam etti: "O, Ali'dir..."
Hz. Peygamber mescide açılan bütün kapıları kapattı. Bir tek Ali'nin kapısını açık bıraktı ve O'na şöyle buyurdu:
"Bu mescitte Benim için tanınan (hak ve ruhsatlar) Senin için de geçerlidir. Bana caiz olmayan Sana da caiz değildir. Sen, Benim vârisim ve vasimsin. Borcumu ödeyecek, vaadimi yerine getireceksin. Ve Benim sünnetim üzere savaşacaksın. Beni sevdiğini iddia edip de Sana düşmanlık besleyen kimse yalancıdır."
323- Resulüllah buyurdu ki: "Hiç kuşkusuz Allah beni Peygamber, Ali'yi de vasi kılmıştır."
324- Resulüllah buyurdu ki: "Hiç kuşkusuz Allah Teâlâ'nın yüz yirmi dört bin peygamberi vardır ki, Ben onların efendisi ve Allah (azze ve celle) katında en faziletli ve en değerli olanıyım.
Her peygamberin de bir vasisi vardır ki, Allah'ın emriyle onu kendisine vasi kılmıştır. Benim vasim ise şüphesiz Ali b. Ebi Tâlib'dir. O da vasilerin efendisi ve Allah (azze ve celle)'nin katında onların en faziletlisi ve en değerlisidir."
325- İmam Ali er-Rıza, babası İmam Musa Kâzım'dan, o da babası İmam Câfer Sâdık'tan, o da babası İmam Muhammed Bâkır'dan, o da babası İmam Zeyne'l-Abidin'den, o da babası İmâm Hüseyin'den, o da Hz. Emirü'l-mü'minin İmam Ali b. Ebi Tâlib'den, O da Hz. Peygamberden şöyle nakletmiştir:
"Allah (azze ve celle) yüz yirmi dört bin peygamber yaratmıştır ki Ben, Allah katında onların en değerlisiyim. Bununla da övünmüyorum. Yine Allah (azze ve celle) yüz yirmi dört bin vasi yaratmıştır ki Ali, Allah katında onların en değerlisi ve en faziletlisidir."
326- Mus'ab b. Sa'd, babasından şöyle nakletmektedir: "Resulüllah, Tebûk'e doğru yola çıktı ve (Medine'de) yerine Ali'yi vekil olarak bıraktı.
Hz. Ali, 'Beni kadınlar ve çocuklar arasında mı bırakıyorsun?' dediğinde şöyle buyurdu: Harun'un Musa yanında sahip olduğu makama, Sen de Benim yanımda sahip olmak istemez misin? Ancak Benden sonra peygamber yoktur."
327- Said b. Museyyeb, Hz. Ali'den rivayetle Resulüllah'ın Tebûk Gazvesi'nde kendisine hitaben şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"Seni ehlim arasında halifem olarak bıraktım." Ben, "Ey Allah'ın Nebisi, kendinden sonra mı halife olarak bırakıyorsun?" dediğimde şöyle buyurdu:
"Harun'un Musa yanında sahip olduğu makama Sen de Benim yanımda sahip olmak istemez misin? Yalnız (onlarla bizim aramızdaki fark şu ki) Benden sonra peygamber yoktur."
328- İbn-i Abbas Resulüllah'tan şöyle nakletmiştir: "Sizler, Ali'nin velayeti altında olduğunuz müddetçe asla yolunuzu şaşmaz ve helâk olmazsınız ama O'na muhalefet ederseniz (farklı) yollar ve nefsanî hevesler sizi yolunuzdan saptırıp, şaşkınlığa sürükler... O halde Allah'tan korkun; hiç kuşkusuz Allah'ın ahdi Ali b. Ebi Tâlib'dir."
329- Hz. Ali'den Resulüllah'ın kendisine hitaben şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Bil ki (Ey Ali) hem Sen imtihan edileceksin, hem de Seninle (başkaları) imtihan edileceklerdir. Şunu bil ki, Sana uyan kimseyi, Sen hidayet edensin; kim de Senin yoluna muhalefet ederse kıyamet gününe kadar dalalette kalacaktır."
330- Abdullah İbn Ömer'in naklettiğine göre, Resulüllah Hz. Ali'ye hitaben şöyle buyurdu: "Ya Ali, Sana kim muhalefet ederse Bana muhalefet etmiştir, Bana muhalefet eden ise Allah'a muhalefet etmiştir."
331- Resulüllah Hz. Ali'ye hitaben: "Ya Ali, Senden öne ancak (hakkın üzerini) örtmeye çalışan kimse geçmeye çalışır. Senden ancak (hakkın üzerini) örtmeye çalışan geride kalır.
Sen, Allah'ın kulları arasındaki nuru ve hüccetisin. Sen, Allah'ın düşmanlarına çekilmiş kılıcı ve peygamberlerinin ilimlerinin vârisisin...
Sen, Allah'ın yüce kelimesi ve en büyük ayetisin. Allah, imanı ancak Senin velayetinle kabul eder."
332- Resulüllah, Hz. Ali'ye hitaben: "Ya Ali, Benden sonra, Senden öne ancak (hakkın üzerin) örten kimse, geçmeye çalışır. Hiç kuşkusuz göklerin ehli Sana 'Emirü'l- mü'minin' derler."
333- Emirü'l-mü'minin Ali buyuruyor ki: "Kıyamet gününde (düşmanlarını) dava etmek için Allah'ın huzurunda ilk diz çökecek kimse Benim."
334- Resulüllah buyurdu ki: "Kim, Benden sonra Ali'nin imametini bilerek inkâr ederse, Benim nübüvvetimi inkâr etmiştir, kim de Benim nübüvvetimi bilerek inkâr ederse Allah'ın rubûbiyyetini inkâr etmiştir."
335- Resulüllah buyurur ki: "Ya Ali, kim Seni ve Senin zürriyetinden olan mutahhar (imamlardan) bir tanesini inkâr ederse, hiç kuşkusuz Beni inkâr etmiş olur."
336- Abdullah b. Abbas, Resulüllah'tan şöyle nakletmiştir: "Kim, Benden sonra Ali'nin imametini inkâr ederse, Benim hayatımda Benim nübüvvetimi inkâr eden kimse gibi olur.
Kim de, Benim nübüvvetimi inkâr ederse Aziz ve yüce Rabb'inin rubûbiyyetini inkâr enden kimse gibi olur."
337- Muhammed b. Fazl, İmam Ali er-Rıza'nın babaları kanalıyla, Allah Resulü'nden şöyle rivayet ettiğini nakleder:
"Ya Ali, Sen ve Senden sonraki (diğer) imamlar Allah'ın kullarına hücceti ve yaratıkları arasında nişanelerisiniz.
Kim, sizden bir tanesini bile inkâr ederse, aslında Beni inkâr etmiştir.
Kim de sizden birisine karşı gelirse aslında Bana karşı gelmiştir. Size cefa eden, Bana cefa etmiştir.
Kim sizinle ilişki kurarsa, Benimle kurmuştur. Kim, size itaat ederse, Bana itaat etmiştir.
Kim size dost olursa, Bana dost olmuş ve kim size düşmanlık yaparsa Bana düşmanlık yapmıştır. Zira hiç şüphesiz sizin hepiniz Bendensiniz. Benim tıynetimden yaratılmışsınız, Ben de sizdenim."
338- Hüseyin b. Ebi Alâ diyor ki; İmam Câfer-i Sâdık'tan şöyle duydum: "Eğer bütün yeryüzü halkı, Emir'ül-mü'minin'i (hakkı bildikleri halde) inkâr etmiş olsaydı, Allah hepsine topyekûn azap eder ve (Cehennem) ateşine sokardı."
339- Resulüllah buyurdu ki: "Kim, ashabımdan herhangi birisini Ali'den üstün tutarsa, hakkın üzerine perde çekmiştir."
340- Ebuzer-i Gifâri Resulüllah'ın şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Kimseyi Ali'ye tercih konusu yapmayın ki, hakkın üzerini örtenlerden olursunuz. Kimseyi de O'ndan üstün saymayın ki gerisin geriye dönenlerden olursunuz."
341- Said b. Tarîf, İmam Muhammed Bâkır'dan Resulüllah'ın şöyle buyurduğunu nakletmektedir:
"Bilin ki, Cebrail Bana geldi ve şöyle dedi: Ey Muhammed, Rabb'in Seni, Ali b. Ebi Tâlib'in sevgisine ve velayetine emrediyor."
342- Musa b. İsmail babasından, o da dedesinden, o da babası İmam Câfer-i Sâdık'tan, o da babası Muhammed Bâkır'dan, o da Câbir b. Abdillah'dan Resulüllah'ın şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"Cebrail, Allah indinden Bana gelerek yeşil bir yaprak getirdi. O yaprağın üzerinde beyaz bir yazıyla şöyle yazılıydı: Hiç kuşkusuz Ben Ali b. Ebi Tâlib'in muhabbetini, yarattıklarıma farz kıldım. O halde bunu onlara ilet."
343- İmam Hüseyin, Sa'd b. Ubâde'ye dayandırarak Resulüllah'tan şöyle nakletmektedir: "Ben göğe çıkarıldığımda ve Rabb'ime iki yay veya daha yakın olduğumda Allah Teala tarafından Bana şöyle nida edildi:
"Ey Muhammed, yeryüzünde kimin Seninle birlikte olmasını istiyorsun?" Dedim ki: "Aziz ve Cebbar (Rabb'im) kimi sever ve sevmemi emrederse onu severim." Allah Teala'dan şu nidayı duydum: "Ey Muhammed, Ali'yi sev, zira Ben O'nu ve O'nu seveni seviyorum..."
344- Resulüllah buyurdu ki: "Ey insanlar, Ali'yi sevin. Zira hiç şüphesiz Allah O'nu seviyor."
345- Resulüllah buyurur ki: "Hiç kuşkusuz Benden sonra Ali sizin velinizdir. O halde Ali'yi sevin, zira O ancak emredildiğini yapmaktadır."
346- Resulüllah buyurdu ki: "Bilin ki, kim Ali'yi severse Beni sevmiştir. Kim de Beni severse Allah ondan razı olur. Allah da bir kimseden razı olursa onu Cennetle mükâfatlandırır."
347- Hâris, Hz. Ali b. Ebi Tâlib'den şöyle nakletmiştir: "Kim, Beni severse, kıyamet gününde Beni sevdiği şekilde görür. Kim de, Bana düşmanlık beslerse kıyamet günüde Beni sevmediği şekilde görür."
348- Resulüllah buyurdu ki: "Biliniz ki, bir kimse Ali'yi severse, Allah onun için (Cehennem) ateşinden ve nifaktan kurtuluşu ve Sırat'tan geçiş iznini ve azaptan emanda kalmayı yazar."
349- Resulüllah buyurdu ki: "Biliniz ki, kim Ali'yi severse, kıyamet günü yüzü on dörtlük ay gibi parladığı halde gelir."
350- Resulüllah buyurdu ki: "Biliniz ki, bir kimse Ali'yi severse, Arş'ın altından bir melek ona şöyle seslenir:
"Ey Allah'ın kulu, ameline baştan başla... Hiç şüphesiz Allah, senin bütün günahlarını bağışladı." (Kaynaklar için bakınız Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eseri)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.